4. Bölüm.'

13.7K 670 11
                                    


                 Aras , genç kıza hayranlık dolu bakışlarını belli etmemeye çalışıyor,fakat hayatında ilk defa bir kadından bu kadar etkileniyordu.
Hemen kendisini toparlayıp, başladığı oyunu bitirmeliydi. Çünkü bir an önce arkadaşlarının yanına gitmek ve eğlencesine  arkadaşları ile devam etmek istiyordu. Ama bu kadının kim olduğunu da , merak etmiyor değildi.

Karşısındaki kadın kendisinden hiçte ürkmüş gibi durmuyor ,hatta tek kaşını kaldırmış ukala bir şekilde onu süzüyordu. Çimen yeşili gözlerdeki ima ,biraz sonra üçüncü dünya savaşı çıkacağının habercisi gibiydi. Aras gözlerini genç kızdan çekip, kızın yanındaki arkadaşına çevirdi. Sözüne başlamadan önce kendini güçlü hissetmek istemiş ve yeşil gözlerin etkisinden kaçmıştı. Şimdi Aras Varlı olmalı ve iki küçük cadıya onunla başa çıkamayacaklarını kanıtlamalı idi.

"Siz pis ağızlı cadılar , kendinizi ne sanıyorsunuz?" diye sorması ile , iki sevimli kız, bir anda kirpi gibi oklarını çıkarttı.

" Senin gibi yol iz bilmez dağ ayılarına, ehliyeti hangi mezbahadan verdiler bilmiyorum ama terbiyeni verirken yumurtanı unutmuşlar." 

Elif'in sözleri ile, Aras'ın  beynindeki sigortalar bir anda atmış, gözlerinden ateş fışkırıyordu.Biraz önce meleğe mi benzetmiş ti bu süpürgeli kızıl cadıyı?

" Bana bak ufaklık! Canımı sıkma! Özür dileyeceğine , birde hakarete devam ediyorsun. Alırım seni ayağımın altına !"

Aras'ın arkadaşına sarf ettiği sözleri duyan Nefes , arabadan elinde kalın bir levye ile  indi.

" Konuşmaya gerek yok, terbiyene yumurta arkadaşımdan,limonu da benden olsun" demesiyle, genç adamın üzerine atlaması bir oldu.

Aras şaşkın bir şekilde , bir yandan Nefesin darbelerinden korunmaya çalışırken, bir yandan da arkadan Aras'ın sırtına atlayıp saçına yapışan kızıl cadıdan kurtulmaya çalışıyordu.
Normalde ikisini birden tek hareketle üzerinden rahatlıkla atabilirdi, amma velakin sırtındaki kızın sıcaklığı ve kokusunu duyumsamak hoşuna gidiyor ve aynı zamanda da çok eğleniyordu.

Fakat sabrının sonu, kızıl cadının boynunu ısırmasıyla sona erdi. Şimdi bu kızı öpse miydi , yoksa dövse miydi?Bir anda bütün erkekliğini şahlandırmıştı bu küçük cadı ve  biraz aşağılara bakarlarsa, ne halde olduğunu göreceklerdi. Sonra da sapık yaftasını yapıştıracaklar idi . Aras ayılıktan sonra,şimdi de sapıklığa terfi edecekti. İşte buna izin veremezdi. Bir hareketiyle ikisininde kolundan tuttu ve ileriye doğru fırlattı. Daha sonra arabasına doğru hızla ilerledi . Hiç arkasına bakmadan " Sakın ha bir daha karşıma çıkmayı aklınıza getirmeyin ! Bu sizin için hiç hayırlı olmaz!" diyerek , arabasını çalıştırdı. Gaza basıp , dağ yolunda olduğunu önemsemeden, hızla yanlarından ayrıldı.

Aras arabasında sakinleşmeye çalışırken, iki kafadar birbirlerine şaşkınca baktı. Sonrasında ise, kahkahalarla gülmeye başladılar. İki genç kızında sinirleri boşalmıştı . Böyle bir macera yaşayacakları kırk yıl düşünseler , akıllarına gelmezdi. İki cadının gülme krizi geçtikten ve biraz sakinleştikten sonra, onlarda kamyonlarına atladı ve yola çıktılar. Yolda ilerlerken hem gülüyor, hemde Aras hakkında konuşuyorlardı. 

Nefes " Ayıydı ama hakkını da yememek lazım fazla bal yemiş belli, tadından yenilmiyordu. Gerçekten adamdan karizma akıyordu "dedi.

Elif neşeyle kıkırdadı.

" Ben yedim ama mideme oturdu. Çok bayattı" dediğinde, Nefes arkadaşına hayretler içinde baktı.

 " Nee!Sen ne yaptın adama kuzum?" diye sordu. 

Adını Sonra Koydum(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin