Düşünce Tanrısı

160 87 27
                                    

Sürekli sorunlara, sebeplere ve düşüncelere saplanıyorum. Keşke bir bataklıkta, çamurun beni hareket ettikçe içine çekmesiyle beraber dibe götürüşüne şahit olsaydım. Aslında bu da pek farklı değil. Zihnimin içindekiler kimi zaman beni içine çekiyor, kimi zaman da beni içine çektiği yerde boğuyor. Tam bir kaos ortamında dış dünyaya ayak uydurmaya çalışıyor gibiyim. Utanarak söyleyebilirim ki kafamın içindeki paraziti, dış dünyanın ahmaklarına karşı tek geçerim...

Kendimi yapayalnız hissediyorum. Her geçen gün yalnızlığın kayıp sularında ilerliyorum ve sanki bir yer keşfedecekmişim gibi hissediyorum. Oysa bu yapayalnızlık hiç bitmek tükenmek bilmeyen bir düşünceler silsilesiymiş. Battığım bataklıkta karşılaştığım tek şey düşünceler. Yine kahrolası gözlemlerimi yapıyor ve insanların nasıl olmadıkları biri gibi davrandıklarını, nasıl kendilerini toplumun saçma popülerliğine kurban ettiklerini gözlemliyorum. İnsanlar adına utanıyorum. En çok da olduğum yerde durup bir şeyleri değiştiremeyen kendi insanlığımdan utanıyorum...

Kendimde bazen mantıksız sorumluluklar hissediyorum. İnsanların yerine düşünmek, onlara fikirler vermek ve bakış açılarını değiştirmeye çalışmak gibi saçma sorumluluklar... Okudukça, araştırdıkça ve öğrendikçe kendimi ahmakmışım gibi hissederken, insanlara karşı hissettiğim bu sorumluluklar tamamen saçmalık değil mi? Sonuçta kendimle çelişmenin nirvanasıydı bu. Nedeni ise çok açık aslında. Hep söylediğim şeyler kendini tekrara bırakacak ama en önemlisi insanların aynı şartlar altında olmadığının bilinci. Neden başkalarına fikirler veriyorsun, sen kendini çok mu akıllı sanıyorsun? Hayır aslında amacım tamamen yararlı olmak ve karşımdaki insana olabildiğince naif bir dille bir şeylerden bahsetmek. Evet herkes genelde iyi niyetimden şüphe etmiyor ama istediğim şeyleri yapabildiğimi de sanmıyorum. Bu durumun benim için üzücü olmasının ziyadesinde, görüp de düzeltemediğim her olumsuzluk sanki rüyalarıma girecekmiş gibi oluyor. Peki beni bu kadar olaylara karşı sağduyulu yapan nedir? Çok mu vicdanlıyım? Yoksa bir şeyleri düzeltince kendine Tanrı rolü veren kibirli bir ahmak mıyım? Sizlere bir soru sormak istiyorum...

Bir gün boyunca Tanrı'nın yapabileceği her şeye sahip olsaydınız neler yapardınız?

Sanırım dünyadaki bütün sorunlara el atardınız... Çocukların ölmesini engeller, kadına şiddeti ortadan kaldırırdınız. Belki hayvanlara daha iyi bir dünya oluştururdunuz veya savaşları durdururdunuz. Belki de adaletsizliği ortadan kaldırır, birileri açlıktan ölürken, diğerlerinin kan emici oluşunu engellerdiniz. Aslında bu yaşadığımız dünyada o kadar sorun var ki biliyorum hepiniz bir şeyler düzeltmeye çalışırdınız. Sizlere bir soru daha sormak istiyorum müsadenizle...

Peki Tanrı neden hiçbir şey yapmıyor ve bunları görmezden geliyor? Hangi büyüklük bir çocuğun eziyet edilerek öldürülüşüne göz yumar?

Açıkçası anlamak mümkün değil. Ben insan halimi bile sorgularken bana bağlı olmayan durumlarda, ya Tanrı? Sizleri ahmak olmaya iten şey hayata olan bu sevginizden ibaret. Hayat güzeldir yalanı ancak ahmakları tatmin eder. Asla düşünmeyenleri, sorgulamayanları, algılamayanları ve insan olduğuna dair kuşku duymayanları... Yalanlar ile beslenen ruhunuzu düzeltmek için ancak Tanrı olmak gerekir.

Delilik EşiğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin