Usulca dudaklarını dudaklarımın üzerine kapattığında hareketsizce durdu. İzin vermemi bekliyor gibi bir hali vardı ama ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Saniyeler geçerken boğuluyormuş hissine kapılarak dudaklarımı araladım. Dudaklarını dudaklarıma mühürleyen Buğra bunu bir izin sanarak öpüşünü derinleştirdi. Ellerimi göğsüne yerleştirdim. Amacım itmekken göğsünde öylece asılı kaldı ellerim. Gözlerimi sımsıkı kapattım. Onun içinden benim içime akan sıcak hissi görmezden geliyordum ama ona karşı koymuyordum.
Bu yasak öpücük daha fazla sürmeden arabanın içini telefonun zil sesi doldurdu. Buğra dudaklarımı serbest bırakıp nefesini düzenlemeye çalışarak alnını alnıma dayadı. Sıcak nefesi yüzüme vururken kapalı olan gözlerimi açmadım. Nefesini yüzümde bir süre hissettikten sonra apar topar kendi koltuğuna oturdu. Sanki O da yaptığından habersizmiş gibi en az benim kadar şaşkındı.
"Özür dilerim ben..." diye başladığı cümlenin sonunu getirmedi. Onun bu hali daha çok kızarmama sebep olmuştu. Elimle dudaklarımda kalan ıslaklığı sildim. Çığlık atmak istiyordum bu yüzden dudaklarımı silerken buna engel olur gibi elimi biraz dudaklarımın üzerine bastırıp öylece bekledim. Ne hissetmem gerektiğini dahi bilmezken içimde çağlayan bir şelale var gibiydi. Ağzımı açsam bütün suyu kusacağımı düşünüyordum. Özür dilerken de kısık sesle kendine küfrederken de sustum. Söyleyecek bir şey bulamamaktandı bu susuşum. Evli olduğum halde bir başka adamla öpüştüğüm yetmezmiş gibi bir de O adamın sevgilisi vardı. İçimdeki hisse Buğra gibi küfürler savurdum ama onun duymasına imkan yoktu.
Ben sessiz kalınca o da daha fazla konuşmadı. Zaten cümleleri kesik kesik ve neredeyse kendine söyler gibi kısık sesliydi. Sadece özür dilediğini ve nasıl olduğunu anlamadığını söylerken anlayabilmiştim. Arabayı çalıştırıp yola tekar koyuldu. Gaza öyle bir basıyordu ki eve değil ölüme gittiğimizi düşündüm. Sonunda kaybettiğim sesimi bulduğum da hem korkunun hem de damarlarım da hâlâ dolaşan şehvet ateşinin sebebiyle kekelememe önemsemeden "bir..biraz hızlı değil misin?" dedim. Gözlerini sımsıkı kapatıp aynı saniyede geri açtı. Araba kullanırken bu tip hareketler yapmaması gerektiğini öğrenmeliydi. Özellikle de bu kadar hızlı gitmemeliydi. Sonunda konuştuğunda beni yanlış anladığını anlamam uzun sürmedi.
"Özür dilerim Zeynep, bende anlamadım bir an da oldu ve bana göre de biraz hızlı oldu"
"Ondan bahsetmiyorum Buğra, çok hızlı gidiyorsun kaza yapacağız?"
Cümlenin sonuna doğru yükselen sesimden ötürü bakışları beni buldu. Sonra tekrar yola dönerek hızını yavaş yavaş düşürdü. Araba normal hızda seyrederken arabanın içine ölüm sessizliği düştü. Buğra' nın durumu toparlayamayacak olduğunu farkettiğim de geriye bunu yapacak tek kişi olarak ben kalıyordum. Şeyma varken beni öpmüş olması sadece bir hataydı ve bu hatayı kendi içimizde hatırlamak bile yanlıştı. Ben evli bir kadındım ama artık bu sadece kağıt üzerindeydi. Yine de sevgilisi olan bir adamla öpüşmem doğru değildi. Zihnimin öpüşmediniz! O seni öptü diye haykırmalarına kulak asmadım. Pekala onu itebilirdim fakat itmemiştim. Öpmesini de öpmeyi bırakmasını da istememiştim. Ne istediğimden bile emin değilken aklım karman çorman bir biçimde yola odaklandım.
Sonunda sessizlikten sıkılıp konuşmaya karar verdim fakat bu sefer de ne diyeceğimi bulamıyordum. Önce bu öpüşme olayını tamamen kapatmam gerekiyordu. Söylediklerimi tartmadan "yanlışlıkla olan bir şeydi, bu öpüşme olayını unutalım" dedim. Buğra' nın dudağının kenarı hafifçe kıvrıldığında onun da isteğinin bu olduğunu düşündüm. Ama "yanlışlıkla kimse kimseyi öpmez!" diyerek beni yanılttı. Bu beni isteyerek öptüğü anlamına mı geliyordu? Üstelik sevgilisi varken. Madem o kartlarını açık oynuyordu bende açık oynamaktan geri durmayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Tutulması
General FictionSatılmaya alışmış ruhum bunu reddediyordu. Bir adam karısını satar mıydı? Peki bir baba daha doğmamış bebeğinden vazgeçebilir miydi? Babamın beni bu adama sattığını hatırlayınca ürperdim. Önce babam tarafından şimdi de kocam! tarafından satılıyordum...