Eylül günler sonra işe başladı başlamasına ama Sultan ana buna hiç memnun değildi. Ona göre bir kadın, özellikle de ağa karısı asla dışarıda çalışamazdı. Eylül zaten hükümet nikahı kıyarak sınırı aşmıştı, bir de bu iş meselesi çıkmıştı...
Eylül, dersten sonra Serkan'a sürpriz yapmak için onun şuan bulunduğu yere, yani ticaret odasına doğru yol aldı. Serkan bugün Ankara'dan gelmiş, henüz konağa uğramamış, Eylül'e de akşama kadar ticaret odasında çalışacağını, konağa akşam geleceğini söylemişti çünkü.
Ama Eylül, Serkanın olduğu odaya çıktığında içeri girecekken içeriden gülüşme sesleri duydu. Erkek olan Serkandı, bundan emindi ama diğeri? Kimdi ki o? Eylül dayanamadı içeri girdi. Serkan ile Hande denilen kadın bir masa başında konuşup gülüşüyordu. Eylül ne yapacağını bilemedi o an... Tam da o an Serkan görmüştü onu, ama tavırları gayet rahattı..
Serkan: Eylül, güzelim, hoşgeldin...
Eylül: ben de sürpriz yapmak istemiştim ama görüyorum ki senin için pek hoş bir sürpriz olmadı galiba...
Serkan: hayır.. hayır tabii ki. Çok güzel oldu...
Hande : yalnız, kusura bakmazsanız bitirmek için çok az kalmıştı, onu bitirip öyle çıksak? Bölünsün istemiyorum önemli bir meseleyi kararlaştırıyorduk da
Serkan : sonra da devam edebiliriz bence Hande hanım... bu mesele konuş konuş bitmez
Eylül: yok ben hiç rahatsız etmeyeyim, siz bol bol konuşup görüşün... hatta bitirmeden konağa da gelme Serkan...
Eylül daha fazla durmadı odada, koşarak çıkıp gitti. Neden gelmişti ki zaten? Buraya gelmekle ne beklemişti ki? Serkanın orada ona kucak açıp sarılmasını mı beklemişti?
Serkan peşinden koştu Eylül'ün. Eylül binadan çıkmadan yakalamıştı...
Serkan: Eylül, dur gitme. Biraz beklersen birlikte gidebiliriz konağa..
Eylül: istemez Serkan. Sen Hande hanımla çıkarsın vakti geldiğinde, işiniz baya uzun sürecek belli ki...
Serkan: güzelim... neden anlamak istemiyorsun, o benim iş arkadaşım. Aynı partideniz.. hem bana gerçekten çok yardımı dokunuyor, önümü o açtı benim, hem de bana bu yolda çok güzel fikirler verdi, kısmet olursa birlikte güzel projeler hayata geçirecez
Eylül: bana sorsaydın ben de sana fikirler verebilirdim Serkan.. ama sen bana hiç sormadın
Serkan : Eylül, canım yapma böyle, bir kere senle o bir mi? O üniversite okumuş, bu işin eğitimini almış şehirli bir kadın. Şehirli bir kadınla köylü bir kadının vereceği fikirler aynı mı olur?
Eylül, Serkan'a inanmaz gözlerle baktı... günlerdir telefonda güzel sözler söyleyen adam bu olamazdı... özlediği, yolunu gözlediği adam bu değildi... kesinlikle değildi...
Eylül: evet Serkan, ben köylüyüm, kim olduğumun da, haddimin de gayet farkındayım. Ama sen iki gün Ankara'da kaldın diye kendini bir şey sanır olmuşsun, geldiğin yeri, doğduğun toprakları unutmuşsun. Ama dur, ben sana hatırlatayım. Ben ne kadar köylüysem sen de o kadar köylüsün.
Serkan: Eylül, dur. Öyle demek istemedim...
Ama Eylül, Serkan onu yakalayamadan, önünden geçen ilk taksiye atlamış, çoktan uzaklaşmıştı bile...
Eylül direkt konağa geldi, Songül'ü bile görmedi gözü. Songül ona işi soracaktı ama lafı ağzına tıkılmıştı...
Songül : kız Eylül, bugün ders na-...
Eylül: çok yorgunum abla, sonra konuşsak?
Songül : olur ama sen iyi misin?
Eylül: evet...
Eylül odasına geçip sakinleşmeye çalıştı... uyumaya çalıştı ama başaramadı...
Serkan bir saat sonra gelmişti, önce annesinin yanına gitti, sonra odasına geçecekti ki Songül'ü odanın önünde telaşlı bir halde görünce şaşırdı...
Serkan : Songül, hayırdır? Ne oldu?
Songül : ağam hoşgeldin... ben de anlamadım ki, Eylül bir hışımla geldi, yüzüme bile bakmadan odasına kapandı...
Serkan: tamam ben bakarım Songül...
Serkan odaya girince Eylül'ün sırtını ona dönmüş, yattığını gördü... birkaç kez seslendi, cevap alamayınca, bu gece konuşamayacaklarını anladı. Mecbur o da üstünü değiştirip hemen yanına yattı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hazan Zamanı
ChickLitTöre mi büyük aşk mı? Aile mi sevgili mi? Bir tercih yapılsa hangisi seçilir?