7.BÖLÜM: "Avuç İçlerinde Birikmiş Acılar."

39.7K 2.7K 6.8K
                                    

Multimedya:

#Low, lullaby.
#Agnes Obel, Familiar.

Sınır: 23 VOTE 50 YORUM.

Hoşunuza giden kısımlara ve buraya 🗝 unutmayalım.

7.BÖLÜM: "Avuç İçlerinde birikmiş acılar.

Zaman bir acıysa, ben zamanın kanayan yarasıyım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zaman bir acıysa, ben zamanın kanayan yarasıyım.

Akrep, yelkovanın peşinden delicesine koşarken tüm insanlığın ömrünü çalıyordu. Zaman aslında ilaç değildir, ruhunuzdaki yaranın uyuşmasını sizi artık acıtmamasını sağlayan bir mekanizmadır. Alıştığımız şeye iyileşti deriz ama aslında iyileşmez biliyor musunuz? Hiçbir zaman iyileşmeyiz sadece acılarımızla yaşamaya alışırız. Bu yüzden zaman hiçbir zaman ilaç olmadı, olmayacak da. Kandırmayın kendinizi. Hiçbir zaman, hiçbir yaşımda zamanın o anlatılan sonsuz gücüne inanmayacaktım çünkü bu söylenenlerin birer rivayet olduğunu çok iyi biliyordum.

Zaman, insanı iyileştirseydi ölüler dirilirdi.

Çok değil bundan birkaç saniye önce Duru'nun söylediği sözler zihnimin içinde oradan oraya çocuk gibi koşuşturuyordu. Duyduklarımı idrar etmekte zorluk çektim, tek ben değil masada olan herkes zorluk çekti. Uzun ellerimin üzerindeki Duru'nun ellerine yavaşça baktım, sahiden ben hayal görmemiştim duyduklarım doğruydu. Kesik, şaşkın bir soluk alıp Duru'ya çevirdim bakışlarımı o ise Gökçe'ye bakıyordu. "Bir sorun mu var Gökçe? Hoşnutsuz gibi görünüyorsun." Diye mırıldandı Duru.

"Yalan söylemeyi pek sevmem," diye konuştu Gökçe. "Biraz hoşlanmadım bu konudan ama düşündüm de zaten Berfu evli bir kadın, bu evdeki erkeklerden birisiyle arasında bir şey olamaz tabii kocasına ihanet etmezse?" Duyduğum cümle tenimin altında uyuklayan damarlarımın hepsini bir diken gibi sertleştirip havaya kaldırdı. Tenimin renginde elimde olmadan bir değişiklik oldu, burnumdan sert bir soluk alarak Gökçe'ye döndüm neden at gibi sırıtıyordu? Masada oturan herkes cümleyi algıladı, hepsinin yüzünde aynı sertlik ve sinir vardı onların bir şey demesine müsaade etmedim.

"Birincisi sen benimle bu şekilde konuşma hakkına sahip değilsin, ikincisi evliliğim hatta hayatım seni uzaktan yakından ilgilendirmez yorum yapamazsın ve üçüncüsü merak etme senin sevgilinle aramda bir şey olamaz, geldiğin günden beridir yedin bitirdin kendini," dedim buz gibi bir sesle, o kadar çok sinirliydim ki göğsüm hızla inip kalkıyordu. "Benimle olan konuşmana dikkat et, ben senin rahatça her haltı söyleyeceğin arkadaşın veya başka bir şeyin değilim."

Gözlerimi ondan iğrenerek çekerken herkesin bakışları bizim üzerimizdeydi, burnumdan sert soluklar alıp verirken Uraz'ın bakışlarını üzerimde hissettim. "Gökçe... Kendine gel," diye konuştu Uraz dişlerinin arasından. Ne yani diyebileceği tek kelime bu muydu? Aptal herif, onun da kafasını koparmak istiyordum.

Rivayetler Mahzeni.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin