That Song; Luke Hemmings(TÜRKÇE)

Bölüm 18

Tom Higgens'in gözünden

Kızımın annesi; eski karım öldü mü? Kalbim milyonlarca parçaya bölünmüş gibi hissediyorum.

Duyduklarıma inanamıyorum. Ben gerçekten en kötü baba ve eştim.

İş için ailemi bıraktım...yani bu 10 yıl önce Julie'ye söylediğim şeydi,ama ayrıca Monnique onu kadın askerlerden biriyle aldattığımı düşündü. Bu yüzden boşandık. Geçerli bile olmayan bir nedenden dolayı ayrıldık. Evet tamam,öpüşüne karşılık verdim ama beni zorlayan oydu. Bugün,ordu'ya hizmet etmekten pişmanım. Eğer ordu'da olmasaydım,Monnique,Julie ve ben mutlu bir aile olacaktık. Julie'nin yanında olabilecektik. Onun büyümesini görememiştim. Ama ordu'da olmanın artı yönü insanların hayatını kurtarabilmekti. Ben böyle biriydim,diğer insanların güvenliğini kendiminkinin önüne koyuyordum.

Monnique'i tüm kalbimle sevdim,onu hala seviyorum.

Ugh Julie'yi çok özlüyorum. Prensesimin büyüyüşünün 10 yılını kaçırdım. İlk okul oyununu kaçırdım,bale resitalini,ve muhtemelen ilk ayrılığını.

Yanında olmalıydım.

Laptop'umu açtım ve Google'a girdim. 'Julie Higgens'i aradım ve ağzım birden 'O' şeklini aldı.

Kızımın resimleri bütün internetteydi. Dansçı,model,şarkıcı ve söz yazarı. Gözlerime inanamıyordum.

Kızım resmen ünlüydü ve bugüne kadar fark etmemiştim. Resimlerinden birini yakınlaştırdım ve yüzünü inceledim. Aynı annesi gibi görünüyordu ama benim gözlerimi almıştı. Çok güzel küçük bir kız yapmıştım. Artık küçük değil ama bilse de bilmese de her zaman benim prensesim olarak kalacak.

Daha sonra Youtube'a girdim ve Julie'nin şarkılarından birini dinledim. Harikaydı. Oradakinin benim bebeğim olduğuna hala inanamıyordum. Onunla çok gurur duyuyorum.

Acaba Julie hiç beni düşünüyor muydu? Babasının ne yaptığını düşünüyor mu? Ya da nerede olduğunu. Nasıl göründüğümü hatırlıyor muydu? Gitmeden önce ona verdiğim Pengueni hala saklıyor mu? Hala beni umursuyor mu?

Tabii ki hayır değil mi? Onu ve annesini 10 yıl önce terk ettim. Eminim bana kızgındır. Paul bana onun benim öldüğümü düşündüğünü söyledi. Onu suçlayamam. Eğer şuan ölebilecek olsam,ölürdüm.

Paul onunla görüşmemi sağlayabileceğini söylediğinde kendimden geçtim. Julie'nin hayatına geri dönebilme şansım vardı. Eğer izin verirse tabii ki. Umarım Julie beni çocukça hatalarımdan dolayı affedebilir ve onun için en iyi baba olabileceğimi göstermeme izin verir.

Julie'nin gözünden

Ona söylediklerimden sonra Paul yıkılmış gibiydi ama toparladı ve bunları geçmişte bırakıp geleceğe bakmamızı söyledi. Çok uzun bir gün olduğundan çocukların apartmanına gitmeye karar verdik.

Paul sürücü koltuğundaydı ve Nicki de yanındaki koltuktaydı. Ben Luke ve Calum'un ortasında oturuyordum,arkamızda da Michael ve Ashton vardı. Başımı Luke'un omzuna koymuştum,el ele tutuşuyorduk ve Luke parmağıyla karnımda daireler çiziyordu.

Luke'la ilgili bir şey,beni sakinleştiriyordu. Ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu ama yaptığı ve söylediği her şey beni sakinleştiriyordu. Ve bunu seviyordum.

Luke'dan gerçekten hoşlanıyorum ve bu çok çabuk oluyor. Umarım bu sürer.

15 dakika sonra,çocukların apartmanına gelmiştik ve arabadan indik.

''Eee ne yapmak istersiniz?'' diye sordu Ashton,bu sırada ayakkabılarını çıkarıyordu.

''Uh,bana her şey uyar.'' dedim omuz silkerek.