31.Bölüm

24K 999 264
                                    

Bir gün önce diyarbakır
Ali ağa torunu özlemiş civandan aldığı haberlere aile olmalarına sevinmiş ancak oğlunun yapacaklarından korkmuyor değildi ama düzeldiğini düşünmek istiyordu ancak kendi gözleri ile görmesi gerekiyordu ali asaf onun kıymetlisiydi değerlisi bir tarafı hep buruktu ali asafın el üstünde tutsada gözlerine her baktığında gördüğü hüzün yüreğine işlerdi ali ağanın diğer yandan hümayı kızı yerine koymuş üzülsünler incinsinler istemiyordu bir karar aldı ali ağa istanbula gidecek her şeyi gözleri ile görmek istiyordu

Ali ağa "hasan" diye seslendi
"Buyur ağam"
"Hazırlık yap istanbula gidiyok uçaktan bilet al kimseye haber verme geleceğimizi" dedi hasan ağasını onayladı hızla geldiği kapıdan cıktı

Şimdiki zaman

Cinagir odaya girdiğinde ali asaf korkuyla elindeki çerçeveyi yere düşürdü ali asafın dudaklarından korku nidası çıktı cigangir ise hızla yerdeki kırılmış çerçeveyi alarak "ne yaptın sen" diye bağırdı ali asaf "kazayla oldu valahi kazayla düştü" dediği an küçük suratına gelen tokatla yere düştü ağlamaya başladı korkuyla daha çok ağlıyor "kaza oldu düştü baba" diye sayıklıyor düştüğü yerden kalkmaya çalışıyor cihangir ne yaptığını idrak etiğinde çok geçti ali asafa yaklaştı kanıyan burnunu görünce içine düşen o küçük ateş senki bedenini yaktı çerçeveyi hızla masaya koydu ali asafa yaklaştı "vuyma baba kaza oldu vuyma "
Ali asafın ağlama sesi kapının dışında duyuluyor sema hanım hemen telefonu eline aldı civanı aramak için ama karşında gördüğü adamla donup kaldı

Ali ağa odadan gelen sesli duyunca hemen girdi odaya ali asafın burnundan akan kanı ile donup kaldı oğlu ise ali asafın karşısında durmuş yalvarır gibi bakıyordu ancak ali ağa "cihangir ne yaptın sen" diye bağırması ile ali asafın ağlaması şiddetlendi ali ağa hızla yere çöküp toruna sarıldı "geçti dedem geçti geldim ben burdayım" diyip sıkıca sarıldı ali asafa kucağına alıp ayağa kalktı ali asaftan sadece ağlama sesleri geliyordu ali ağa cihangire dönerek "sen adam olmasın bundan gayrı torunuma kızıma yaklaşmıyacaksın  ali asafla hüma artık yok senin için" dedi kapıdan çıktı kapıda bekleyen adamlardan ses çıkmadan ağalarını izliyordu koşarak gelen civan cabası ali ağa "hayde gidiyoruz " dedi adamılarını hızlandırdı koşarak yanına gelen  civan "baba ne oluyor ne zaman geldin" dedi ali asafa bakarak "bu çoçuğa ne oldu baba" dedi ali ağa "civan sen bana ne dedin abim iyi baba abim düzelmeye çalışıyor baba demedin mi bak bu çoçuğun haline abin düzelmiş haline bak ikinizde gözüme görükmesin" dedi civan oldu yere çakılmış gibi babasın arkasından baka kaldı ali asafın hali gitmiyordu gözün önünden hızla cihangirin odasına doğru adımladı "sema kimse gelmesin içeri" diyip hızla girdi odaya cihangir koltuğa çökmüş alindeki çerçeveye bakarak "ben ben öyle olsun istemdim" diye mırıldanıyordu civan"lan sen be yaptın " dedi cihangir "ben istemden " dedi an civan cihangire öyle bir yumruk atı cihangir ne olduğunu anlaman civan bir tane daha yumruk atı ve bağırmaya başladı "o çoçuğun gözlerindeki korkuyu unutma sen bu gün bir evlat daha kaybettin sen bu gün son parça kalan merhametinde kaybetin abi" diye bağırdı cihangir "istemeden oldu çerçeveyi kırınca bir anda oldu " dedi çerçeveyi göstererek "emre" diye mırıldandı civan "abi yeter emre öldü öldü ama ali asaf yaşıyor ama yeter onu bi en kaza çevirmene izin vermiyeceğim bitti anlıyor musun bitti gözün içine bakıyor lan o çoçuk senin azcık sevgi diye " dedi cihangirin elinden aldığı çerçeveyi duvara fırlatıp "şu siktiri boktan çerçeveye verdiğin değeri kendi evladına vermedin lan sen" diye bağırdı  hızla kapıdan çıktı  kimseye aldırış etmeden tek kelime etmeden çıktı şirketen cihangir ne tek kelime edebilmiş ne bir söz söyleyebilmiş olduğu yere çöktü

Ali ağa şirketen çıktıktan sonra "hasan bir hastaneye sürün" dedi "peki ağam" dedi ali ağa kucağından bir dakika bile bırakmadığı toruna sıkıca sarıldı "geçti dedem geçti gözümün nuru" dedi "hasan hümayı ara" dedi hasan elindeki telefonu ali ağaya uzatı
-alo kızım
- baba
- kızım nerdesin
-iş için şehir dışındayım baba bir şey mi oldu
-yok kızım istanbula ne zaman geleceksin
- baba normalde bu gün dönecektim ama uçağım iptal oldu yarın sabah döneceğim
- tamam kızım istanbula iner inmez beni ara
-tamam baba
Deyip ikiside telefonu kapatı "hiç bir şeyden haberi yok hasan ben kendi ellerimle bu masumları bir canavarın kucağına atım kendi kanıma sebep olacak bu çoçuk artık tanımıyorum hasan şu sabin ne günahı var ya o kızın vicadanım sızlıyor ben yaptım  ve ben temizleyeceğim hasan" dedi

Ali asaf  muayene eden doktor "durumu iyi burnunun kanaması durdu ancak bir pedegokla  görüşün her yaklaşandan irkiliyor" dedi ali ağa sadece başını sallayıp onayladı ali asafı alıp otele geçti  kucağından bir saniye bile indirmeden taşıdı ali ağa torununu yatağa bıraktı ali asaf için getirilen kıyafetleri özenle giydirdi saçlarını sıvazlayıp "geçti ben yanındayım dedem " dedi
Civan en sonunda açılan telefonla "hasan niye açmıyorsunuz telefonu" diye kükredi saatlerdir araba ile dolanmadı yer kalmamış  babasını arıyordu "ağam, ağamın emri açmamıza izin vermedi" dedi "nerdesiniz hasan" dedi
"ağama ... otelindeyiz" dedi  civan telefonu kapatıp otelin yolunu tutu cihangir ise hala oturduğu koltukta gözlerini dikmiş karşıyı izliyordu  pişmanlık sanki tüm uzuvlarını ele geçirmiş yıkılmaz bedenini parçalara ayırmış gibi kımıldayamıyordu kulaklarında "vuyma baba" kelimesi  yankılanıyor parçaladığını nasıl  onaracağını bilmiyordu babasının sözleri yankılandı kulaklarında ve mırıldandı "götüremez oğlumu benim oğulumda hümada benim affetirim kendimi benim " dedi delirmiş gibiydi ne yapacağını bilmeden çıktı odadan...

Özür dilemek bir erdemdir demişti babam ama benim babam hiç özür dilemeyi beceremezdi küçücük çoçuktum babamın gözlerim önünde yıkılışını gördüğümde ...

Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum

300 beğeni 200 yorum

Sevgi ile kalın arkadaşlar

Esir bir kuşun öyksüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin