Hüma son olaydan sonara cihangiri görmediği sekiz güne uyandı hüma çok düşündü o gün üstüne çok düşündü çektiği acıyı haykırışlarını sonra cihangirin yaptıklarını düşündü küçücük bedeni üç gün sonunda zar zor yataktan çıkmıştı ve cihangiri o günden sonra görmemişti ama üç gün deyi bir bebek gibi ilgilenmişti hümayala cihangir sonra ise hiç var olmamış gibi ortan kayboldu... hüma düşüncelerinden sıyrıldı. Yataktan kalktı banyoya gidip elini yüzünü yıkadı kıyafet odasına geçerek üstüne mint yeşili çiçek desenli bir elibise giydi biraz diz boyu kısaydı ama üstüne diz kapaklarında siyah bir hırka rahat etmem için süet siyah ayakkabılarında giydi mart ayın son günlerine uygun bir kobin yaptığına karar verip aşağı indi
Hümanın kobin parçaları
Sabah kahvaltısı hazırlığı umalı şekilde devam ederken hüma mutfaktan içere girerek " günaydın mihriban abla sabiha fatma" diye çalışan kızlarla selamlaştı hazırlıklara yardım etti her zaman olduğu gibi herkse masada yerini geçti kahvaltı başladı bu sırada avlu kapısı açıldı içeri iki heybetli adam girdi ayağa kalktı herkes cihangirin yanındaki adam gelip ali ağanın elini öptü sonra sultan hanımın elin öptü ardında civana sarıldı sultan anne "hakan oğlum unutun bizi " dedi adının hakan olduğunu öğrendim adam " olur mu sultan annem nasıl unuturum sizi " sonra bana dönerek " bu tatlı kız kim" dedi hüma başın yere eğdi bu sırada cihangir öfke saçan gözlerle " karım " dedi hüma yutkun inden ne olur kızmasın diye dual ediyordu bu sırda sultan anne " hüma kızım iki bardak getir keçamın (kızım)" dedi hüma hızlı adımlarla mutfağa girdi iki çay bardağı ile masaya geldi çayları doldurup masaya geçti ne zaman başını kaldırsa hüma cihangirle göz göze geliyordu korkudan başını kaldırmıyordu kahvaltı bittiğinde ali ağa " hüma kızım bir kahve yap da içelim " dedi hüma " tam baba " deyip mutfa geçti çalışan kızlar kıkır kıkır gülüyor bir yandan hümaya bakıyorlar hüma kızlara bakarak " hayır ola kızlar" dedi fatma gülerek " gelin ağam cihangir ağama sana nasıl bakıyordu " dedi kıkırdadı hüma utanarak kahveyi yapmaya devam etti kahveleri tepsiye koyup içeri girdiğinde önce ali ağaya "buyur baba" dedi ali ağa gülümseyerek " sağol keçemın" dedi hüma"afiyet olsun bav" sonra ali ağanın yanında oturan civana uzatı civanda tebessüm " sağol yenge " dedi hüma aynı şekilde "affiyet olsun" dedi ardından yan yana oturan iki adama yaklaştı derince yutkundu önce misafire uzatı hakan alarak " sağol yenge dedi" hüma " afiyet olsun" dedi en son cihangire uzatarak gözlerine baktı cihangirin hümanın elinden ilk kahvesiydi... kahveyi alarak düz bir tonda " sağol" dedi hüma da " aaa..afiyet olsun " deyip hızlıcağı sırada sultan hanım " gel kızım sende otur " dedi hüme mecburan oturdu cihangir karısına tek kaşını kaldırarak baktı oturduğunda elbisesi yukarı doğru toplanıyor ona ait olan herkes görüyordu cihangir önündeki v yakasından hafif görünen göğüs kısmıyla dahada sinirlendi hümaya bakarak kafasına doğru işaret etti hüma cihangiri görünce hem çıktı cihangir ise çıkan karısın arkasından ayaklandı sırada hakanın sesi duyuldu "abi " dedi cihangir " geliyorum şimdi dedi cihangir kapıdan çıktıktan sonra onu bekleyen hümayı görünce bileğinden tutarak odalarına doğru çekiştirmeye başladı hüma ise korkudan titremeye başladı cihangir karısın odaya soktu yapıyı kapatı karısına doğuru adınladı yüzünü örten saçlarını arkaya atarak boynun kokladı hüma ise şaşkınlıkla " ağam " dedi cihangir ise " neden kısa giydin" dedi hüma ise anlamamışça "ağam" dedi cihangir ise " hiştttt " deyip hümanın boynundan yavaş yavaş öpmeye başladı karısın duvarla iyice yasladı elleri eteğin içine usul usul sokulurken kapın arkasından civanın sesi ile ikili birbirinden ayrıldı cihangir " söyle civan" dedi civan " abi babam bi baksın" diyor cihangir " tam sen git geliyorum " dedi cihangir hümaya dönerek bu elbiseyi hemen değiştir yakmayım canın ve akşama hazır ol " dedi hüma yutkundu "tam ağam" dedi cihangir memun bir şekilde gülümseyerek odadan çıktı...
Hüma işe giden erkeklerin ardından kara kara düşünmeye başladı ne yapacağını bilmiyordu cihangirin sesi kulaklarında yankılanıyordu akşam hazır ol hüm başını iki yana saladı "ahhh sakin hüma sakin " diyordu bu halini gören sultan hanım " kıçemın hayırdır" dedi hüma utanarak " yok yok bir şey daye " dedi sultan hanım geline tekrar bakıp " iki kahve yap güzel kızımda bi içelim" dedi hüma başını aşağı yukarı sallayıp onaylayıp kahve için mutfağa geçti. Kahveleri alıp oturma odasına geçen hüma sultan hanıma kahvesini verip yanına oturdu "hadi anlat güzel kızım " dedi hüma çekinerek " şey" dedi sultan hanım "bak kızım ben bu saatten sonra senin ananım sende benim kızım herşeyin bana anlatabilirsin güzel kızım" dedi hüma çekinerek " ağam dedik akşama hazır ol" hümanın son cümlesi ile mutlu şekilde güldü " eeee kızım bunda ne var" dedi hüma utanarak " ben ben ne yapacağım bilmiyorum korkuyorum " dedi sultan hanım ise içten bir gülümse ile geline yardımcı oldu anlatı cihangir anlatı mutlu olduğu anları anlatı üç yıl önceki oğlunu anlatı anacığım demeden konuşmayan oğlun herkesin derdine koşan oğlun anlatı hümanın oğlunu sevmesin istedi anlatı hüma bu konuşmanın üstüne bir kara verdi bu konağın üstündeki kasveti dağdacaktı mutlu günlerine geri getirecekti kendine bir söz verdi ama bilmediki bu mutluk en çok onu yakacaktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esir bir kuşun öyksü
RomanceO senin çoçuğun dedi kadın... Adam öfke ile benim tek evladım var o da öldü kadın Bu günü unutma ağa ellerinde kendi çoçuğun kanı var sakın unutma diye bağırdı kadın ve yumdu gözlerini. Acımasız bir adam kendi çoçuğunu bile yok sayan kalbine zincir...