Julie'nin Gözünden
Uh... Doğru mu duymuştum? Görünüşe göre bu adam babam. Oldukça iri ve kollarının her yerinde dövmeler var. Paul gibi görünüyor...
'' Üzgünüm ne? '' dedim kafam karışarak.
'' Senin biyolojik babam olduğumu söyledim. ''
'' Hayır bu doğru değil. Benim babam öldü. ''
'' Şey, hayır ölmedi çünkü şu an tam karşında duruyor.''
'' Saçmalık! '' dedim tükürürcesine.
'' Bak Julie, lütfen açıklayabilirim. '' dedi Tom yalvararak.
''Üzgünüm Tom ama sanırım bir hata yaptın.'' dedim Luke'un kolunu sıkıca tutup çekiştirirken. Böylece bu mekandan gidebilecektik.
''Hayır bekle.'' dedi cüzdanını çıkararak. Cüzdanından siyah beyaz bir fotoğraf çıkardı.
''Bu ne?'' diye sordum.
''Lütfen bir göz at.'' dedi fotoğrafı bana verirken.
Fotoğrafı tereddütle elime alıp dikkatle inceledim. Tipik bir aile fotoğrafıydı. Adam ve eşi, kendisi kadar büyük olan pengueni tutan kız çocukları vardı. Aile mutlu görünüyordu. Kadın neşeyle gülümsüyor, adam askeri kıyafet giyiyordu.
Bu fotoğrafı daha önce görmüş müydüm? Neden bu kadar tanıdık geliyordu? Fotoğrafa bir kez daha yakından bakmadan önce gözlerimi kırpıştırdım.
BİNGO.
Adam ve kadın benim ebeveynlerimdi ve küçük kız çocuğuda bendim. Bu günü oldukça net bir biçimde hatırlıyordum.
* GERİYE DÖNÜŞ *
(6 yaşındaki Julie)
Uçuş görevlileriyle dolu bir yerde Penguen Luke ile oynuyordum. Bazı insanlar mutlu bazı insanlar üzgündü. Etrafta bir sürü bavul ve kutu vardı. Annem bu yerin havalimanı olduğunu söyledi. Burası insanların bir yere uçmak istediklerinde geldiği yer.
Rahatsız edici sert plastik sandalyede oturup babamın gelmesini bekliyordum. Uzun zaman önce gitmişti. annem ve ben onu çok özlemiştik. Ona okuldan bahsetmek için sabırsızlanıyordum. Bana yatmadan önce hikaye okuyacak, parka götürüp dondurma alacak.
Annemden bir hıçkırık duyduğumda Penguen Luke ile oynamakla çok meşguldüm. Ne olduğunu anlamak için baktım ama biri ismimi seslendi.
''JULIE BEBEĞİM! ''
Terminale doğru döndüğümde babamın koşarak bana geldiğini gördüm.
''BAAAABBAAACIIIĞIIIIMMMM! '' dedim Penguen Luke'u düşürüp ona doğru koştum ve zayıf kollarımla ona sıkıca sarıldım.
'' Selam prenses. '' diye fısıldadı saçlarıma.
'' Seni özledim babacığım. ''
'' Ben seni daha çok özledim. '' dedi alnımdan hızlıca öperek.
Beni kollarına alıp anneme doğru yürüdü.
''Tom. '' dedi annem nefesini vererek.
'' Monnique. ''
Birbirlerine sarıldılar.
''Yaşasın. '' dedim alkışlayarak.
Heyecanıma kıkırdadılar.
'' Bir fotoğraf çekilelim mi? '' diye sordu babam.
‘’ Evet lütfeeennn! ‘’ Penguen Luke’u alıp kıkırdadım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
That Song; Luke Hemmings(TÜRKÇE)
Fiksi PenggemarJulie Higgins ile tanışın. Evet, Paul Higgins deki Higgins. Dünyadaki en büyük boyband grubu One Direction'un biricik tur menejeri. Julie Paul'un yeğeni ama Paul'u 10 yıldır görmedi. Julie 16 yaşında ve küçüklüğünden beri sanat sektörüne bir sevgi b...