İki buçuk yıl sonra...
Hüma ali asafa sarıldı "annem bak dedeyi üzmek yok babaanni sözünden çıkmak yok ben hemen gidip geleceğim" dedi asaf mız mızlanarak "bayaye bey de geyicem" dedi hüma elindeki dosyayı göstererek "annem işe gidiyorum ben ama " dedi asaf inatla "çoçukyay işe ditmez mi" dedi hüma pes etmiş şekilde sultan hanıma baktı sultan hanım içinden babası kılıklı seni diye geçirdi "nenem ibo gelir şimdi okuldan senine oyun oynacaktı ya" dedi asaf "bayaye dedeme diyim de göyün" dedi o sırada ali ağa merdivenlerden iniyordu nazlım yetiştirmişti ali asafı bir dedin iki etmemiş gözümün nurum gönlüm tek çiçeği diye her şeyi yapmıştı asafa cihangir istanbula gittiği o günden beri konuşmamış küsmüş daha aff adeameden gitmesine içerlemiş telefonda dahi konuşmazdı oğluyla ancak torunu cihangirimin kokusu diye severdi gizliden gizliye.. ali ağa ayaklarına sarılan toruna baktı boncuk boncuk gözleri ile "beni işe dötür müyo" diye döktü göz yaşlarını ali ağa torunu kucağına alıp "alim asafım dedesi kurban oraya çoçuklar gitmez ki senle atlara gideriz sonra ibo gelincede sizi bakala yolarım olur mu" dedi asaf "ama oyası senin sen deysen beni alıylay işe" dedi ali ağa "küçücük bir tay olmuş onu görecektin hani" dedi asaf " yavyu mu" dedi ali ağa "he yavru" dedi "baya veyiysen tam senle geyim" dedi ali ağa saçların sıvazladı öptü torunu hüma sultan hanıma bakıp "anam emaneti senindir ben geç kaldım " diyip çıktı konaktan kapıda bekleyen arabaya bindi hüma başarılı bir mimar olma yokunda ilerliyor geçen yıllarda güzeliğine güzellik katmış kalbi yaralı bir kadın kendine bir söz verdi pes etmeyecek sevgisiz bir adama yıkılmayacaktı cihangirin her adını duyduğunda iliklerine kadar korku hissediyordu kalbi öyle atıyordu ki belki diye ,yıkık bir kadının küçük bir kuşun sevgisiz bir kalbe esir olmasıydı onun cihangire olan duygusu ne ses edebilirdi ne yok sayabilir prangalı bir mahkumdu...
❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️
Ali ağa sultan hanım sofrada oturmuş küçük çoçuğa iki lokma yesin diye şaklabanlık ediyordu kahyanın küçük oğlu avluda göründü ali asaf koşarak kalktı "seni babası kılıklı " diye söylendi ali ağa "benim torunum senin mendebur oğluna benzemez" dedi sultanım hanım "hele sen öyle san mavi gözleri sarı saçların sayma aynı cihangirim " dedi ali ağa söylenerek "teh minamın " dedi küçük ali asaf iboyu gördüğüne mutlulu olmuş koşarak yanına gitmiş ikisi bir şeyler konuşup sultan hanıma yaklaştı ibo "sultan ana" dedi
"Buyur oğlum" dedi
"Biz ali asafla dışarı gidesek ya" dedi
Sultanım hanım toruna baktı çipil çipil gözlerini süzüyor "tam ama alimin emaneti senindir ibo dikkat edesen " dedi ve ekledi " çok değil bir saat sonra evde olacaksınız yemek sofrasında ikinizde burda görmek isterim " dedi ibo tam anlamında kafasını aşağı yukarı salladı ali asafın elinden tutup avludan çıkmak üzere iken ali ağanın sesi duyuldu " atlara gitmiyecekmiyiz aslanım" dedi asaf " şimdi topa didim sonya atyaya dideriz" dedi ali ağa cebinden çıkardı 20 liradan bir iboya bir asafa verdi ibo asafın elin tutarak çıktı avludanİki çoçuk yolda yürüyordu ibo asafa dönüp "bakal rüstrmin orda oynuyolar topu aman diyim küçük ağam yine takışma o adamla" ilkokul bire gidiyordu ibo yedi yaşındaydı küçük asafın tek anlaştığı arkadaşıydı onunla oynamaya gitmeyi severdi üç buçuk yaşındaki minik asaf ibonun dediklerine tamam anlamında kafa saladı... zaman akıp gitmiş küçük çoçuk kendinen büyük çoçukların yanında bi oyana bi buyana koşup oynamış bakalın önüne dolan çoçuklar her biri bişey alıyor asafta almak istediği şeye uzandı ibonun yardımı ile yine bakal rüstem yaptı yapacağın "küçük " dedi asaf ateş saçan gözleri ile "ney" dedi bakal rüstem " baban niye gelmiyo bilyon mu" dedi asaf ise inatla "çalışıyo" dedi bakal rüstem ise " sizi istemediğinden gelmiyo" dedi asaf kaşlarını çatarak "yayancı" dedi bakal rüstem bu küçük çoçukla uğraşmayı huy edinmiş sürekli aynı şeyleri söyleyip asafı kudurtmayı seviyordu asaf sinirle bakaldan dışarı çıktı ibo da peşinden asaf yerdeki taşa baktı küçücük elleri ile taşı kavradı bir hışımla bakalın camına geçirdi ibo"ne yaptın " dedi asaf ise koşmaya başladı arkasındanda ibo koştu bakal rüstem söylene söylene çıktı bakal dükkanından iki koşan çoçuğa bağırdı ibo yetişip asafın elini tutu " hadi konağa gidelim" dedi asaf ise buğulu gözlerle ibo baktı ibo " yapma be" dedi asaf " yayan diyo gelicek babam" dedi ibo dizlerin üstüne çöküp " tabi gelecek" dedi sevgi ile asaf buğulu gözlerini sildi elin tersi ile hızlı hızlı yolda ilerlediler köşeyi dönecekleri sırada büyük araç ani şekilde durdu karşısında elele tutuşmuş iki küçük çoçuğu ezmekten son anda fark edip durmuştu araç ibo nefes nefese " iyi misin" dedi asaf başın aşağı yukarı saladı araban inen heybetli adam "dikkat edin çoçuklar " dedi ibo kasın aşağı yukarı saladı hızlı hızlı konağa yürümeye devam ettiler...
👍🏻👍🏻👍🏻👍🏻👍🏻👍🏻👍🏻👍🏻👍🏻👍🏻👍🏻👍🏻
Küçük asaf keyifsiz şekilde dedesi ve babaannesi ile oturuyordu sultan hanım asafı kucağına çekti "canımın içi boncuk gözlü torunum neyin var " dedi asaf ise omuzların silkti asaf sultan hanım ali ağaya ne oldu der gibi baktı
" sütlaç yaptım nenem yen mi" dedi asaf inatla konuşmuyor sütlaça dayanamayan asaf ona bile ses etmemişti ali ağa "hadi bakala gidelim torunum ne isterse onu alayım" dedi asaf " hiç istemem ben bi babamı istiyom" dedi asaf ali ağa tam konuşacağı sırada asaf koşarak arka bahçeye gitti sultan hanım " ibo kuremın bi bak hele" dedi ibo koş koşa avluda oturan ali ağa ve sultan hanımın yanına geldi ne olduğun soran ikiliye ibo bu gün olanları anlatı ali ağa sinirlendi sultan hanım sakinleşmesini söyledi o sırada konak kapısı bir hışımla açıldı iki buçuk yıldır adım atmadığı kona giren adamla herkes büyük şok yaşadı...Beğeni ve yorumlarınız bekliyorum
⭐️ dokunmayı unutmayın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Esir bir kuşun öyksü
RomansO senin çoçuğun dedi kadın... Adam öfke ile benim tek evladım var o da öldü kadın Bu günü unutma ağa ellerinde kendi çoçuğun kanı var sakın unutma diye bağırdı kadın ve yumdu gözlerini. Acımasız bir adam kendi çoçuğunu bile yok sayan kalbine zincir...