O gece bir sır düştü okyanusa, sır çarptı kayalıklara, kayalık ezdi büsbütün her şeyi ve sonra her şey esrarengiz bir şekilde başladı.
O gece zihninden tüm benliği bir kalemle silip atıldı, ne geçmişine dair ne de kendisine dair hiçbir şey hatırlamı...
Herkese selam, 1K olmamıza vesile olan tüm okuyucularıma teşekkür ederim, tek tek okuyan gözlerinizi öpebilsem keşke ^^ Nice binlere ve milyonlara, hep beraber.❄
Ve de şunu belirtmek istiyorum. Gençler Rivayetler Mahzeni'ni eğer ben ilerki bölümleri yazmadan anlamak istiyorsanız her cümleme dikkat edin. Bu kurguda yazdığım hiçbir şey boş yere yazılmıyor, betimlemelerim ilerki bölümlerin temelini oluşturuyor diyebilirim. Her şey ama her şey birbiri ile bağlantılı bu simgeyi 🔗 size anlatmıştım içe içe geçmiş halkaları temsil ediyor, şuan her biri etrafa dağıldı ama hep beraber toplayıp iç içe geçireceğiz. :)
Şunu da söyleyip sizi bölümle baş başa bırakacağım, Berfu'nun günlüğünden yaşamından ara ara kesitler yazacağım bölümlere ama hangi bölümlerde olacak tam kestiremiyorum inanın yazmak için sabırsızım Berfu'nun hayatını okuyunca ne hissedeceksiniz acaip merak ediyoruum. Her neyse, çok konuştum keyifli okumalar.
Sınır: 23 VOTE 40 YORUM.
Hoşunuza giden kısımlara ve buraya 🗝 bırakmayı unutmayın!
6. BÖLÜM: "Cümlelerin Arasındaki Yaralı Kelimeler.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Göğüs kafesimin boşluğunda kocaman bir kimsesizler mezarlığı vardı. Hepsi bir şekilde kan revan içinde ölmüştü ama ben kim olduklarını bilmiyordum, biliyorsam da hepsini unutmuştum. Elimi solumun üzerine koyduğumda acılı çığlıklar duyuyordum hepsi avuçlarımda parçalanıyordu. Elimi solumun üstünden indirip baktığımda avuçlarımda ismi silinmiş mezar taşları vardı, hepsi kimsesizdi.
Sadece kimsesiz.
Benim gibi.
Meraklı gözlerim Uraz'a sarılan kızın üzerindeydi aslında kim olduğunu az çok tahmin edebiliyordum, Uraz'ın sevgilisi olmalıydı aşkım dediğine göre. Uraz'dan yavaş yavaş ayrılırken, "Yarın gece geleceğini söylemiştin Gökçe?" Diye sordu Uraz.
Gökçe.
Kızın adı Gökçeydi.
"Küçük bir sürpriz yaptım sana," diye mırıldandı hevesle. "Bence böylesi daha güzel oldu." Duru gözlerini devirdi, kaşlarımı çatarak Gökçe'yi dikizledim. Benim aksime upuzun sarı saçları vardı, hemen hemen kuyruk sokumuna ulaşmak üzereydi, yeşil sinsi gözleri vardı üstelik kirpikleri ipek kirpikti, yalan söyleyemezdim cildi sahiden iyiydi yani hiçbir lekesi veya sivilcesi yoktu pürüzsüzdü. Ortalama 1.75 civarında boyu vardı benim kadar olmasa da zayıf ve biçimli bir vücudu vardı sanki biraz çenesi uzun muydu? Uyduruyordum, kız güzeldi çenesi falan gayet yerindeydi. Anıl ve Kerem kabataslak Gökçe'ye, "Hoş geldin," dediler Duru onlara tip tip bakıp soğuk bir biçimde Gökçe'ye o da, "Hoş geldin," diye mırıldandı.
