Midemin bulantısı paniklememe neden olmuş bu yüzden cevap vermeyerek banyoya koşmuştum . Kusmaktan nefret ediyordum. Arkamdan geldiğini bildiğim için banyoya girip ardımdan kapıyı kilitledim. Beni kusarken görmesini kesinlikle istemiyordum. Kapıyı açmaya çalışmış fakat başaramayınca kapıyı tıklatmıştı.
"Zeynep! Açar mısın kapıyı lütfen iyi misin?"
"İyiy..."
İyiyim demeye fırsat kalmamıştı ki tekrar kustum. Cümlemin devamını getirememem Mert' i daha çok korkutmuş olacak ki kapıya ısrarla vurarak panikle ismimi söylüyordu. Sanırım bu adam hiç hamile bir kadınla karşılaşmamıştı. Bu durum hamilikte normaldi fakat bu kadar korkması hiç normal değildi.
"Zeynep, bi cevap ver iyi misin?"
Onu daha fazla korkutmak istemiyordum. Yüzümü yıkadım ve ağzımdaki iğrenç tadın yok olması için bir miktar suyu ağzımda çalkalayarak lavaboya geri boşalttım. Son kez aynada kendime bakarak kilidi açtım. Mert gerçekten endişelenmişe benziyordu. Kendimi gülümsemeye zorladım.
"İyi misin?"
"İyiyim Mert. Sakin ol sadece bir kusma, sen hayatında hiç mi hamile bir kadın görmedin?
"Hayır, yani bu normal mi? İstersen hastaneye gidebiliriz"
"Gerek yok, bu yemek içmek kadar normal hamilelikte"
"Ah sevindim. Yani üzüldüm, yani iyi olmana sevindim şey.."
Küçük bir kahkaha attım. Panik olmuş hali aşırı sevimliydi.
"Ben anladım Mert, sakin ol lütfen"
Sonunda sakinleşmişti sanırım ve kahkahalarıma eşlik etmişti. Bir an da karşımızda beliren şeytanla irkilmiş hatta ufak bir çığlık atmıştım. Çok sessiz gelmişti ve ikimizde farketmemiştik.
"Nasıl indin sen abicim aşağı iyi misin?"
"Sorun yok. Küçük bir soğuk algınlığı, abartma ameliyat olmadım."
Onu merak edip başında beklemiş arkadaşına bu derece de kaba konuşmak kesinlikle ona yakışan bir davranıştı. Demek ki kendine gelmiş, eski formuna kavuşmuştu. Yine de sesi hala biraz hasta olduğunu ele veriyordu. Hiç bir şekilde konuşmamış hatta onunla göz temasında bile bulunmamıştım. Onları banyonun kapısının önünde baş başa bırakıp salona döndüm. Aslında ne konuşacaklarını merak ediyordum ama şeytanın bulunduğu ortamda bulunmak istemiyordum.
Kısa bir süre sonra onlar da beraber salona dönmüştü. Şeytan salona girer girmez gözlerini dikip beni bakışlarının kıskacına almıştı. Kendini rahat bir şekilde kanepeye bırakıp beni izlemeye devam etti. Bakışlarından rahatsız olmuştum fakat yapabileceğim bir şey yoktu.
"Sen evine git artık Mert, iyiyim ben"
"Kalayım abi gece ateşin çıkar bir şey olur durayım ben"
"Bir şey olursa başbelası korumalara haber vermeyi akıl edecektir. Senin kalmana gerek yok"
"Tamam o zaman, ben gideyim"
Hoş geldin şeytan Buğra! Bu adamın derdi neydi? Mert onun başında bekleyip iyi olması için çabalarken onu kovmuştu. Mert' e baktığımda yüzünde her hangi bir hayal kırıklığı göremedim. Demek ki bu duruma alışmıştı ama yine de ben onun için üzülmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Tutulması
General FictionSatılmaya alışmış ruhum bunu reddediyordu. Bir adam karısını satar mıydı? Peki bir baba daha doğmamış bebeğinden vazgeçebilir miydi? Babamın beni bu adama sattığını hatırlayınca ürperdim. Önce babam tarafından şimdi de kocam! tarafından satılıyordum...