☁️9.Bölüm

1K 716 41
                                    

Bu bölüm bitene kadar Nil İpek'ten Gömülür parçası ile dinlemenizi istiyorum, gerçekten ben yazarken çok içlendim :) Siz de beğeneceksiniz eminim. Yeni karakterimiz geldi, onunla da tanışacaksınız! Keyifli okumalar 🍀

Gece her şey yolunda gitmişti. Doya doya zaman geçirmiştik. Uyumadan önce kahve bile içmiştik. Uykumuz kaçsın diye içmedik aslında. Belki de bir kaç saat daha uyanık kalırsak birbirimizi izleriz diye...
Bulut'un ne zaman gideceğini bilmiyordum. Uyandırmak da istemiyordum. Ne zaman kalkarsa artık...
Ben yataktan kalkıp, aşağıya indim. Bugün hava sanki bizim için güzeldi... Odanın pencerelerini açtım ve odaya yayılan limon yapraklarının kokusunu içime çektim. Mutfağa girip, kahvaltı hazırlamaya başladım. Bugün kendi ellerimle yedireceğim kahvaltısını. Ne de olsa uzun süre beraber kahvaltı yapamayacağız.
Bir süre sonra kahvaltı masasını hazırlamıştım. Her şey yerli yerindeydi. Bende yukarı çıkıp, Bulut'u uyandırmadan kıyafetlerimi giyindim. Saçlarımı topladım ve Bulut'un yanına doğru gittim. Hala uyuyordu... Ne tatlı bir şey. Ona deli gibi aşığım.

"Bulut..."dedim,kulağına yaklaşarak. O ise hiç tepki vermedi. Tekrar seslendim fakat yine tepki vermedi. Bende yanına uzandım ve saçlarıyla oynadım.

" Kalkmayacak mısın mız mız? "dedim, gülümseyerek. O da gözlerini yavaş yavaş açtı.

" Günaydın uykucu!"

"Günaydın..." dedi, etrafa kısık gözlerle bakarak.

"Kahvaltı hazırladım sana. Hadi elini yüzünü yıka da, beraber inelim aşağıya." dedim, yanağından öperek. O da olduğu yerde gerildi ve esnemeye başladı. Onun bu haline gülümsedim.
Bir süre yatakta oyalandı ve sonra da kalktı.

"Uykumu almışım." deyip, gülümsedi.

"Evet,aldın."dedim ve o ayaktayken bende yatağı düzelttim.

" Ben elimi yüzümü yıkayayım. "deyip, banyoya doğru gitti. Onu beklemek için, düzelttiğim yatağa tekrar oturdum. Biraz dalgındım. Bunu Bulut'a yansıtmak istemiyorum. Aklı bende kalmasın.

"Güzelim, aşağıya inelim hadi." deyince, yataktan kalktım ve beraber odadan çıktık.

Bulut, kahvaltı masasına hemen oturdu ve gülmeye başladı.

"Bugün acıktım baya. Sanırım baya da yiyeceğim."

"Süper! Ben de acıkmışım. Bol bol yeriz." deyip, çayları doldurdum. O ise ekmeğine bal sürüyordu.
Kahvaltımızı güzelce yapmıştık. Hatta baya yemişiz. Dördüncü bardağımızı içiyorduk. Bulut ilk defa bu kadar çok çay içti. Aslına bakılırsa ben de öyle...

"Küçük bavulum nerede güzelim? Bir kaç eşyamı koymam lazım giderken."

"Ben sana veririm birazdan." dedim, çayımı yudumlarken.

"Pasaportum sanırım çekmecede, onu da alayım." deyince, çayımı masaya bıraktım.

"Neden? Pasaport neden lazım olsun ki?"

"Ülke değiştirebilirim, belli olmaz. O adamın nerede olduğunu daha bilmiyorum." deyince, kafamı salladım. Bu konuda hala endişeliyim. Ama yansıtmayacağım.

"Bak,sana ne söyleyeceğim."diyerek,güldü Bulut.

" Diyorum ki, Narin'i çağırsan buraya. Seninle kalsa ben gelene kadar. Kabul eder mi? "

" Aslında o kadar iyi olur ki. Belki biraz rahatlarım."dedim,dalarak. O da, cebinden telefonunu çıkardı ve biraz uğraşarak bana verdi.

" Al, aradım. "

Sert Koruyucu Kız 2-KaranlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin