Sen, beni aydınlık bir dünyada ışıksız bırakan sen... Sen, beni hiç varolmayan bir başlangıcın sonunda bekleyen, yüzümü görmeyen, sesimi duymayan, ismimi anmayan sen...
Ruhunda barındırmadığın bir nesneden ibaret ben... Hiç yakına gelmeyen, sevgisizliğe hapsolmuş, bir mevsim gibi geçip giden ben...
Bilmediğim soruların cevabı, görmediğim acıların başı, tatmadığım günahların ilkisin sen...
Canla başla savaştığım tüm savaşların galibisin sen... Kördüğümleri bağlayan, feryatlarımı arttıran, maviliği siyah yapansın sen...
Ne tutku var ne de sevgi... Sen bir yalnızlığa aşkla bakmayı sağlayan, tüm düşünceleri yokluğa sürdürensin...
Bilmiyorsun ve anlamıyorsun... Gördüğün tüm yüzlerin nefretiyle boğuluyorsun. Yalan sevgilerin içinde büyüyorsun... Sen bir yardım çığlığını duymayacak kadar sessizlik istiyorsun...
Sen, uzandığın zaman tutmak, istemediğinde ise yok etmek istiyorsun... Ben ise kayboluyorum. Hem senden hem benden... Gittikçe uzaklaşıp bir dağın arkasına saklıyorum bütün iyi niyetlerimi...
Yaşadıkça azalıyoruz biz... Bütün değersizliği üstüme yüklüyorsun sen... Batıyor bütün bedenim değersizlikten, sevgisizlikten...
Oysa umutları olan biriydim ben... Doğrularımı alıp gitmekteyim şimdiyse... Bazen gitmek, her şeye yeniden başlamak için en büyük elzemdir. İkimizden de gidiyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Delilik Eşiği
Non-FictionVaroluşsal sorunlar yaşayan bir insanın, hayatındaki bazı olayları, düşünceleri ve hisleri farklı bakış açılarıyla, iç tahlil ve örneklendirmeye dayanarak neler oluşturduğu yazılmıştır. Okuyucunun hislerine, düşüncelerine hitap etmek amacıyla bulund...