Bölüm 34

6.3K 272 122
                                    

Buğradan...

"Annenin emaneti olmasaydım da bulur muydun beni?"

Duyduklarım karşısında kitlenmiştim sanki. Annemi, emaneti nerden bilebilirdi? Aklıma gelen şeyle derin nefesler aldım. Ona yeni yeni yumuşamışken bunu yapmış olmamasını diledim. Annemin defterini okumamış olmasını diledim çünkü eğer okuyduysa bu sefer işler gerçekten farklı bir boyuta taşınacaktı. Kardeşimden bile gizlediğim defteri okuma cesaretini kendinde bulduysa sonuçlarına da katlanacak yüreği olacaktı! Korkulu gözlerle gözlerimin içine baktı. Korkuyordu ama dik durmaya çalışıyordu. Derin nefesler alıp sessizliğimi sürdürdüm. Gözlerimi sıkıca kapatıp az önce yaşanan bir dakikanın hayal ürünü olmasını istedim. Bunu öyle çok istedim ki imkansızlığı beni daha da öfkelendirdi. Sakin olmaya çalışmaktan vazgeçip sesimi yükselttiğimin farkında olmadan konuştum. Hâlâ bir yanım bunun gerçek olmamasını diliyordu.

"Ne emanetinden bahsediyorsun sen?"

"Annenin defteri.."

"Sakın bana okudum deme Zeynep!"

"Tamam"

"Dalga mı geçiyorsun bir de benimle?"

Öfkemin damarlarımda dolaştığını hissedebiliyordum. Sanki kalıbıma sığmıyor, taşıyordum. Bir an karşımda gördüğüm kişi savunmasız bir kadın değil, eli silahlı bir katildi. Öfkem gözlerimin önüne indirdiği perdeyle aklımı kaybetmeme sebep olacak kadar fazlaydı. Ona zarar vermeyi deli istemekle zarar vermekten korkmak arasında savrulup duruyordum. Sessizliğini koruyor bu durum beni çileden çıkarıyordu. Olağanca gücümle "konuşsana" diye bağırdım. Onu harekete geçirecek bir şeyler yapmam gerekiyordu. En azından benden uzaklaşıp kendini odaya kitlemesini istiyordum. O kapıyı kırıp açabileceğimi bildiğim halde bunu istiyordum.

"Okudum"

Gözlerim kararıyordu. Sehpada duran porselen bibloyu geçirmiştim elime. İçimdeki öfkeyi atmanın bir yolunu bulmalıydım aksi halde annemin emanetini anneme kavuşturacaktım. Porselen biblo duvara çarptığında bin bir parçayla birlikte yere düştü. Gürültüden irkilen Zeynep kocaman gözlerle bana baktı. Öyle saf ve temiz duruyordu ki bu durum beni daha da çıldırtıyordu. İkinci bibloyu da diğerinin yanına yollayıp Zeynep' e arkamı döndüm. Sağ elimi yumruk yapıp dişlerimin arasına götürdüm. Zeynep' e zarar vermemek için kendimle mücadale ediyordum. Annem için diye geçirdim içimden. Annemin emaneti olduğu için ona zarar vermiyordum!

İçimde bir yerlerde adını koyamadığım bir duygu vardı. Merhamet miydi bu yoksa acıma mıydı? Zeynep' ten önce yüzlerce kadın görmüştüm kocasından ya da babasından eziyet gören ve bir çoğu Zeynep' ten daha kötü durumdaydı. Bu duyguyu onlara bakarken hissetmiyordum. Ben merhametli bir adam değildim. Peki neydi bu duygunun ismi bir türlü bulamıyordum. Emanete sahip çıkma adında bir duygu ismi bulmuş olabilirdim.

Salonun sessizliğini bozan hıçkırık sesiyle ona döndüm. Ağlayan kadınlardan nefret ediyordum. Gözyaşları çaresizlikten akardı ve bir kadın asla çaresiz olamazdı çünkü kadın her çareyi yaratırdı. Bunları düşünürken çaresiz binlerce kadın geldi gözlerimin önüne. Bir tanesi hâlâ karşımdaydı. Çare ve çaresizlik ikileminde kalmıştım. Binlerce kadın görmüş fakat hepsinin dimdik olduğuna şahitlik etmiştim. Net olduğum tek bir konu vardı; kadınlar ağlasalar bile çok güçlü varlıklardı.

Zeynep' in gözyaşları sessizliği yararak yanaklarına süzülürken bunun gerçek olmadığını düşündüm. Ona acımam için ağlıyordu. "Kes şunu Zeynep, ağlayarak sıyrılamazsın bu işin içinden" dedim. Gözyaşlarını sildi ama yeni yaşlar sildiği yerlere tekrar süzüldü. Ne yapacağımı bilmiyordum. Ona annemin emaneti olduğunu zamanı gelince zaten söyleyecektim. Ben söyleyemeden öğrenmiş olması önemli bir detay değildi fakat annemin defterine benim iznim dışında dokunmuş olması yüreğimi acıtıyordu. Anne ve babamın kazasından sonra ilk defa kalbimin acıdığını hissettim. Sanki bir kalbim olduğunu unutmuştum ve Zeynep acıtarak yerini bulmamı sağlamıştı. Onu daha fazla görmeye tahammül edemeyip odama çıktım. Ceketimi giyip defteri ceketimin cebine koydum. Bana iyi gelecek şeyi biliyordum. Tekrar aşağı inip ona bakmadan hızla evden ayrıldım.

Ay TutulmasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin