Bölüm 43

551 29 5
                                    

Julie’nin gözünden

Sydney,Avustralya’da olmayı seviyorum. İki haftalığına Londra’daki bütün o dramayı unutabilirim.

Şimdi Luke’un babasının küçük minibüsündeyiz. Herkesin sığabilmesine şaşırmıştım. Ayrıca valizlerimiz de sığmıştı.

Radyo çok kısık sesle çalıyordu ama kimse radyoyu umursamıyordu çünkü hepsi Luke’un tur hikayelerini dinlemekle meşguldü.

Yalan söyleyemem,orada sadece Luke’un elini tutarak tuhaf bir şekilde oturuyordum. Herkes kendini Luke’un hikayelerine çook kaptırdığı için onları rahatsız etmek istemiyordum. Yani sadece oturdum,camdan dışarı bakıp manzaranın tadını çıkarttım.

‘’Julie?’’

‘’Huh ne?’’

‘’Yorgun musun diye sordum.’’ Luke kıkırdadı.

‘’Oh üzgünüm,hayır yorgun değilim.’’ utangaçça gülümsedim.

‘’Tamam.’’

‘’Gelmek üzere miyiz?’’ diye sordum.

‘’Evet.’’

Kafamı salladım ve camdan dışarı bakmaya devam ettim. Son 10 dakikadır,hiçliğin ortasında ilerliyor gibiydik.

Vay,Luke Sydney’de mahallede yaşadığını söylerken şaka yapmıyormuş.

Dakikalar sonra,anayola çıktık. Arabadan indiğimde,kendimi esnetmeye başladım. Son 22 saattir oturuyorum ve popom oturmaktan ağrıyordu.

Valizlerimi almak için bagaja gittim ama Jack ve Ben çoktan almışlardı.

‘’Sorun değil,ben aldım.’’ Ben valizi alırken gülümsedi.

‘’Teşekkürler.’’ dedim.

‘’Julie! Hadi gel!’’ dedi Luke heyecanla.

‘’Tamam geliyorum!’’ dedim aceleyle yürüyerek.

‘’Gel,ev turu!’’

Ayakkabılarımı çıkarttım ve onları kapının yanına koyup içeri girdim.

‘’Vay’’ dedim hayranlıkla.

Hemmings’lerin evi güzeldi. Mahallede olmasına rağmen büyüktü. Her şey temiz ve yerliyerindeydi. Mobilyalar pastel renk duvarla uyumluydu. Duvarlarda bir sürü aile fotoğrafı asılıydı.

‘’Hadi Julie!’’ Luke hayranlığıma güldü. ‘’Sana üst katı göstereyim.’’

‘’Tamam.’’ kafamı salladım ve Luke’u takip ettim.

Elimi tuttu ve beni yukarı kata sürükledi.

‘’Tamam burası ailemin odası.’’ diye gösterdi. ‘’Bu Jack’in ve bu da Ben’in odası ama ikisi de kendi evlerine taşındı yani burada boş 2 odamız var. Ve sonunda en iyi oda,benim odam!’’

‘’Tabii ki,Luke’un odası klasik bir erkek odasıydı. Duvarlarda grupların posterleri vardı,kendi grubunun da. Her tarafta kıyafetler vardı ve tuhaftı çünkü Luke 6 aydır evde değildi. Sanırım annesi toplamaya zahmet etmemişti. Bir sürü kitap ve çalışma kağıdı dağınık bir şekilde masadaydı ve bu tuhaftı çünkü tüm derslerini turda yapıyordu. Odanın ortasında iki kişilik yatak vardı,üzerinde deniz mavisi örtüler vardı. Odanın en sevdiğim kısmı pencerenin hemen yanındaki akustik gitar oldu.

‘’Güzel oda.’’ güldüm.

‘’Teşekkür ederim!’’ dedi yüzüstü yatağa atlarken. ‘’Tanrım,bu yatağı çook özledim’’

That Song; Luke Hemmings(TÜRKÇE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin