2.BÖLÜM: "Dövme."

52.2K 3.3K 8.4K
                                    

Multimedya;

#Model, çürüsün gelinliğim.
#Midlake, core of nature.

Buraya ve etkilendiğiniz kısımlara 🗝 unutmayın.

İlk bölüme yaptığınız yorumlar ve verdiğiniz voteler için teşekkür ederim beni inanılmaz mutlu ettiniz. Gelen mesajlardan ve yorumlardan anladığım kadarıyla bu kurgudan beklentiniz yüksek, o halde sizi bölüm ile baş başa bırakıyorum ve sizi öpüyorum.💞

2.BÖLÜM: "DÖVME."

Hayat insanı içine çeken kuyuya benzer çoğu zaman ve o kuyuda sana acılar açan bir yara gibidir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayat insanı içine çeken kuyuya benzer çoğu zaman ve o kuyuda sana acılar açan bir yara gibidir. Gözlerimiz ilk kez semaya tutuğunda o kuyunun ipi yavaşça ayak bileğimize dolanır ve biz farkında olmadan bizi yavaş yavaş kahredercesine içine çekmeye başlar. Tırnaklarımız kuru toprağı pençelerken o kuyuya düşmemek için çırpınırız, çoğu zamanda feryat ederiz ama kimse duymaz çünkü insan en çok feryat edenlere sağır olurlar. O kuyuya düştüğümüzde işte hayatın gerçek, somut yüzünü o zaman görürüz ve sonra zamanla buna alışır büyümeyi öğreniriz.

Ellerim o bölgenin üzerinde gezinirken içime bir şeyler batıyordu. Bu iz neyin nesiydi? Avuçlarımın içinden büyük olan o iğrenç duran iz karşısında boğazıma bir yumru oturdu. Genzim cayır cayır yanarken yutkunmaya çalıştım, bu izin yaşanmışlığı neydi ben de? Ve en önemlisi ben bunu niye hatırlamıyordum? Karşımda duran boy aynasını yere devirmemek için zarla zor tutuyordum kendimi, sık sık nefesler eşliğinde hızlıca aynaya sırtımı dönüp o izi görmemeye çalıştım.

İçimde yedi kat yarılan, bir geçmişin ayak izleri geleceğime küçük küçük is lekeleri düşürüyordu. Uzun tırnaklarımla nefes alamadığım o boğaz bölgesini çizdim, beni geleceğe kavuşturan hiçbir çıkış bileti yoktu. Üzerimdeki kot şortu çabucak üzerimden çıkarıp düzgün bir şeyler giydikten sonra yatağıma uzandım. Yatakta cenin pozisyonu alıp karşımda duran duvarı izlerken oldukça çaresizdim ve de çaresiz görünüyordum. Acaba nasıl bir karaktere sahiptim? Annem ve babamla mutlu bir yuvamız var mıydı? Ya da sevdiğim bir adam var mıydı geride kalan, hafızamdan silinen?

Zihnimden düşüp pençe pençe dilime takılan sözlerin acımasızlığı beni yakıp kül ediyordu. Sessizce kirpiklerimi birbirinin üzerine örtüp bir elimi yastığımın altına koydum, uyumaya çalışacaktım yoksa düşündükçe delirecek gibiydim.

Tanrım, bana bir yol göstermene ihtiyacım var eğer ki bu yollar çamurluysa ayaklarımın kirlenmesine dünden razıyım.

Gözlerim ucu bucağı görünmeyen bir karanlığın içine saptandığında zihnimin üzerine kara bir çarşaf örtüldü ve sonra her şey hiçliğe karıştı.

Rivayetler Mahzeni.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin