''Ayy!!'' diye bağırdım boş salona doğru.
Ellerim ağzımda. Nefes alamıyordum galiba. Gözlerim o akşam oturduğumuz koltuğa kaydı. Bölük pörçük görüntüler doldu beynime. Kafamı duvara vurmamak için zor tuttum. Bir şeyleri hatırlamak için ille de Jongin'in öpmesi mi gerekiyordu beni? Aptal Sehun aptal. Asla akıllanmazdım ben.
Akşam sarhoşluğun arkasına sığınmak kolay gelmişti. Uyumuştum dönüş yolunda. Eve nasıl geldim salondaki koltukta nasıl uyuyakaldım bilmiyordum hiç. Onları hatırlamıyor olabilirdim ama akşama dair geri kalan her şey beynimde dönüp duruyordu. Gerçekten patlamak üzereydim. Saat akşama geliyordu neredeyse. Kaç saat uyumuştum bilmiyordum. Ama midem çok kötüydü. Başım zaten akşamdan kalma olduğum için çatlamak üzereydi. Kanepede iki büklüm uyuyakaldığım için vücudum sızım sızım sızlıyordu. Ama çektiğim acı şu an kafamı taktığım son şeydi.
Sonrasında odama çıkıp yatağıma attım kendimi. Ne kadar sürdü bu bilmiyorum ama ben boş boş öylece otururken Baekhyun geldi yanıma. Açık pencereden paldır küldür içeri girmesine bile kılımı kıpırdatamamıştım. Bu halimi gören Baek konuşmaya başladı. Sürekli bir şeyler sorup yüzüme dokunuyordu ama şokumu atlatabilmiş sayılmazdım.
Sonrasında ben Baekhyun'un kulağımın dibinde avazı çıktığı kadar bağırmasına hiçbir tepki vermeyip öylece yatağımda oturup duvarı izlemeye devam edince korktu zavallı. Hemen kankası Jongdae'yi aradı. 'Zaten çok kaçasım vardı' diyen Jongdae anında damladı odama.
''Kırk beş dakika oldu Jongdae. Beyin ölümü gerçekleşmiş gibi. Hiç tepki yok. Jongin kalan o yarım aklını da almış HunHun'umun.''
Baekhyun'un ben orada yokmuşum gibi konuşmasına ses etmedim. Tüm kelimelerimi dün akşam söküp almıştı Jongin dudaklarıyla.
Jongdae boş bakışlarım ile duvarın arasına girip tam önünde oturdu. Endişelenmişti galiba. Kaşlarını hafifçe çatmış dudaklarını ısırıyordu.
''Bebeğim. Bak korkutuyorsun beni. Konuş benimle hadi.''
Derin bir nefes verip dizlerimi iyice kendime çektim ve kucağımdaki yastığa sıkı sıkı sarıldım.
''Jongdae...''
''Evet kuşum. Söyle.''
''Ama yuh Sehun. Sabahtan beri sesim kısıldı seni kendine getirebilmek için. Jongdae'nin bir bakışı yetiyor ama. Benden daha çok seviyorsun onu anladım ben.''
Jongdae'nin yüzünde kısa bir gülümseme oluştu. Sevmişti bu fikri anlaşılan. Ama yoktu öyle bir şey. İkisi de eşitti benim için. Bunu söylesem de o an Baekhyun'un asla dinlemeyeceğini bildiğim için derdimi söylemeye karar verdim. Ben söylemeden asla bırakmazlardı beni. Hele ki bu halimi gördükten sonra.
''Ben bir şey yapmamışım. Jongin yapmış. Ben de unutmuşum işte.''
''Ne yapmış?'' diye sordu ikisi de aynı anda.
Baekhyun ayakta dikilmeyi bırakıp yanıma oturdu. Bu sırada beni duvara doğru ittirmişti. ''Ama sarhoştuk. Ama... Ama...''
Jongdae anlamlı bir şeyler yakalayabilmek için iyice yaklaştı bana. Baekhyun telefonun çıkarıp uğraşmaya başladı. Sonrasında bana dönüp çemkirdi.
''Açık açık anlat şunu Chanyeol hiçbir şey anlamamış.''
Ben yaşadığım halde hiçbir şey anlamamışken telefonun öteki tarafındaki Chanyeol nasıl yapacaktı bunu? Ne diye her cümlemi Chanyeol'a mesaj atıyordu hem bu bücür?
''Ben de itmemişim onu üstelik. Sıkı sıkı sarmışım bir de. Mantıklı mı bu şimdi?''
''Kuşum olayın ana noktasını anlatmayı unuttun galiba. Direkt savunmaya geçtin. Ne olduğunu doğru dürüst bir anlatsan. Dün akşamdan mı bahsediyorsun başka bir şeyden mi anlamadım inan ki.''
![](https://img.wattpad.com/cover/183794420-288-k613872.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BFF Faciası
FanfictionElim kalbimde konuştuğumu görse biri delirdi derdi herhalde. Ama delirmemiştim daha. Ya da belki delirmiştim. Kim bilir? Yüzümdeki gülümsemeyle birkaç tane yıldızla çevrelenmiş aya kaldırdım bakışlarımı. Cevabım hazırdı galiba. Ne olacaklarla do...