Korkuyu yeniden tüm bedenimde hissedince midem alt üst oldu. Hızla masadan kalkıp lavaboya koştum. Yine kıl payı etrafı batırmaktan kurtulmuştum. Arkamdan gelen telaşlı adımların sahibi tabiki Sultan hanımdı.
"İyi misin kızım?"
Başımı sallamıştım fakat hala kusuyordum. Elini sırtıma koymuş, bana destek oluyordu. Sonunda kendime geldiğimde Sultan hanımında yardımıyla ayağa kalktım. Salona geri döndüğümüz de korkudan şeytancığa bakamadım. Masaya tekrar oturmuştum ama pek iştahım kalmamıştı. Mavi gözlü şeytanın dikkatle bana baktığını görünce korkum katlandı.
"Hastaneye gittin mi hiç kızım?""Hayır"
"Nasıl hayır? Hiç mi götürmedi o kocan olacak adam bu çocuk onun da çocuğu?
"Kendi çocuğunu satmış bir adamdan bahsediyoruz Sultan hanım, hastaneye götürmemesi mi garip geldi?"
Tam bu sırada kapı çalmıştı. Sultan hanım kapıyı açmaya gittiği için konuşmamız yarım kalmıştı. Konuşmayı seviyordum çünkü yanlızlık kafayı yediriyordu."Buğra. Evladım, Şeyma geldi. İçeriye girmesini söyledim ama seni kapıda beklediğini söyledi."
"Tamam Sultan anne, sen otur yemeğini ye."
Sultan hanım tekrar sandalyesine otururken şeytancık dışarı çıkıp kapıyı kapatmıştı.
"Neden içeri gelmedi?""Bilmiyorum ama sinirli görünüyordu."
"Ne olmuş ki acaba?"
Bilmiyorum dercesine omuz silkti. Merak etmiştim ama bunu öğrenmenin bir yolu yoktu. Çünkü şeytancık kapıyı kapatmıştı ve sesleri gelmiyordu.Masayı toparlayıp bu sefer tüm itirazlarına rağmen bulaşığa yardım ettim. Yeterince dinleniyordum fakat hala dinlenmem gerektiğini söylüyordu. Beni bu kadar düşünmesi içimi ısıtıyordu, ona bağlanmamayı not etmiştim zihnime. Burdan gidecektim ve gittiğimde onu özlemek istemiyordum.
Kapı tekrar çaldığında mavi gözlü şeytanla Şeyma el ele salona girdiler. Gözlerini üzerime dikmiş, bakışlarıyla ateş edebilse öldürecek kuvvette kötü bakan bir adet Şeyma vardı karşımda. Beni neden kıskandığını anlamıyordum. Benden çok daha alımlı ve güzeldi üstelik ben başkasının bebeğini taşıyordum. Benimle yarışmaya çalışması komikti çünkü sevgilisini elinden almama imkan yoktu. Ayrıca öyle bir çabam da isteğim de yoktu. Birlikte el ele yukarı çıktılar. Odalarının kapısı kapanınca gözlerimi devirdim. Bu kadını hiç sevmemiştim.
Sultan hanımla beraber televizyon izlemeye karar vermiştik. Ona sormam gereken çok soru vardı ama nerden başlamam gerektiğine karar verememiştim. Şeymancık çiftinden iki saattir ses yoktu. Evet onlara bu ismi takmıştım ve tam onlara yakışan bir isimdi! Sultan hanım izlediğimiz dizi hakkında ara da bilgiler veriyordu ama sadece izliyormuş gibi göründüğüm için pek dinlemiyordum. Merdivenlerden gelen sesleri işitince ikimizde arkamızı döndük.
Şeyma, saçı başı darmadağın ruju dağılmış bir şekilde merdivenlerden iniyordu. Bu görüntü içimde kusma hissi yaratsa da önüme dönerek onu görüş alanımdan çıkardım.
Hiç birşey söylemeden kapıdan çıkıp gitmişti açıkçası çok da umrumuzda değildi. Sultan hanıma baktığımda onun da yüzünde bir memnuniyetsizlik vardı galiba o da Şeyma' dan hazetmiyordu. Dizi nihayet bitince Sultan hanım ayaklandı.
"Ben uyuyorum kızım, var mı bi isteğin?""Yok Sultan hanım. İyi geceler"
"İyi geceler kızım. Birşey olursa beni uyandır mutlaka"
Kafamı salladığım da salondan çıkıp kendi odasına gitti. Koca salonda tek başıma kalmıştım. Televizyonu kapatıp çekmeceye tıkıştırdığım not defteriyle kalemi çıkardım. Birşeyler çizmek bana iyi gelecekti. Ne çizeceğimi bilmiyordum ama başladığım zaman ne çizmek istediğine kalemim karar verecekti eminim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Tutulması
Ficción GeneralSatılmaya alışmış ruhum bunu reddediyordu. Bir adam karısını satar mıydı? Peki bir baba daha doğmamış bebeğinden vazgeçebilir miydi? Babamın beni bu adama sattığını hatırlayınca ürperdim. Önce babam tarafından şimdi de kocam! tarafından satılıyordum...