Bölüm 21 | Yeniden

2.6K 216 90
                                    

crazykorea işbirliğiyle yazılmış SpacemanRabbit ortak kitabıdır

✔Keyifli okumalar✔


Yanımdaki zarif bedeni düzenli nefes almaya başlamasıyla derin bir uykuda olduğu anlaşılıyordu. Küçücük yatakta onu kendime öyle bir sarmalamıştım ki benden bir adet daha rahatlıkla yer alırdı yanımızda. Aramızda milim mesafe olmamasına rağmen hala olabilirmiş gibi daha çok sarmak kendime çekmek sıkı sıkı kucaklamak istiyordum. Sanki bıraksam kaçıp kaybolacakmış gibi saklamak...

Uyanıkken takındığı asi tavrı uykudayken nereye kaybolmuştu şimdi merak ediyordum gerçekten. Asla laf atmaktan geri durmayan dili ve kiraz renkli dudakları...

Boynuma gömülen başını hafif kendimden ayırarak koluma yaslanmasını sağladım. Aralık duran dudakları açık bir davet sunarken, uykusunda savunmasız birinden faydalanacak kadar şerefsiz olmadığımı hormonlarıma anlatmaya çalışıyordum.

Böyle bir duruma nasıl geldiğimi sorgulamak gibi bir amacım yoktu ama içimdeki inatçı ses her zamanki gibi muhalefet bayrağını çekmişti.

'Sen kalk kızın hayatını sik. Sonrada koynuna alıp ondan yararlan. Sen işte böyle vizyonsuz bir piçsin Yoongi!'

Lanet olsun ki her zamanki gibi haklıydı. Daha önce farketmemiş olmam tam bir aptallıktı gerçekten.

Ulaşmaya çalıştığım ama bir türlü görüşmek istemediğini türlü türlü yollarla bana bildiren ahjushinin tek kızıydı Hana. Ve lanet olsunki bunu öğrenmek için çok geç kalmıştım.

Oysaki şuan kollarımdaki masum melek gerçek beni gördüğünde cehennem zebanim olmaya and içeceğini çok iyi biliyordum ki ben olsam öyle yapardım.

Saatlerce onu uykusunda seyrettim. Arada takındığı mimikleri hafızama bir güzel kaydettim. Çünkü kararımı vermiştim artık. Onun kaybettiği on senenin üstüne bir saniye daha eklemeyecektim.

Klişe kore dizileri gibi ondan uzaklaşmak ya da uzaktan korumak gibi bir aptallık asla yapmayacaktım. Aksine tam burnunun dibinde olacak ve korkak gibi kaçmaktansa kalıp,beklenen cezamı çekmeye hazır olacaktım. Çünkü on sene önce babamın aracıyla yaptığım kazada bir ailenin dağılmasına, küçük bir kızın sevgiye muhtaç büyümesine sebep olan bendim.

Uzun süredir gözlerim ,kırpmadan ,odak noktam asla şaşmadan Hana'ya baktığım için iğne batmış etkisiyle sızlıyordu ama hala bir saniyesini bile kaçırmamak için kırpmıyordum gözlerimi. Sonuçta kolay kolay kollarınızda bir melek ile uyuma fırsatı ele geçmiyordu.

Kapımın hafif aralanmasıyla sabah olduğunu da anlamış olmuştum ve bir saniye bile uyumamıştım. Elbette ki bundan pişman değilim. Aksine daha önceleri nasıl uyuduğumu anlamakta zorlanıyordum.

Hoseok ve Namjoon ellerindeki poşetlerle paldır küldür odaya dalıp savaş muharebesi fragmanı yayınlamışlardı. Oysaki kapıyı yavaş açmıştılar.

"Kalkın artık lan! Neredeyse kış uykusundalar girilmez yazacaklardı kapıya siz hala uyuyorsunuz? "

" Kes borazan sesini Joon! Kızı uyandıracaksın! "

" Farketmemiş olabilirsin Yoongi ama şuan amacım o zaten. Senden daha çok uyuduğunu bilmiyordum ve şuan gözümle görmüş oldum"

Namjoon ve Hoseok kendi aralarında yüksek sesle ellerindeki poşetten çıkardıkları atıştırmalıkları odadaki masaya dizerken sesten uyanmamasını için Hana'yı daha çok göğsüme yaslamıştım. Oda sanki dünden razı elini belime atarak başını iyicene saklamaya çalışıyordu göğsümde. Acıtan dikişlere rağmen şuanki huzurumu hiçbir acısız günüme değişmezdim doğrusu.

Kıpırdaşmaları ve huysuzca ağzından çıkan mırıltıları uyanmasının yakın olduğunu gösteriyordu ki çok geçmeden başını kaldırıp gözlerini açmıştı.

Hassiktir!!!

Bu kız her geçen saniye acaba Yoongi daha fazla nasıl acı çeker diye mi plan yapıyordu?!!

Yoksa tam burnumun dibinde laciverte yakın gözlerle melül melül bakması ve şiş dudaklarını iradesizce yalaması başka neye yorumlanırdı ki.

"Noluyor la-" Geriye çekilip yataktan düşmesiyle yarıda kalan cümlesi acı iniltisi ile tamamlanmıştı.

Namjoon'un yardımıyla ayağa kalkıp üstünü silkelemiş hiçbir şey olmamış gibi masaya geçmişti. Her hareketini takip edip kendi içimde onu kare kare arşivleyip albüm oluşturuyordum.

Mesela 1.madde;utanınca kızarmasının yanında sürekli ensesindeki saçları havalandırırdı. Şuanda yaptığı gibi.

"İçerisi çok havasız değilmi ya? Açın şu pencereleri"

Madde 2 ; Yalan söylemek istediğinde baş parmağının tırnağını soymaya çalışır. Birinci madde de ki gibi bunuda şuan yapıyordu.

Madde 3 ; her ne kadar hayatını yöneten, kendini büyüten ,ayakları üstünde duran biri olmasına rağmen hala saçının okşanmasından büyük zevk duyuyor.

Bunlar ve daha bir çok madde açık kitap gibi mimiklerinden rahatlıkla okunuyordu. Ama bunun farkında olmadığı apaçık ortadaydı yoksa üç bekar adamın ortasında parmağına bulaşan kremayı ultra abartılı bir tınıyla yalaması ve tadı hakkında övgüler sunması hiç akıl karı değildi.

"Hyung senin şuanlık fazla karbonhidrat tüketmen yasakmış. Hemşire gelip kahvaltını getirecek birazdan merak etme yani. Aç aç bize bakıp durma. Kendimi av gibi hissediyorum" diyen Hoseok'a en alasından gözlerimi devirdim.

Düşüncelerimden beni kopardığı yetmemiş birde Hana'ya attığım bakışları üstüne alınmıştı.

Gerçi aç değildim ama o parmak sahnesinden sonra aç olmamak büyük aptallıktı doğrusu.

Başımı belli belirsiz sallayıp sırtımı daha rahat pozisyonda yatak başlığına yaslayıp tekrar Hana'ya odaklandım.

Hiç bıkmadan. Yine ve yeniden onu ezberlemek için.

👉Çarşamba sınavlarım başlıyor ve  bu gece bölüm biriktireceğiz.

👉Fazlasıyla bölüm için istek alıyoruz ama sabırlı olmalısınız.
Yetiştirmeye çalışıyoruz merak etmeyin aklımızda güzel şeyler var.

Beklemede kalın...

First Freedom || MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin