3.BÖLÜM: "Parmak Uçlarında Yeşermiş Ritimler."

47.8K 3.1K 7.7K
                                    

Multimedya;

#Evgeny Grinko, Valse.
#Opeth, Harvest.

Sınır: 20 vote 30 yorum.

hoşunuza giden bir yere olursa 🗝 koymayı unutmayın.

3. BÖLÜM: "Parmak Uçlarında Yeşermiş Ritimler."

Kalbin etrafına sarılan etten duvarlar, sevgisizliğe gebe kaldıkça betondan bir duvara dönüşüyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kalbin etrafına sarılan etten duvarlar, sevgisizliğe gebe kaldıkça betondan bir duvara dönüşüyordu.

Bir insanı kalbindeki taştan duvarlara bakmazdan evvel, o taşın altındaki kuma bakın. O kum, size o kalbin daha önce neler yaşadığını gösterir, nelere ağladığını, neye kırıklığını, kimin onu öldürdüğünü gösterir.

Benim bir katilim var mıydı?

Kalbimin duvarları, etten miydi yoksa betondan bir duvara mı dönüşmüştü?

Bu sorularımın cevabı gökyüzünde, herkesten uzak bir bulutun koynunda, göğsünde saklıydı. Bir cennet gibi, çoğu zaman da bir cehennem gibi.

Beş dakika belki de daha fazla olmuştu bilmiyordum, aynadan uzun uzun baktığım ensemdeki isim bende, kalbimde en önemlisi zihnimde hiçbir şey uyandırmıyordu. "Oha," diye bir tepki verdim bilmem kaçıncı dakikadan sonra. "Çok havalı bir adım varmış, değişik ve modern..."

Uraz sert bakışlarını benim yüzüme ileterek, "Adını öğreniyorsun ve senin verdiğin tepki adının çok cool oluşu mu?" Diye sordu bana. "Kızım insan mısın? Çok ciddi soruyorum."

"Ben insan değilim," dedim kendini beğenmiş bir tonda. "Ben bir meleğim, gökten inmiş bir melek."

"O da gelip beni buldu değil mi?" Dedi kendine sitem eder gibi, omuz silktim. "Belki ben cennetten kovulan bir melektim, kovulunca denize düştüm olmaz mı?" Diye sordum minicik bir sesle, kısa olan saçlarımı daha çok sağ omzumda toplayıp el yazısıyla, özenle yazılmış dövmeme birkaç dakika daha baktım. Büyüleyici görünüyordu, gerçekten. "O cennetten kovulmuş melekte beni mi buldu yani?" Dedi dalga geçer gibi.

Ona bakmadım, "Bulmasını mı isterdin?" Diye sordum.

"Bulsun dememi isterdin?"

"Evet dememi isterdin?"

"Kelime oyunu yapma bana isimsiz, " dedi, gözlerimi devirdim. "Lan adını da bulduk, sana isimsiz dememe gerek kalmadı," diye konuştu sanki bu isimsiz demesi çok önemli bir şeymiş gibi.

"Ne büyük kayıp!" Dedim sahte bir hüzünle, Uraz bana yandan ters bir bakış attığında burnumu çektim. "Vücudunun her yerine baktın mı?" Diye sordu aniden. "Ne bileyim belki vücudunun başka bir yerine de dövme yaptırmışsındır, sana bir şeyler hatırlatabilir." Sertçe yutkundum, karnımdaki yanık izinden ona bahsetmemiştim, ki zaten bahsetmeme gerek yoktu. Ne diye öğrenecekti ki sanki? O yanık izi bana en ufak bir şey hatırlatsaydı bu durumdan Uraz'a bahsedebilirdim lâkin ortada en ufak bir hatırlama söz konusu değildi.

Rivayetler Mahzeni.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin