Bu bölümü, Chris Brown'ın Don' t Wake Me Up parçası ile okumanızı tavsiye ederim. Keyifli okumalar, yorumlarınızı okumak için sabırsızlanıyorum...
~ Pinhan'ın Bakış Açısından ~
Bulut Bey'in hala nerede olduğunu bilmiyorum. Telefonunu kaç kere aradım. Açmıyor, açmıyor... Bana sonunda kafayı yedirtecek. Ahmak! Hiçbir şeyden haberim yok.
Kendime bir sıcak çikolata yapmak için,mutfağa girdim ve sütü çıkardım. Cezveye koyup, ısınmasını beklemeye başladım. O sırada telefonum titredi. Bulut olmasını diledim ama maalesef o değildi. Arayan Tolga'ydı.
"Alo,efendim Tolga?" dedim, sandalyeye oturarak.
"Narin oldukça iyi,onu haber vermek için aradım. Akşama doğru taburcu olacak. Benim evime götüreceğim. Ne zaman musait olursanız, Bulut'la bize gelirsiniz."
"Haber verdiğin için çok sağol. Kafam o kadar dolu ki, tamamen gelmeyi unuttum. Salak kafam ve ben! Özür dilerim." dedim, kendime lanet ederek.
"Deme öyle. Hamilesin hem, olur öyle şeyler. Yorma kendini, görüşürüz."
"Görüşürüz Tolga."deyip, telefonu kapattım. Cidden nasıl unuturum hastaneye gitmeyi? Bulut, Bulut! Hep kafamı karıştırdın. Sen bir gel de, ben sana gününü göstereceğim. Acaba hangi deliktesin yine?
Sıcak çikolatamı, bir kupaya koyup odaya geçtim. Ayaklarımı uzattım ve içmeye başladım.
Güzelce bebeğimle sohbet bile edemedim daha... Biraz konuşmanın zamanı geldi bence.
Elimi karnıma koydum ve gülümsedim."Nasılsın bakalım küçüğüm?"
Daha küçücük, sadece bir et parçası sayılır. Küçüğüm benim, her şeyim...
Anne sana çok iyi bakacak, hep koruyacak. Her istediğini alacak sana... Seni her şeyden çok seveceğim bebeğim, her şeyden çok. Bu sıcak çikolatam senin için. Afiyet olsun bize o zaman...
Sıcak çikolatalımı bitirip masanın üstüne bıraktım. Telefonumu aldım ve tekrar Bulut'u aradım. Hala açık değil telefonu...
Ama bu yaptığı çok yanlış. Onu merak ediyorum ve özlüyorum. Nerede olduğunu bile bilmiyorum. Of!
Tam uzanacakken, kapı çaldı. Hızla kapıya doğru koştum. Bulut gelmişti kesin. Sonunda! Meraktan ölecektim.Kapıyı açtım ve karşımdaki kişinin Bulut olmadığını gördüğümde, kısa süreli bir şok geçirdim.
"Merhaba Pinhan!"
Baştan aşağı süzdüm karşımdaki kişiyi. Instagram'da gördüğüm kişiydi bu. Bulut'un iş arkadaşıydı, Beril...
"İçeriye giremeyeceğim galiba?" deyip, güldü.
"Geç." dedim, şaşkınca ona bakmaya devam ederek. Adını hatırladığım kadarıyla Beril'di. Evet yanılmıyorsam... Ama burada ne işi vardı? Birden gelmişti, aniden. Bir şey demeden. Kötü bir olay yoktur umarım. Ve bu kızı hala sevmiyorum.
"Nasılsın Pinhan? Biraz solgun görünüyorsun."
"Gayet iyiyim, sadece şaşkınım. Bir şey demeden, haber vermeden gelince böyle olmam normal galiba.Ne oldu, bir şey mi var bilmediğim?" dedim, gayet normal bir şekilde.
O ise gülümsüyordu."Kötü bir şey yok Pinhan. Sadece Bulut'u görmeye geldim. Hiçbir şekilde ulaşamadım ona. Bu yüzden sonunda evine geldim."
"Evimize..." dedim, gülümseyerek. Sinirlerim şimdiden bozulmaya başlamıştı bile. Tipi çok tuhaf. Özellikle kaş yapısı... Hiç hoş bir kız değil. Cüce!
"Önemli bir eşyası var bende. Onu vermek için geldim, çok fazla durmam zaten." dedi, gülümsemeye devam ederek. Gerçekten sinir bozucu bir tarafı var. Burada oturup, mal gibi onu mu dinleyeceğim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sert Koruyucu Kız 2-Karanlık
RomanceBulutların üstüne geldiğimde,hiç düşmeyeceğimi sanan bir yağmurdum. Gelinliğimi giyindiğimde,her şeyin daha mükemmel olacağına inanmıştım. Sahi ,insan hep inanınca mı kaybeder? "Sen çok asi ve bir o kadar da güçlü bir kadınsın." "Sen içindeki cehen...