*Ruhumu teslim etmiştim.*
'Lütfen açıklama kısmını okuyun, ikinci kitabı orada bulacaksınız gene wattpad de sizleri seviyorum keyifli okumalar.
***
Doğrulmaya çalışarak sesimin titreyeceğini bilerek konuşmaya başladım.
"Ben annemi kaybettim üstüne birde babamı kaybettim ben bu yükü kaldıramıyorum anladınız mı beni kaldıramıyorum bana kızın benden nefret edin ama benden vazgeçmeyin dedim dolan gözlerimle. "
"Sen vazgeçilmezsin bundan emin ol." dedi bana gülerek Kıvanç.
"Senden vazgeçmek gibi bir niyetimiz yok, biz sadece senin iyi olmanı bekliyoruz."dedi Sinan halâ bana ismimle hitap etmiyordu.
"Çıkalım."diye mırıldandı Rüzgar. Elimi zorla kaldırıp kolunu tuttum" kal ..." diyebildim sessizce.Sonra Kıvaç'a döndüm bana sevgi dolu gözlerle bakıyordu.
"Kıvanç çok teşekkür ederim benim yanımda olduğun için ama sen gidebilir sin seni tutmam için bir sebep yok."dedim zorla.
"Ama Y-"derken sözünü kestim.
"Lütfen.(!)"dedim itaat ederce. Kafasını salladığı gibi kapıya yöneldi .
"Ha bu arada telefonunda numaram var bisey olursa ara lütfen ."dedi kapının önünden.
"Tamam ."diyip zorla gülümsedim.
"HO BO ORODO TOLOFONONO NOMOROMO VOR BOŞOY OLORSO ORO LOTFON."dedi Kıvanç gidince ona hemen kaşlarımı kaldırınca bana bakmayı kesti.Rüzgar odadan çıkınca kendimi kötü hissettim. Ayağa kalktım ama başaramadım direk yatağa düşünce hafif bir inledim ama başıma Rüzgar gelmedi ,sadece Sinan ve Ömer ...
Ayağa kalktım ve hemen hızlı ve tutunarak salona geçtim. Onun yanına."Benden kaçıyorsun."dedim yalvaran gözlerle inkar etmesini isterken.
"Bunu sana yapamam senin yanında olamam," dedi ve dudağının üzerine işaret parmağını koyarak gözlerini bana dikti "bu dudaklardan kimseye güzel tek bir söz çıkmaz, bu kalp kimseyi artık sevemez." dediği an zorla yutkundum.
"B-ben bana beni sev demedim sadec-"
"Önemide yok ."dedi ela gözleri çok güzel ton aldığında benim dolan gözlerimse bir harabe gibi gözüküyordu sanırım . Dikkatle odama doğru yönelince Ömer'in bana ne oluyor diyerek baktığını gördüm .
'Lütfen beni yanlız bırakın (!)' dedim sesimin titrediğinin farkına vararak .Onlar odamdan anlayışla çıkınca bende hemen üzerime siyah dar kot pantolonumu geçirdim üzerime salaş bir tişört geçirip telefonumu cebime attım . Ve sessizce apartmana geçtim, merdivenlerden inerken kendimden geçtiğimi fark ettim elimin içinde duran beşliğe baktım , neden beş lira vardı elimde okula mı gidiyordum sanırım... Tam otobüs çevirecekken yanımda geçe birileri sahile gitmekten söz etti , sahil iyi bir fikir olabilirdi.Yürüyordum ne kadar yürüdüğümü bilmiyorum ama hep benimle gelen tanıdık bir melodi vardı benle geliyordu ben gittikçe oda benle geliyordu .Sesizce bir banka oturdum ve denizi izledim martılara baktım ve yağan yağmura ardından cebimin titrediğini fark ettim yağmur yağmasına rağmen vücudum beni üşümemem için direniyordu elime kavradığım telefona saf gibi bakıyordum ekranda Rüzgar Arıyor... yazısıyla bir şey yapıp telefonu açtım .
145 cevapsız çağrımı cidden beni bu kadar aramışmıydı."Alo, Alo Yağmur neredesin ya odadaydın sen iki dakikada nereye kayboldun 5 saattir neredesin söyle yerini hemen alalım seni. " dedi sesi ağlamış gibi çıkıyordu kötüydü.
"Bilmiyorum. "dedim zar zor.
"Nasıl ya nasıl tamam bekle telefonu kapat ve bana hemen konumunu at hemen gelelim alalım seni o cehennemden."dedi sinirle.
"Yapamam ." dedim gücüm biterken.
"Nasıl ne demek yapamam Yağmur neden?"
"Ben bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum telefonu nasıl kullanacağımı unuttum."dedim çaresizce yağmurun altında.
" Yağmur , tamam tamam sakin ol iyiyiz tamam şimdi etrafından geçen ilk kişiye arkadaşım sizinle konuşmak istiyor diyip telefonu ver."
"Kimse yok."dedim çaresizce tekrar.
"Ne demek yok ya bugün pazar tamam tamam bak etrafına bak arkanı dön ne görüyorsun? Bana anlat bi tabela bir sokak adı söyle biz yola çıkıyoruz bulacağız seni."dedi arabayı çalıştırarak.
"Orman ..."dedim arkama dönerek.
"Arkanda orman mı var?"dedi telaşla Rüzgar.
"Evet önünde de uçuruma bakan deniz ve gökyüzündeki martılar ."dedim onlara bakarak.
"N-ne tamam Yağmur bak benimle konuş telefonu kapatma sinyalinden polis seni bulacak tamam mı hadi bana anlat orayı güzelim ne var orada?"dedi ağlar gibi Rüzgar.
"Martı .... Orman.... Deniz... Uçurum..."dedim dura dura.
"Başka başka güzelim. "
"Ve uykum var."dedim yorgunluğum tavanken.
"Uykun mu var uyuma ,uyuma lütfen Yağmur benimle kal uyuma lütfen.(!)" diye haykırıyodu,ama bilincim beni engelliyodu.
"Ağaçlarda erik var."dedim son olarak ve hat bir anda gitti o an telefonum tekrar çalınca bir şekilde zorla yeşile bastım ve kulağıma götürdüm telefonu.
"Alo." diyordu karşıdaki ses bu bu o ..
"Anne(!)" Bu annemdi onun sesini 3931 kilometreden bile duysam hatırlardım.
"Anne." dedim tekrar.
Sonra bir anda banka doğru kıvrılıp uykuya dalmam ve o anda telefonumun elinden kayıp düşmesiyle denizden gelen o şarıltı sesi..
Ruhumu teslim etmiştim...
***
2. Kitabımı ara butonundan Mesafe 2 (UMUT) yazarak yada benim profilime tıklayarak kaldığınız yerde okuyabilirsiniz canlarım 👇
Ve ilk kitabın perdesi indi... Sıra ikinci kitapta merak etmeyin en kısa zamanda 2. Kitapa bölüm gelecek adı değişmeyecek MESAFE (UMUT) olacak bu seferde BAŞ BELASI kitabını sildim canlarım onun yerine daha güzel bir kitap olarak SİYAHIN SON TONU kitabını yazmaya başladım oda en az MESAFE kadar güzel olacak o kitabıda göz atın derim...
2.kitabımı merak edin öptüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MESAFE
RomanceYağmur aslında sadece Fransa da yaşamını sürdüren herkes gibi yaşayıp giden mutlu bir aile kızıydı fakat o okula başlayıp yeni arkadaşlar edilene kadar Yağmur kendi hayatını ve anneyle babasının hayatını da tehlikeye atmıştı ama artık geri dönüşü yo...