Dans

300 25 48
                                    

Başkan, önünde oturan çifte baktı...

Başkan : memleketi için çalışan bir karı koca.. biz Serkan'a evlilik konusunda biraz baskı yaptık, onu zora soktuk sandık ama görüyorum ki hiç öyle olmamış..

Serkan : aksine.. olması gereken oldu başkanım...

Başkan : görüyorum... ee o zaman açılışı siz yapar mısınız?

Eylül : ne açılışı?

Serkan : benimle dans eder misin Eylül Karahanlı?

Eylül şaşırsa da kabul etti. Biraz utanmıştı aslında, ne anlardı ki o danstan falan? Serkan'ın elinden tuttu ve ortadaki boş alana geçip dans etmeye başladılar...

Eylül : Serkan...

Serkan : efendim güzelim..

Eylül : ben beceremem, anlamam öyle danstan falan, rezil olmadan oturalım istersen..

Serkan : ben de anlamam ama biraz sallanalım böyle, olmaz mı?

Eylül gülüp başını Serkan'ın omzuna dayadı, Serkan da onun belinden tutup yavaşça döndürüyordu.. öylece hafifçe sallanıp dans ettiler... az ileride de Hande ile Emre dans ediyordu. Hande bir süre sonra salına salına yanlarına geldi...

Hande : eşleri değişmemiz mümkün mü acaba? Milletvekilimizi birkaç dakikalığına çalsam müsaadeniz olur mu?

Eylül bozuldu ama bir şey demedi, kabul edip Emre'nin yanında durdu... Nereden çıktı bu diye düşündü, Serkan'ın da karşı çıkmamasına sitem etti içinden...
Eylül mecbur kalıp Emre ile dans ediyorken Serkan sürekli onlara bakıyordu...

Hande : öyle bakarak adam öldüremezsin...

Serkan : anlamadım..

Hande : eğer bakışla öldürebilmek diye bir şey olsaydı, Emre şu an ölü olurdu.. alt tarafı dans işte, ne olacak ki...

Serkan cevap vermedi, onlara bakmaya devam etti...

Hande : sen gerçekten kıskandın mı? Neden peki? Çocuk yakışıklı diye mi, yoksa nerdeyse yaşıt olduklarından mı?

Serkan : sus, kalbini kırmayayım Hande...

Eylül ise hiç rahat değildi, Emre'nin omzundaki elleriyle aralarında mesafe yaratmaya çalışıyordu. Serkan ne diye kabul etmişti ki Hande ile dans etmeyi? Çok kızmıştı ona...

Emre bu sefer elini Eylül'ün beline koyunca Eylül iyice rahatsız oldu, çekilmek istedi ama sonunda Serkan yanına gelmişti, Eylül'ü kendinden yana çekti...

Serkan : bu kadar yeter...

Emre : şarkı bitmedi daha..

Serkan : başlatma şimdi şarkına...

Serkan, Eylül'ü uzağa sürükleyip yeniden sarıldı ona, hem de öncekinden daha sıkı...

Serkan : neden izin verdin ona? Neden o kadar yakın durdun ona?

Eylül : ben de istemedim aslında , zaten hiç de rahat edemedim, bir an önce bitsin istedim ama bu senin gecen, bir sorun çıkartmak istemedim, mecbur kaldım yani..

Serkan : ah be güzelim... hangi eliyle dokundu sana, söyle de hemen gidip kırayım...

Eylül güldü...

Eylül : o kadar da değil aşkım, sakin ol...

Serkan sırıttı...

Serkan : aşkım mı? Önce kocacım, şimdi aşkım.. senden daha neler duyacak bu adam? Beni her geçen gün bira daha şaşırtıyorsun... Ne güzel dedin öyle, ağzından bal damlıyor güzelim...

Eylül : şımarma hemen...

Serkan : hemen olmaz demek... peki tam olarak ne zaman şımarabilirim?

Eylül kahkaha atıp başını yeniden koydu Serkan'ın omzuna...

Serkan : ama tabii, suç sende. Neden bunu giydin ki?

Eylül kafasını kaldırdı, Serkan'a baktı...

Eylül : ne giyseydim?

Serkan : yani bilmiyorum...en azından daha az güzel birşey giyseydin... sen böyle güzelken herkes bakar sana, nasıl kızayım onca insana?

Eylül : yaa.. ama sadece sen bak, gerisi önemli değil benim için...

Serkan : ah öyle güzel konuşuyorsun ki.. şimdi burada olmasaydık...

Eylül, iki eliyle Serkan'ın yüzünü avuçladı... Serkan da iki eliyle biraz daha sardı Eylül'ü...

Eylül : bir şey bilmek istiyorum Serkan.. ama bana doğru söyle...

Serkan: tamam güzelim, sor tabii

Eylül: söylediklerin doğru muydu? Gerçekten gurur duyuyor musun işimle? Yoksa orada laf olsun diye mi söyledin insanlara?

En sevdiğim bölümlerden 🙈 siz dramın dibine vurmuş bölümleri okurken ben sırıta sırıta bu bölümleri yazıyordum işte 🙈♥️

Depoda git gide bölümler azalıyor, bir ara doldurmak lazım ama acaba ne zaman 🙊

Hazan ZamanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin