crazykorea işbirliği ile yazılmış SpacemanRabbit ortak eseridir.
✔Keyifli okumalar✔
"Park Hana sizsiniz değil mi?"
Karşımda duran komiserin sorusuyla başımı sallayarak onu onayladım.
Hala olayın şokundaydım.Dün gözümün önünde turp gibi olan adamın ölüm haberini almıştım ve bu fazlasıyla saçma geliyordu."MinJung en son sizinle mesajlaşmış sizi o yüzden buraya çağırdık."
Başımı sallamakla yetindim.
"Sizin yanıza geldikten sonra ne oldu?"
Sorduğu soru ile bakışlarımı dondurmuş adamın yakasına bakıyordum.
Sonra bakışlarım yanımda duran Yoongi'ye kaydığında onun zaten bana baktığını fark etmiştim.Dünden beri sanki başka biri olmuştu.Küçücük ve siyah gözleri normalde keskin bakardı.Baktığı yeri yakacak gibiydi ama şu an benden korkuyormuş gibi bakıyordu.Hatta ben ona baktığım an başını eğmiş ve bakışlarını kaçırmıştı.
Böyle yapmasıyla acayip eğleniyordum.Bu sürede nasıl gülmeden duracaktım bilmiyordum.Üstelik bu halleri çok sevimliydi ve beyaz yanaklarını sıkıp ısırma isteği uyandırıyordu.
"Sadece konuştuk.Dün aslında çok sağlıklı görünüyordu.Bir hastalığı falan vardı ama onun aksine iyiyidi."
"Ne konuştunuz?"
On yılımın katilini öğrenmiştim.
"Bu biraz özel bir konu."
Adam kaşlarını çattı."Ne gibi özel bir konu?"
"Beyefendi özel bir konu.Ailevi bir şey yani.MinJung ile alakası yok."
Aslında biraz da olsa vardı ama onun ölümüyle alakalı değildi.Bu yüzden adamın bilmesine gerek yoktu.
Adam başını salladı ve bu kadarın yeter olduğunu söyledikten sonra gidebileceğimizi söyledi.Hafifçe eğip selam verdikten sonra karakoldan çıktık.
Eve doğru giderken etrafa bakındım.Yoongi'yi sinir etmek istiyordum.
Ne bulabilirdim?
"Lunaparka gidelim."
Birden duraksamam ile arkamdan gelen bedeni durdu ve şaşkınlıkla bana baktı.Onun bakışı ile kahkalarla gülme isteği gelse de kendimi tuttum ve buz gibi bir sesle konuştum.
Çok büyüm ihtimal lunaparka gidelim dememe rağmen sesimin buzulları aratmayacak derecede çıkması onu şaşırtmıştı.Ben olsam ben de şaşırırdım.Sonuçta lunapark eğlenceli bir yerdi ve o yer için sesimin neşeli çıkması gerekiyordu.
"Ne?"
Sonunda konuştuğunda omuzlarımı silktim.
"Lunaparka gitmek istiyorum dedim.Beni lunaparka götür."
Küçük bir çocuk gibi davranıyordum ama umrumda değildi.Asıl amacım da oydu zaten.Küçüklüğümde yapamadığım her şeyi yapacaktım.Onunla berber.
Kesinlikle delirecekti ama ona onu affettiğimi söylemeden önce eğlenmem ve küçüklüğümün tamamı olmasada birazını en azından yaşayabildiğim kadar yaşayacaktım.
"Tamam pekala."
Hala şaşkınlıkla konuştuğunda yürümeye devam ettim ve eve olan yönümüzü değiştirdim.
Yolda hiç konuşmamıştık.Genelde beni izleyip duruyordu ve ben kafamı ne zaman hareket ettirsem ona bakacağım diye bakışlarını kaçırıyordu.
Göz göze gelmek istemiyordu yani.
Lunaparkın kapısına geldiğimizde hafifçe gülümsedim.Buraya daha önce gelmemiştim.
Evet inanması güçtü ama daha önce hiç gelmemiştim.Getirenim olmamıştı.Ne ailem vardı getirecek ne de sevgilim.Doğru düzgün arkadaşım da yoktu ki onlarla geleyim.
Kendimi bildim bileli şu dönme dolaba binmek istemiştim.Nasıl bir şey olduğunu merak ediyordum.
Kapıdan girdikten sonra jeton almak için giden Yoongiyi beklemeye başladım.Çok geçmeden geldiğinde ayaklarım beni direk dönme dolaba götürmüştü.
Peşimden geldi.Dönme dolaba binerek yerimi aldım.Tam yanıma oturan beden göz ucuyla bile bakmamıştım
Canı yanmalıydı.Fazla değil bir süreliğine...
Dönme dolap çalıştığında heyecanla gülümsemiştim.Fazlasıyla heyecanlamıştım.
Yavaşça yukarı çıkmaya başladığımızda cama daha da yaklaşıp dışarıya baktım.Gittikçe yükseliyorduk ve yükseldikçe daha çok güzel görünüyordu.
"İlk defa geliyormuş gibi davranıyorsun?"
Sessizliği bozan bedenine çevirdim bakışlarımı.Dikkatle bana bakıyordu.
"Hiç gelmedim çünkü.Dönme dolaba da hiç binmedim."
Bakışlarımı tekrar etrafa çevirdiğimde dikleştiğini hissettim.
"Nasıl yani?"
Sorusuyla derin bir nefes verip tekrar ona döndüm.
"Çünkü küçüklükten beri ne ailem yanımdaydı ne de arkadaşım vardı.Hiç sevgilim olmadığı için kimse de getirmedi beni.Kendim de gitmedim çünkü böyle yerlerin eğlencesi biriyle gittiğinde olur."
Bakışlarındaki şaşkınlık gözlerini üzüntüye ve her zamanki gibi pişmanlığa bıraktığında başımı çevirdim.Gözlerine bakmak istemiyordum.
Tam bir aptaldım!Canı yanıyordu onun da ve ben gözlerine her baktığımda bunu fark ediyordum.Ve bu farklılık benim de canımı yakıyordu.
On yıl boyunca onunla görüşmeyi reddedim.Hazır hissetmedim kendimi.On yıl da hazır olamadım.Onu ne görmek ne de sesini durmak istedim.Hiç düşünmemiştim böyle karşıma çıkacağını.Hayatımda bu denli önemli yer edineceğini düşünmemiştim.
Hikayemin baş kahramıydı.Bayaz atlı değil siyah atlıydı.Kendi elleriye beni öldürmüş ama aynı zamanda iyileştirmişti.
Benim katilim de oydu doktorum da
...ve ben katilime aşık olacağımı hiç düşünmemiştim.
|Evet nasıl gidiyor?
Farklı şeyler olacak gibi sizce?|
ŞİMDİ OKUDUĞUN
First Freedom || MYG
Fanfiction"Tanıştırayım çocukluğumun Katili Min Yoongi!" . MinJung'un kapıdan çıkıp gitmesiyle yaslandığı yerden çöküp saatlerce haykırarak ağlamasına şahit oldum sevdiğim kadının. Her anne, baba derken ki yalnızlığına, kaybettiği çocukluğu için parçalanan ka...