İçimde fısıldaşan kurtlar mantığıma galip gelmişti. Kapıyı açıp içeri daldığımda karşımda üst tarafı çıplak bir adam beklemiyordum. Elim hâlâ kapıda donup kalmıştım. Vücudu beton gibiydi sanki, kitlenmiştim ve kaslarına bakmadan duramıyordum.
"Zeynep!"
Boğazıma bir şey takılmış gibi öksürdüm. Nefesimin boğazıma takılma olayı aşırı utanç vericiydi. Kendimi hemen toparlayıp bu odaya neden geldiğimi düşündüm. Kısa süreliğine neden burada olduğumu unutmuştum fakat duyduklarımı anımsayınca karşımda kas kütlesi değil eli kanlı bir katil belirmişti. Buğra cevap bekler bir edayla susmuş beni bekliyordu.
"Kardeşimin yerini biliyorsun!"
"Ne, ne diyorsun sen yine?"
"Seni duydum! Artık gizleyemem dedin herşeyi duydum!"
"Sen beni mi dinledin?"
"Kardeşim nerede?"
"Sen beni mi dinledin Zeynep?"
Öyle bir bağırmıştı ki odadaki hava bir an da buz kesmişti. Hem suçlu hem güçlü tabiri tam olarak onun için söylenmişti.
"Evet dinledim! Kardeşimin yerini biliyorsun!"
"Aptal, aptalsın sen! Anlamadan dinlemeden odamı basmak ne demek? Ha, pardon dinlemiştin sen değil mi? Bu yaptığını Deniz bile yapmaz!"
"Senin yaptığını hiç bir insan yapmaz! Kardeşim nerede?"
"Sen ne saçmalıyorsun Zeynep? Kardeşini arıyorum!"
"Duydum seni Buğra, yalan söylemeyi bırak artık!"
"Ne duydun, ne?"
"Artık gizleyemem eninde sonunda öğrenecek dedin!"
"Sen de bundan kardeşini sakladığımı mı anladın?"
"Öyle değilse ne?"
"Sanane! Benim hayatım senden mi ibaret, sen kendini bu kadar mı önemsiyorsun?"
Söyledikleri hem gururumu kırmış, hem de anlamadan onu suçladığım için utandırmıştı. Yine de yalan söyleyip söylemediğinden emin olamıyordum. Başımı yere eğip ne söylemem gerektiğini düşündüm.
"Zeynep, konu kardeşin değil tamam mı?"
"Seni dinlediğim için çok mu kızdın"
"Beni dinlediğin için kızmadım, evet çok yalnış bir hareket ama senin yerinde bende olsam bende dinlerdim sanırım benim kızdığım nokta başka"
"Ne peki?"
"Zeynep çıkar mısın dışarı, şu halimize bak!"
Neden hep bu adam haklı oluyordu anlamıyordum. Karşımda çıplak göğsüyle kas kütlesi gibi duruyordu. Beni kibarca kovduğu için kapıya yöneldim. Tam çıkacaktım ki bir umutla tekrar ona döndüm. Kendimi acındırırsam gerçeği söyler diye düşünerek sesimi kırabildiğim kadar kırdım.
"Kardeşimin yerini bilmiyor musun?"
Derin bir nefes alıp arkasını döndü. Bu bir cevap mıydı bilemiyordum. Pürüzsüz sırtı ışığın altında parlıyordu. Vüdunu inceleğim için kendimi azarladım. Kapıya dönmüştüm ki konuştu.
"Şeyma' nın annesi dün vefat etti!"
"Na..nasıl"
"Trafik kazası, Şeyma henüz bilmiyor ve ben nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Tutulması
Aktuelle LiteraturSatılmaya alışmış ruhum bunu reddediyordu. Bir adam karısını satar mıydı? Peki bir baba daha doğmamış bebeğinden vazgeçebilir miydi? Babamın beni bu adama sattığını hatırlayınca ürperdim. Önce babam tarafından şimdi de kocam! tarafından satılıyordum...