Bölüm 6

710 65 22
                                    

Baekhyun çoktan okuldan dönmüş evde üniformasını değiştirdikten sonra koşa koşa bize gelmişti hemen. Annesi akşam yemeğine çağırıyormuş bizi. Baekhyun gibi annesi de hiç kıyamaz bana. Ne diye çocuğu beklemiyorsun da hemen topa koşuyorsun diye Baek'i bile azarlamış hatta. Baekhyun da bir şey diyememiş çünkü haklıymış kadın. Asla yalnız bırakmayacakmış bir daha beni. Ne diyeceğimi bilememiştim. Baekhyun bu beni kendine bile kelepçeleyebilir.

''Aman Baekie. Ne diye kapı önünde konuşuyoruz girsene içeri.''

Kabul etmedi teklifimi. Aniden arkasını dönüp bahçeden çıkarken bağırıyordu bana. ''Sana kendi ellerimle soslu makarna hazırlayacağım daha. Tutma beni Sehun.''

Bu beni gülümsetti işte. Baekhyun'un soslu makarnasının üstüne tanımazdım. Bir tek onu yapabiliyordu ama onu da mükemmel yapıyordu. Sosunun içinde ne olduğunu da asla söylemiyordu. Bizim hiçbirimizde de bunu çözecek gurmelik yok tabii.

Araştırmayı bırakalı çok olmuştu zaten. Şimdilerde sadece Baekhyun'un iyi modunda olup bize makarna yapmasını bekliyorduk. Şimdi fırsat ayağıma gelmişti. Soslu makarnaya asla hayır demem zaten.

Suho Hyung, Luna ve ben geçtik yan eve. Min Sung amca karşıladı bizi. ''Sun Yeon misafirlerimiz geldi.'' diye seslendi bizi içeri alırken.

''Nasıl oldun Sehun?'' diye sordu hep beraber içeri yürürken.

Elleri babacan bir tavırla omuzlarımda. Sesindeki endişe tınısı şımartıyordu beni biraz. Anın tadını çıkardım.

''İyiyim Min Sung amca. Seni de yorduk. Kusura bakma.''

Neşeli kahkahası yayıldı henüz girdiğimiz salona. Sun Yeon teyze elindeki tabağı masaya bırakırken kocasının gülüşüyle yüzünü bize çevirdi.

''Ah Sehun!'' diye bana doğru gelirken kaçma içgüdülerimi bastırdım.

Baekhyun televizyonun önündeki kanepede ters durmuş bizi izliyorken yüzümdeki gergin gülüşü görmüş olacak ki gülmeye başladı. Ona ters bir bakış atıp önüme döndüm. Sun Yeon teyze bana ulaşmış kollarını sıkıca etrafıma dolamıştı.

''Miniğim, ne yaptın kendine sen?''

Sun Yeon teyze boyum onunkinden büyük olmasına rağmen beni miniğim diye çağırmaya devam ediyordu. Benden ayrılan kadına bakıp rahatlatıcı bir gülümseme verdim.

''Önemli bir şey değil Sun Yeon teyze. Sakarlığım tuttu işte. Hem geçti bile. Hiçbir şeyciğim kalmadı.''

''Kafandaki koca sargıyla söylenecek şey mi bu miniğim? Neyse boş ver bunları. Gel bak senin en sevdiğin yemekleri yaptım. Soğutmadan geçelim masaya.''

Masayı donatmıştı Sun Yeon teyze. Tabağımı da dolduruyordu kendince. İştahım da çoktu bu akşam. Ben yedikçe yüzünde güller açıyordu Sun Yeon teyzenin. Boşalan tabağıma ekledikçe ekliyordu. Bazılarını yanımdaki Baekhyun'un tabağına koyuyordum çaktırmadan. Baekhyun sonradan fark edip elime vurdu çatalıyla. Alttan da bacağımı sıktı. Acıyla yerimden sıçradım ama neyse ki Suho Hyung'la konuşan Min Sung amca da Luna'yla konuşan Sun Yeon teyze de fark etmediler. Çok kızarlardı yoksa. Sofrada oyun olmazdı çünkü.

Baekhyun'la fısıldaşıp masadan kalkmayı planlıyorduk ki Sun Yeon teyze mutfağa gidip elinde mis gibi kokan vişneli turtayla geldi. Masaya konan vişneli turtaya neredeyse dolu gözlerle baktım. Midemde yer yoktu asla. Ama yemezsem yazık olacak güzelim turtaya. Bayan Byun anladı derdimi.

''Doydun herhalde Sehun. Turtadan ayırayım da Baekhyun ile sonra yersiniz.''

Masanın üzerinden atlayıp kollarımı boynuna dolayasım geldi. Öylesine sevindim. Benim memnun suratıma bakıp kahkahasını koyuverdi kadın. Baekhyun ayağımı masanın altından dürtünce alelacele birkaç iltifat sıraladım yemeklere. Sun Yeon teyze memnundu bu durumdan. Sahiden bu kadar tıka basa yemeyeli uzun zaman olmuş. Masadan kalkarken fark ediyordum. Baekhyun da aynı durumda olacak beni odasına yollayıp bize soda almak için mutfağa girdi.

BFF FaciasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin