Bölüm 42... final 2

22.1K 734 73
                                    

Cihangir hala yaşadıklarını etkisindeydi masada dalgınca oturuyordu herkes sessizce yemeğini yiyordu hüma cihangirin bu haline anlam veremiyordu içinden ne kadar dengesiz bir adam bi iyi bir kötü dedi..

Herkes salonda turmuş caylarını içiyordu cihangir bir anda ayaklandı şaşkınca kendine bakan ailesine dönerek "benim biraz işim var geç gelebilirim" dedi ali ağa sert sesi ile "bu saatte nereye yeni evli adamsın" dedi cihangir tek kaşını kaldırarak "işim var" dedi kapıya doğru ilerledi hüma hemen arkasından çıktı. Cihangir arkasından gelen hümayı görünce "hayırdır" dedi hüma masumca "ağam geçireyim diye şey yaptım" dedi cihangir tüm siniri geçmişti bu kadın kalbine öyle yer etmiştiki biliyordu cihangir tüm yaşanlar gerçekti ama ne yapacağını bilmiyordu; yavaşça hümaya yaklaştı yanaklarını avuçların içine aldı "tamam gülüm odaya çık geç gelirim ben uyu sen" dedi hüma cihangirin gözlerin içine bakarak usulca gülümsedi "şey ağam"dedi cihangir gülümseyerek anlına bir buse kondurdu "mola gefere uğrayacağım duasını alacağım" dedi hüme başını aşağı yukarı saladı cihangir kapıya doğru ilerledi hüma olduğu yerde şaşkınca baka kaldı cihangir kapıdan çıkarken bi anda döndü olduğu yerde koca gözlerini açmış kendine bakan kadını doğru hızla geri döndü ve ölümüne susadığını hissettiği dudaklarına kapanı... cihangir "hadi çık odaya yoksa ne ben gidebileceğim nede seni kolarımdan bırakacağım " dedi hüma kızarmış yanaklarına ellerini bastırarak koşarak çıktı merdivenlerden.

🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸🌸

Cihangir geldiği kapıyı ikinci kez çalıyordu. Kapın açılması ile atmışlı yaşlarında beyazlamış saçları beyaz teniyle kapıyı açan adam karşısındaki cihangiri görünce "hayırdır evlat" dedi cihangir "molam izin var mı müsit misin" dedi yaşlı adam kapıdan çekilerek "geç buyur evlat" dedi cihangir içeriye doğru ilerledi.

Cihangir oturduğu minder hafifçe kıpırdandı. Mola geferi elinde bir tepsi ile içeri girdi "evlat çayım sıcaktır içesin" diye uzatı cihangir "zahmet verdim molam" dedi "ne zahmeti evlat seni gece vakti kapıma getiren derdi merak ederim" dedi cihangir "ben bir olay yaşadım" diye cümleye girip başından geçen tüm olayları dinledi mola geferi"cihangir evladım bazan allah bize kapılar açar hatalarımızı gösteriri keza senin yaşadığın bir kapıydı sana elimdekilerin değerin göstermiş yüce yaradan kularını hatalarından döndürmek  büyük günahlardan kurtarmak için önlerine yollar sunar allahımın sevdiği kulusun evladın ki sana hatandan dön diye yollar açmış" dedi cihangir can kulağı ile dinledi mola geferi saatin geç olduğunu fark edip kalktı yerinden kapıya geldiğinde "molam rüyamdaki o çoçuk" dedi mola gülümsedi "sana sevgi ile bağlı bir evlat nasip edecek yaradan " dedi hamza gülümseyerek ayrıldı

Konağa girdiğinde odasın ışığın hala yanıl olduğun gördü hızlı adınlarla odaya girdi hüma yatağın ucunda oturuyordu cihangirin geldiğini görünce hemen ayağa kalktı
"Neden uyumadın" dedi cihangir
"Şey " diye kekelemeye başladı hüma giydiği mavi gecelik kalçalarını zor örtüyordu derin bir göğüs dekoletsi de vardı bu durum hümayı çok utandırmıştı kafasını yerden kaldıramıyordu cihangir baştan aşağı süzdüğü kadınla yutkundu anlına bir buse kondurdu "yoruldun uyuyalım hadi güzelim" dedi hüma ilerlemek için adım atan adamın koluna dokundu "şey ağam çarşef için gelirler sabah" dedi cihangir "kimseye hesap vermem senin namusun beni ilgilendirir hem sen hazır olana kadar olmayacak" dedi hüma yüzüne yerleştirildiği tebessümle baktı  parmak uclarında yükledi ellerini cihangiri boynun doladı "teşekkür ederşm" dedi küçük bi öpücük bıraktı ve fısıldadı "aile olmak istiyorum" dedi cihangir onaylar şekilde tarısını kucağına alarak yatağa geçti "çok güzelsin" diye mırıldandı dudakların dudaklarına mühürledi sevgi ilr şevketle öptü cihangir boyun girintisine burnun sürterek ahh be kadın yaktın beni bu koku beni büyülüyor cenneti taşıyor hayatıma diye yavaş yavaş öptü hüma sanki transta geçmiş gibi kapadı gözlerini cihangir hümanın narin ellerin gömleğin düğmelerini koydu hüma yavaş yavaş açtı düğmeleri cihangir hızlıca doğruldu gömleğini pantolonun çıkardı sadece baxsırı kalmıştı öpmeye doymadı kadının güzel dudaklarına yeniden yumuldu elerini geceliğini üstünde gezdirdi ve mırıldandı çok güzelsin benimsin şimdi durumu eşitleyelim diyerek hümanın geceliğin çıkardı südyen giymediği için dolgun gögüsleri adeta ortdaydı cihangir bu manzaraya izlemeye başladı hüma eleri ile gögüslerini kapatmak için uzandığında cihangir tutu ssaklama kendini benden sakın bu beden benim sen benimsin güzelim dedi hüma seninim dedi cihangir hümanın gögüslerine dokunup öpemeye başladı öylesine yoğuruyordu öpüyordu ki hüma zevk kıpırtıları başlamıştı ağam diye ineledi cihangir söyle kurban olduğum dedi  hüma cilveli sesi ile beni hep sevecek misin cihangir hep seveceğim kurban olduğum diyip gögüslerinden aşağı doğru öpemeye başladı beyaz minicik danteli kilodunun üstünden bir öpücük bıraktı eleri ile yanlarından tutarak aşağı çekti ıslanmışsın benim için dedi parmakları ile vajinasına dokunmaya başladı hüma ilkkez yaşadığı derin duygulardan dolayı inliyordu cihangir diye cihangir bu duruma öylesine memun kalmıştı ki kendi baksırını çıkaradı çırıl çıplak iki beden birbirine sürtünmeye başladı hüma ahhhh diye inelemeri odayı dolduruyor cihangir erkeksi iniltileri ile karışıyordu cihangir hümanın gözlerine baktı hazır mısın diye sordu hüma hazırım dedi cihangir ağır ağır katı hümayı kendine ikili sabahın ilk ışıklarına kadar birlikte oldular cihangir hümaya sıkıca sarılarak kulana fısıldadı baba diye peşimde koşacak çoçuklar istiyorum kadınım dedi hüma cihangire iyice sokuldu fısıldadı bende senden çocuklarım olsun istiyorum dedi cihangir sonkez hümanın derinliklerine tohumlarını ekti hüma zevkin doruklarında gözlerin kapadı ikili uykun ağır kolarına kendini bıraktı

Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum

Son bi kaç bölümle tekrardan sizlerleyim

Esir bir kuşun öyksüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin