44 .Bölüm: Kraliçenin Kızı Karşı Safların En Önündeydi

26 2 3
                                    

*İlk Perde İner...*

"Hazel ben, benim annem yaşıyor."gözlerindeki tedirgin hissi algılamıştım. Hemen gözüm kapıdan koşarak çıkan ve yavaşlayan Azad'a kaydı.

"Bilmiyordum Yağmur sen öl-"yutkundu gözlerini sıkıca kapattı tekrar açtı dudaklarını araladı ve ufak bir fısıltı çıktı dudaklarında, "Rüzgar beni seviyor."gözlerim tamamen açılmıştı yukarı bakma gereği duydum o sırada sınıfın pencerede bize bakan Rüzgar'ı ve ön sırasındaki Ömerle Sinan'a hayal kırıklığıyla baktım.

"O beni seviyor."dedi hipnoz eder gibi .

"Anladın mı beni bana aşık o benim sevgilim olacak." Gözlerimi Hazel'e çevirdim ellerim sanki benden izin almadan saçlarına gitti evet çekiyordum o çığlık atıyordu yere yatırıp üzerine çıktığımda kulağımı bir ses sardı.

"Yağmur."Azad'ın elleri kollarımı sarınca ben daha çok çekiyordum ama Hazel ise karşımda göz yaşı döküyordu.

"Hazel."koşarak gelen Rüzgar'a baktım kol kaslarım gevşediğinde ellerimde bir anda onun saçından uzaklaştı gözlerim dolu dolu baktım Rüzgar'a bir anda beni Hazel'in üzerinden kaldırdı Azad.

"Gel güzelim. "diyip kolumdan tutunca gözümden iki damla yaş aktığını fark ettim.

"Hazel."diyerek girdi aramıza Ömer.

"Yağmur."dedi Sinan ama onların yanına gitti.

"Ben sadece konuşmak istemiştim ."Hazel sahte göz yaşı döküyordu yanlarında Rüzgar öfkeyle kolumdan tuttu ve beni kendine çekiştirdi evet bende şu an hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.

"Kendine gel Yağmur sen bu değilsin sen kimsin ya kimsin Hazel sana ne yaptı ?"kolum acıyordu şuanda tek düşündüğüm buydu kolum çok acıyordu.

"Kolum."diyebildim sadece bir anda parmakları gevşedi ve kızaran koluma baktı üzülmüş gibi bir ifade vardı suratında .

"Ben ona bir şey yapmadım."dedim ağlayarak .

"Yalan."diye bağırdı Hazel.

"Hazel sus. (!)"Sinan o an o kadar bağırmıştı ki ben bile korkmuştum çok rüzgâr esiyordu üşüyordum kollarımı hissedemiyordum.

"Sana güvenmiştim."dedi ve tekrarladı, "Her şeyden önce inanmıştım." Rüzgar kalbimi kırıyordu gözlerimi sıkı sıkı kapattım artık göz yaşım akmasın diye derin derin nefes aldım hıçkırıklarımın düzene girmesi için. Bir anda gözlerimi açtım ve tekrar bu kaosu gördüm arkamı döndüm ve okulun çıkış kapısına yöneldim arkamdan gelen sesleri duydum.

"Bu çok ağırdı abi."umrumda değillerdi artık kimse umrumda değildi.

(3 Saat Sonra)

"Kızım tatlı yiyeceğiz gelecek misin?"annem odanın kapısından bana seslenirken başımı iki yana salladım sanki beni görüyormuş gibi.

"Gelmeyeceğim anne siz gidin."dediğim an kapı kapandı dış kapıydı herhalde .

"Bunu hak etmedim."diye fısıldadım odama bakarak telefonum titreyince elime aldım ve üstten kim mesaj atmış diye baktım bu Sinan'dı .

*Yağmur nerdesin?* çevrimiçi...

*Evdeyim.*bu neydi şimdi yeniden olamazdık, çevrimiçi çevrimiçi yazıyor...

*Hazırlan seni almaya geliyorum.* çevrimiçi... yazıyor...

*Seni bir yere götüreceğim.*çevrimiçi...

*Gelmeyeceğim ben sen git.* dedim . Yazıyor...

*Kızım hazırlan beş dakikaya geliyorum.* yazdı ve Son görünme öğleden sonra 01.20 . Sinirle dolabıma yöneldim lacivert pantalon ve kırmızı kazağımı giyip aynanın karşısına geçtim.Dağınık sarı saçlarım mavi gözlerimle itici gözükmüyordum gerçektende güzel olmuştum ama bunun bir önemi yoktu . Eyliner çektim hafifçe gözüme ve mürdüm bir ruj yaydırdım dudağıma. Telefonum çalınca koldan asmalı siyah çantama telefonumu koyup merdivenlerden indim ayakkabımı giyip dışarı çıktım ah annem anneme haber vermeliydim kapının önünde bana korna örtüren Sinan'a baktım kapıyı açıp arabaya bindim hiç bir şey dememiştim.

MESAFEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin