☁️26.Bölüm

666 49 25
                                    

Merhaba, değerli okuyucularım! Bu bölüm biraz kısa maalesef. Öyle olması gerektiği için kısa. Keyif meselesi değil yani :) Şimdilik bu bölümle idare edin lütfen, çünkü diğer bölüm uzun ve önemli bir bölüm olacak. Keyifli okumalar dilemeden önce de, yeni karakterimiz Burak ile bu bölümde yavaştan tanışacaksınız :) Medyada da onun fotoğrafı var. Görüşmek üzere...

Sabah, yatağımızın kenarında oyuncakları ile bize bakan iki miniğe baktım.

"Anne, acıktı karnım." diyen, Rüzgar'a gülümseyerek baktım.

"Bugün kahvaltıları baba hazırlayacak."

"Ama horluyor..."

"Uyandıralım o zaman!" dedim ve Rüzgar'ı kucağıma aldım. Sonra da bana sinirle bakan Rüya'ya gülümsedim.

"Sen de gel bakalım." dedim ve onu da kucağıma aldım.

"Öpün bakalım babayı, uyanmazsa ne yapacağınızı biliyorsunuz." dedim, sinsice gülerek.

Rüya,hemen Bulut'un yanağına yapıştı. Onu izlerken, duygularım zirve noktasındayı. Bana bakıp, kollarını açtı ve kaşlarını kaldırdı.

"Uyanmadı..." deyince, Rüzgar'a işaret ettim.

"Sıra bende." dedi ve Bulut'un burnundan öptü.

Uyanmayınca, Rüzgar ve Rüya Bulut'un iki kolunu da ısırdılar ve gülmeye başladılar. Bende dayanamayıp, gülmeye başladım.

"Sabah sabah kim bu kediler?" dedi, Bulut bize dönerek. Rüya'yı ve Rüzgar'ı öpmeye başladı. Onları izlerken, zorla yataktan kalktım ve üstüme ceketimi aldım.

"Bulut Bey, kahvaltılar sizden bugün."

"Elbette. Hem de kediciklerimle hazırlayacağız." deyince, ikisi de bağırdılar sevinçten.

"Oley!"

Onlar aşağıya inince, dün unuttuğum işi halletmem gerektiğini hatırladım. Burak'ı aramalıydım. Yoksa müdür bu sefer ciddi anlamda beni azarlayacak.

Telefonumu aldım ve hemen aradım. Bir süre sonra açtı.

"Alo?" dedim, cevap bekleyerek.

"Pinhan sen misin?" deyince, gözlerimi devirdim.

"Evet,acil bir konu var ya! Dosyalarımı kaybetmişim, senin bir bilgin var mı acaba? Yarın Amerika'ya yolculuk var ve o dosyalar olmadan işimi tamamlayamam."

"Anladım. Neyse ki bende hepsinin kopyası vardı." deyince, sevinçten güldüm.

"Çok sağ ol ya!"

"Rica ederim. Bugün saat ikide toplantı var unutma."

"Unutmuştum bile. Hatırlattığın için teşekkür ederim."

"Tekrar rica ederim." deyip, güldü.

"İyi günler ." dedim, sakince.

"Sana da." dedi, aynı şekilde. Telefonu kapattım ve masaya koydum.

Banyoya gittiğimde, yüzüme soğuk bir su çarptım.

"Güzelim, kahvaltı hazır. Nerede kaldın?" deyince, gülümsedim.

"Geliyorum bebeğim hemen!" dedim, yanağına bir buse kondurarak.

"Bekliyorum." dedi, yavaşça odadan çıkarak. Banyoda biraz daha zaman geçirdim çünkü midem bulanıyordu. Stresten ne yapacağımı şaşırdım... Aileme zaman ayıramıyorum. Buna çok üzülüyorum gerçekten. Allah kahretsin! Midem çok kötü. Klozetin kapağını açtım ve kusmayı bekledim.

Sert Koruyucu Kız 2-KaranlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin