*Ben buradaydım ama beni arıyorlardı ...*
Gözlerimi hafifçe araladığımda korkuyordum her şeyden herkesten korkuyordum.Aklımda tek bir soru vardı ben neden buradaydım? daha bunu bile bilmiyordum.O esnada kapıdan gelen seslerle tüm dikkatimi o yöne vermeye çalıştım ki elimden gelen acıyla ufak bir çığlık attım,kapıdan tanıdık bir ses geldi .
"Serhat gel, gel ..."
"Ne oluyor (?)"haykırışları.Bir an ben bile ne oldunu anlayamamıştım biranlık çığlıktı .Sinan ve Ömer hayretle benim yattığım yatağın başında korkan gözlerle bakıyordu kapıdan elini sinirden sıkan Rüzgar ve serumumu tekrardan kontrol eden Serhat vardı başımda , Rüzgar sinirle arkasını dönüp yumruk yaptığı elini ısırmaya başlamıştı ben acı hissetmiyordum ... içimden bir ses şöyle diyordu HARİKA YAĞMUR BÖYLE DEVAM ET KENDİNİ YOK SAY BİR HARABEYE DÖN AFFERİN SANA SEN BU DEĞİLSİN , TOPARLAN ARTIK... diyordu ama tabiki ben gene duygularıma kapıyı açmıştım , gözlerim kapandı kapanacak gibi oluyordu ufak bir ses duydum.
"Canı çok acıyacak mı şimdiki gibi ?"
"Acıtma onun canını böyle anlaşmadık Serhat ."
"Acımayacak ama için de bir kaos var o duyguları artık unutması gerekiyor yoksa ... "dedi ve sustu .
"Yoksa ne... ne ne olur Serhat oğlum susma ne olur. "
"Kısa süreli hafıza kaybı yaşama ihtimali yüksek maalesef ."
"Ne ne diyor bu abi ?"
"Ne (!)"
"Ne diyorsun sen Serhat ?"
Hafıza kaybı...
Geçici hafıza kaybı .
Kaybı ...
Hafıza .
Kaybı .
Hafıza Kaybı...
Beynimin içinde dönüyordu bunlar ki derin bir uykuya daldım.Acı
Merhaba!
Ben acı , siz acı ne demek bilir misiniz?
Daha önce hiç yaşadınız mı beni ? Nasıl bir duyguyum diyeceğim adı üzerinde acı diyeceksiniz ama beni içerisine alan sizlersiniz , beni sana bağlayan sensin ki benim bir kabahatim yok .İşte Yağmur beni içinde besliyor ... Aslında bir dur dese bunları içinden atsa beni kapı dışarı etse ben gideceğim zaten ama bir gram bile eksilmedi ki içindeki acı ne yapayım bunu kendisi seçti bende orada besleniyorum . Onun acısı şuanda çok derin , içi çok derin , kalbi çok derin , duyguları çok derin , kaygıları çok derin , acıları çok derin ... ben o derinliklerde kayboluyorum .Anlıyorum hayat ve ben ona çok oyun oynadık ben hâlâ onun içindeyim ama yapacak bir şeyim yok ben ona adım attım oda bana bir adım atıp beni dışarı atsın hep beraber görelim mı bu onu hak ediyor bence ...Yağmur ' a bir şans olsun beni içinden atmak için o zaman ...Gözlerimi hafifçe araladığımda yataktan sarkan serumlu elime birde kapalı olan kapıya baktım hafifçe doğruldum ve arkama yaslandım etrafa bakındım ve ayağıma pofuduk ev ayakkabılarımı giyip elimin üzerindeki şu saçma serumu çıkarttım ve öbür elime baktım sonra koluma kolumda da vardı bu serum neredeydim ben yoğun bakımda falan mı ? Yavaş yavaş odaya doğru yürümeye başladığımda aynaya baktım beni boydan gösteren o aynaya inanın şu anda kendime ben bile acıyordum .Salık saçlarım, üzerimdeki siyah şortum ,kısa bir tişörtüm ,yorgun bedenim ,şişmiş gözlerimle beraber bana bakıyorduk .Sonra yavaş bir şekilde salona döndüm bana telaşla bakarken üçüde ayağa kalktı .
"Ne oldu Yağmur bir şey mi istiyorsun söyle hemen yapayım. "dedi tedirgince Ömer .
"B-ben üşüyorum." dedim titreyerek .
"Kızım bu evde üşünür mü ev çok sıcak ." dedi telaşla Sinan .
"Tamam bekle ben sana benim hırkamı getireyim "diyerek askıdan hırka alıp üzerime koyduğunda buz tuttuğumu fark ettim.
"Teşekkür ederim." dedim sessizce başını salladı ve üçüde bana döndü .
"Neden?" dedim soran gözlerle .
"Ne neden Yağmur ?" dedi şaşkınlıkla Ömer .
"Bana neden bu kadar yakınsınız söyleyin benden ne istiyorsunuz neden ilk günden beri benim yanımdasınız ve bizim bir olduğumuzu söylüyorsunuz ?" dedim dolan gözlerimle .
"Yağmur biz seni sevdiğimiz için öy-"diyordu Sinan ki sözünü kestim bu sefer söz kesen bendim .
"Nedeen?(!)" diye bağırdım sinirle gözümden yaş düşerken .
"Yağmur dostluk demek kardeşlik demek sırdaşlık demek kötü günde yanında olmaktır güzelim şimdi sen bizimle olmayı kabul ettin senin kararlarına her zaman sadığız seni hep sevicez kafanı nereye çevirsen orada olacağız bunu sakın unutma ." dedi Ömer . Gözümden yaşlar boşalırken Sinan ve Ömer beni sıkıca sarmıştı işte şimdi ısınmıştım Sinan Rüzgar'ı çektiğinde oda sarılıyordu bana artık şimdi renklenmiştik , renklenmeden önce siyahtık şimdi rengarenktik.
"İyiki varsınız ."diye mırıldandım.
"Asıl sen iyiki varsın Yağmur ."dedi Ömer sessizce .
"Hadi yatalım benim çok uykum var." dedi halsizce Sinan .
"Oğlum mal mısın biz eve gidicez ya hadi kalk." dedi Ömer ciddiyetle .
"Ya abi benim kalkçak halim yok valla kalalım işte ."
"Sinan (!)"dedi Ömer sinirle .
"Evet kalın işte bugün bir şey olmaz." dedi Rüzgar ciddi tavırda.
"Tamam o zaman abi nerede yatıcaz?" dedi Sinan uykulu bir sesle .
"Yağmur sen yat dinlen sabah okula gidicez biliyorsun değilmi ?"dedi sessizce Rüzgar .
"Şey ben aslında gelmesem ."dedim yorgunluğun zirvesinde .
"Hayır devamsız gözükürsün buna izin veremeyiz." dedi Rüzgar.
"Tamam o zaman iyi geceler."diyip zorla onlara gülümsedim. Hırkasını koltuğun üzerine koyup yorgunlukla odaya giderken kapıda ponçiğin kafasını okşadığım sırada içeriden gelen kahkaha sesiyle kapıya yöneldim kapı kapanmış konuşmaları kulağıma geliyordu .Beni büyüleyen o cümle kulaklarımı sardı.
"Çok güzel kokuyor , melek gibi... "
"Abi sen harbi aşıksın bak inkar etme ."
"Abi acaba ben Yağmur'u yenge diyemi kaydetsem he ne dersin ? "
"Süper olur ."Ömer bu tepkisiyle çarpan el seslerine Rüzgar'ın donuk sesi girdi .
"Asla öyle bişey olamaz, ben size sadece güzel kokuyor dedim seviyorum demedim ."O sırada çirkefçe ponçiğin miyavlaması girdi araya ben sinirle odama koştuğumda ponçik peşimden koşup odaya girmişti ve ben kapıyı kapatmıştım.
"Demek güzel kokuyorum." dedim sessizce. Yatağıma girip derin bir uykuya daldım . Sabah kapı sesiyle yerimden fırladım .
Yağmur müsait misin diyordu Rüzgar.
Evet diye bağırdım kısık sesle .
Günaydın diye mırıldandı hadi hazırlan birazdan çıkarız okulda birşeyler atıştırırız şimdi geç kaldık .
Günaydın ,tamam bir kaç dakikaya hazır olurum . diyip hemen kalktım ve okul kıyafetlerimi üzerime giydim kapıdan çıkıp tuvalete gidip yüzüme su çarptım biraz ardından dişlerimi fırçalamaya başladım . Ardından çantamı alıp bir kaç fıs parfüm sıktım hemen sonra ponçiğin kafasına bir öpücük kondurup bana büyülenmiş bir şekilde bakan üç yakışıklıya baktım .
"Hazırım hadi gidelim ."dedim sessizce .
"Tamam önden buyurun ."diyerek bana kapıyı gösteren Sinan'a zorla güldükten sonra kapıdan çıktık ve arabaya bindik hep beraber. Yaklaşık on dakika sonra okulun hemen arka sokağına arabayı park edip yürüdüğümüz sırada okulun içinde polis arabasını gördük.
"Ne oluyor abi haberin var mı ? "dedi şaşkınlıkla Sinan
"Hayır ."dedi Rüzgar'da bizim gibi saşkındı.Telefonla birini aramıştı .
"Alo , neler oluyor Mert neden gelmiş polisler, ne ne diyorsun abi sen , tamam , tamam , kapat sen bizi görmedin konuşmadık biz tamam mı , hadi görüşürüz kardeşim." diyip gereksizce konuşuyordu .
"Ne olmuş(?)" dedim titrek sesimle.
"Hadi koşun gidiyoruz .(!)"dedi Rüzgar nefes nefese .
"Neden abi ?"dedi Ömer telaşla .
"Oğlum Yağmur'un yurda gitmedini yurt görevlilerinden öğrenmişler bittik biz bizi arıyorlar hadi çabuk ."derken hepimiz koşmaya başladık arabaya doğru , koşuyorduk caddelerde sonsuzluğa koşuyormuş gibi koşuyorduk...****
Önemli Duyuru !
Canlar bağzılarınız maalesef bana ulaşmak için ne yapacaklarını soruyor bağzı yerlerden . ŞIMDI şöyle buradan bana yazabilirsiniz emin olun elimden geldiğince cevap vermeye çalışıcam iyiki varsınız ...Bana kızmayın okullar açıldı zamanım yoktu dershanem yüzünden aksadık ama olsun genede kavuştuk .
Sizce gelecek bölümde ne olacak ?Bir sonraki bolum haftaya pazartesi geliyooor tetikte kalın canlarım .
Hepinizi çok seviyorum HOŞÇAKALIN bir sonraki bölümde buluşalım öpüldünüz....❤💫
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MESAFE
RomanceYağmur aslında sadece Fransa da yaşamını sürdüren herkes gibi yaşayıp giden mutlu bir aile kızıydı fakat o okula başlayıp yeni arkadaşlar edilene kadar Yağmur kendi hayatını ve anneyle babasının hayatını da tehlikeye atmıştı ama artık geri dönüşü yo...