Akşam balkona attığım pufun üstüne elimde bir kâse cipsimle yerleşip film izler gibi hala eve gelmeyen Jongin'i izlemem odama pencereden usulca girip yanıma kıvrılan Baekhyun'u şaşırtmamıştı.
''Senden bekliyordum bunu HunHun. Delirtti sonunda bu esmer seni işte. Sonraki aşama kapısında sabahlayıp af dilemen herhalde. Yakında evlenirsiniz de.''
Bir süre soluklanıp kendi dediklerini düşündü.
''Hayır hayır. Bizden önce evlenemezsiniz. Evlenmeyeceksiniz bizden önce değil mi Sehun?''
Ağzına bir avuç cips sıkıştırdım. Kafam doluydu zaten bir de Baekhyun'un dedikleri şişiriyordu zavallı beynimi.
''Baekhyun hala eğleniyorsun sen benimle. Süründürüp duruyor beni. Mutlu oluyorsun sen de.''
Kafamı Baekhyun'un omuzuna yaslayıp gözüm hala Jongin'in evindeyken mızmızlandım biraz.
''Artık arkadaş olarak bile görmüyor beni belli. Ne yapacağım ben Baek?''
Baekhyun'un elleri saçlarımı buldu direkt. Birkaç saat önce duş aldığım için buram buram limonlu şampuan kokan saçlarımı okşadı yavaşça.
''Git konuş Sehun. Kıyamaz sana Jongin. Affedecek bak. Ama önce bir öğren de ne yaptığını. Merak ediyorum delice. Benim bebeğim ne yapmış da kızdırmış Jongin'i kendine.''
Bunu ben de merak ediyordum tabii. Günlerce düşünmeme rağmen asla hatırlayamamıştım. Utanç verici şekilde bunu internette bile aratmıştım ama bana yardımcı olacak hiçbir şey çıkmamıştı karşıma.
Üzgünce iç çektiğimde Baekhyun'un başımdaki elleri birkaç saniyeliğine duraksayıp yeniden hareketlendi.
''Üzme kendini bu kadar bebeğim. İstersen bak sana yardım edeyim. Yarın lunaparka gidelim hep beraber. Evinde bile yakalayamıyorsan bir de orada şansını dene. Sıkıysa kaçsın dönme dolaptan.''
Heyecanla doğruldum. Baekhyun gülerek bana bakıyordu.
''Ama ya kabul etmezse gelmeyi?''
''Orasını bana bırak sen HunHun'um. Gerekirse bir gece boyunca konuşur ikna ederim ben onu. Sen onu nasıl konuşturacağını düşün.''
Baekhyun'a heyecanla sarıldım. Neşem yerime gelmişti. Jongin'in evini gözetlemeyi bırakıp dikkatimi benim sorunumu çözdükten sonra konuyu Chanyeol'a bağlayan Baekhyun'a verdim. Chanyeol'un deliler gibi ders çalışmasından yakınıyordu.
''Üstelik benimle ilgilenmek için de elinden geleni yapıyor Sehun. Onun bu kadar ders çalışmasını önlemek için elimde tuttuğum tek bahaneyi de yok ediyor. Nasıl diyeceğim ben yeter diye? İnsan hiç artık çalışma der mi sevdiğine? Üstelik çok istiyor avukat olmayı.''
Doğru söylüyor Baekhyun. Chanyeol'un zamanından kıstığı tek şey uykusu. En azından yarın lunaparka gelir diye teselli ediyordum Baekhyun'u ama bundan pek de memnun görünmüyordu. Sonrasında uyumak için kendi odasına geçerken hala asık suratını kafasına bıraktığım küçük bir iyi geceler öpücüğüyle birazcık da olsa düzelttim. O da bana el sallayıp dikkatle karşı eve geçti. İkimizin de uyumakta zorlanacağı kesindi.
Bu uykusuzluk ikimize de şişmiş gözler olarak dönmüştü. Baekhyun'la kapı önünde karşılaşıp yüzümüzün bu halini görünce kendimize gülmüştük. Baekhyun hepimizin orada buluşacağını söyleyip beni bisikletinin arkasında atınca içimde Jongin'in gelmeyeceğine dair bir korku oluştu. Fakat biz denize yakın bir yerde kurulmuş büyük sayılan lunaparka ulaşınca Jongdae ve Jongin'in çoktan geldiğini görmüştük. Neyse ki giriş kısmında henüz çok insan yoktu da onları rahatça bulabilmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BFF Faciası
FanfictionElim kalbimde konuştuğumu görse biri delirdi derdi herhalde. Ama delirmemiştim daha. Ya da belki delirmiştim. Kim bilir? Yüzümdeki gülümsemeyle birkaç tane yıldızla çevrelenmiş aya kaldırdım bakışlarımı. Cevabım hazırdı galiba. Ne olacaklarla do...