Okuldan eve gelince kapıda kırmızı bir sürpriz karşıladı bizi. Baekhyun heyecanla elimden tutup bizim eve sürükledi beni. Luna gülümseyerek kapıyı açınca içeri girdik. Suho Hyung henüz gelmemişti.
''Suho sürprizini yaptıktan sonra arabayı bana bıraktı.''
Luna da heyecanlıydı fazlasıyla. Suho Hyung'la kurdukları ortak bir hayaldi bu elbette. Bu kadar mutlu olması beni şaşırtmıyordu.
''İkinizi birlikte tebrik etmek istiyordum ama olsun. Tebrik ederim Luna.'' Sarılarak karşılık verdi Baekhyun'a Luna.
''Suho biraz gecikecekmiş. İşleri uzamış. Ama akşam yemeğinde burada olur. Küçük bir kutlama yapacağız. Aileni de davet ettim. Sehun'la bana yardım edersiniz olur mu?''
Memnuniyetle kabul ettik. Baekhyun aceleyle kıyafetlerini değiştirmek için kendi evine geçti. Ben de Jongin ve Jongdae'ye mesaj attım. Kutlama yapılacaksa hepimiz bir arada olmalıydık.
''Hava da güzelken sofrayı dışarıya mı kursak? Birkaç aydınlatma almıştım. Halledebilir miyiz acaba?''
Zaten salonumuz o kadar kişiyi bir masada toplayacak kadar geniş değildi. ''Sen o işi bize bırak Luna. Muhteşem bir ortam yaratacağız.''
Bu akşam için oldukça özeniyordu. Enerjisi bulaşıcıydı. Baekhyun gelmeden ben de odama çıkıp hızlıca siyah dar bir pantolon ve siyah basic bir tişört giymiştim. Saçlarımı bir yana atıp biraz özendim. Aşağı inince Luna ve Baekhyun'u mutfakta buldum.
''Sanırım önce bahçe düzenini halletsek daha iyi olur. Mutfağı ben hallederim.''
Baekhyun'la onu onaylayıp mutfak masasının sandalyelerinden birer tane aldık. Bahçenin arkasına açılan cam bir kapı vardı. Bahçenin arka tarafı daha sık çitlerle kaplıydı. Ana yola bakan kısma göre daha sakin ve genişti. Asla meyve vermeyen büyük ve yaşlı bir elma ağacı ve birkaç eski malzemeden başka bir şey yoktu burada. Bahçemiz çok büyük olmasa da bu akşamı atlatacak kadar yeterdi bize. Henüz yeni yeni çıkmaya başlayan çimlere basa basa sandalyeleri ortaya bıraktık. Evin duvarına yaslı şekilde duran masayı ve üst üste konmuş sandalyeleri Baekhyun'la birlikte ıkına ıkına kaldırıp ağacın altına kadar taşıdık. Eski bir masaydı ve fazlasıyla yıpranmış görünüyordu. Masayı bırakır bırakmaz Baekhyun'un üstüne çıkıp tepinmesi üzerine yine de sağlam olduğunu görmüştük. Biz onları yerleştirirken arka kapı açıldı ve içinden ellerinde iki tane sandalye taşıyan Jongin çıktı.
''Luna burada olduğunuzu söyledi de yardım edeyim dedim.''
Bu duruma memnunduk tabii. Mutfaktaki masayı da güç bela kapıdan çıkarıp diğer masayla birleştirdik. Bir süre sonra aramıza Jongdae ve Chanyeol da katıldı. Luna'ya ise içeride Sun Yeon teyze yardım ediyordu.
Ben ve Jongdae masaları güzelce temizleyip üzerlerine temiz örtüler serdik. Sandalyeleri temizleme işi ise diğerlerine düşmüştü.
Masanın üzerine çatal, kaşık ve bıçakları yerleştirdik. Luna'nın aldığı ışıklandırmaları ağaca astık. Uzatma kablolar ile evdeki prizlerden birine taktık. Hava zaten kararmak üzereydi. Chanyeol ışıkları açtıktan sonra hep bir ağızdan zafer çığlıkları attık. Gerçekten güzel olmuştu. Bizi duyan Sun Yeon teyze ve Luna dışarı çıktılar.
''Burası harika görünüyor. Açıkçası alırken bu kadar güzel görüneceklerini düşünmemiştim.''
Beğenmeleri hoşumuza gitmişti. Hava iyice karardıktan sonra Suho da gelmişti. Min Sung amca öğlene doğru işten geldiği için ancak uyanabilmişti. Bu düzensiz uyku saatleriyle yaşayabilmesi olağanüstüydü. Gemilere yükleme yapıyorlardı. Min Sung amca da yükleme işinin organizasyonundan sorumlu olduğu için o an orda bulunmak zorunda kalıyordu. Bu nedenle çalışma saatleri esnek ama düzensizdi. Neyse ki çok fazla yorulmak zorunda kalmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BFF Faciası
FanfictionElim kalbimde konuştuğumu görse biri delirdi derdi herhalde. Ama delirmemiştim daha. Ya da belki delirmiştim. Kim bilir? Yüzümdeki gülümsemeyle birkaç tane yıldızla çevrelenmiş aya kaldırdım bakışlarımı. Cevabım hazırdı galiba. Ne olacaklarla do...