☁️32.Bölüm

576 50 37
                                    

Bu bölümü lütfen, yazacağım şarkı ile okuyun.

Pinhani ft. Kalben-İyi Değilim Ben




     Pinhan'ın Bakış Açısından

Asla... Geri dönmeyeceğim. Hiçbir güç beni ona tekrar döndüremez.

Ölmek istiyorum! Artık ölmek istiyorum. Yaşamam anlamsız olur artık. Bir şeyim yok.

Kalbimin ağrısı geçmiyor, kafayı yiyeceğim. Aklıma hakim olamıyorum. Gözümün önünde çocuklarım var! Öldüler... Onları.
Ya! Küçücük yavrularıma kıydılar.
Nasıl kıydınız, nasıl?!

"Nasıl? Nasıl? Nasıl ya?!" dedim, birileri gelip kolumu tutana kadar. Bağırdığımı bilmiyordum.

"Kızım,iyi misin? Yardıma ihtiyacın var mı?" dedi, bir amca. Ona öylece baktım.

"Çocuklarım öldü. Onları geri getirebilir misin?" dedim, ağlayarak. O ise gözlüklerini çıkardı ve beni yerden kaldırdı.

"Allah sabır verir kızım. Canın yanıyor biliyorum ama bu bir imtihan."

"Nasıl bir imtihan bu?! Kalbim yerinden sökülüyor!"dedim, bağırarak.

"Bak kızım, evim hemen şurada. Gel, bir dinlen. Kendine gel. Benim de çocuklarım öldü. Aynı acıyı paylaşıyoruz." deyince, gözyaşlarımı sildim.

"Seninkiler nasıl öldü? Benimkileri bilmediğim birisi..." dedim, konuşamayarak. Sesim kısılmıştı. Ağlamaya devam ettim.

"Tamam kızım, acın taze belli. Gel benimle." dedi, yürüyerek. Hafifçe kolumdan tuttu. Onunla beraber yürüdüm. Bir apartmanın önünde durduk.
Amca şifreyi yazıp, kapıyı açtı.

"Burası benim kızım. Geç, çekinme." dedi, asansöre basarak.

Asansöre binip, onuncu kata çıktık. Amca evinin kapısını da açtı ve ilk beni içeriye girdirdi.

"Geç,geç kızım." dedi, ayakkabılarını çıkararak. Bende içeriye geçtim.

İçerisi kahverengi halılarla doluydu. Ara hol ve oda gördüğüm kadarıyla kahverengi halı doluydu. Duvarların köşesinde, eski tip mumlar vardı. Bir kedi ve bir de kaplumbağa vardı evde. Kedi, amcanın peşinden ayrılmıyordu.

"Ben sana bir çay koyayım kızım." dedi, şapkasını askıya asarak.

Gözlerim buğuluydu, amcayı zor görüyordum. Burnum tıkalı, zor nefes alıyorum.

Gözümün önünde Rüzgar'ım ve Rüya'm duruyor... Onları görüyor gibi hissediyorum. Sanki karşımdalar.
Ayağa kalktım ve bana gülen Rüya'ya elimi uzattım. Elimi tutunca, ağlamaya başladım. Arkamdan Rüzgar bana sarıldı gülerek.
Ağlayarak güldüm. Yaşıyorlardı... Kabusmuş. Hepsi kabusmuş.

Amcayı çağırdım, bağırarak.

"Koş amca! Bak şuna! Bu bir mucize." dedim, mutfağa gelerek.

"Ne oldu kızım?" dedi, içeriye gelerek benimle.

"Çocuklarım burada!" dedim, gülerek. O ise bana acımış gibi bakıyordu. Elimi tuttu ve ağlamaya başladı.

"Burada kimse yok kızım."

"Nasıl yok? Diğer odalara saklanmışlardır. Buraya nasıl gelmişler anlamadım."

Amca daha çok ağlayınca, elimi çektim ve diğer odalara bakmaya gittim.

"Neredesiniz bebeklerim?" dedim, gülümseyerek. Banyoya girdiğimde, küveti gördüm ve yukarı baktığımda Rüya'yı gördüm. Asılıydı... Rüzgar bağırıyordu, her yeri kandı.

Sert Koruyucu Kız 2-KaranlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin