Mucize

296 24 35
                                    

Eylül kendine geldiğinde hastanedeydi, başında da Serkan vardı. Birden ayağa kalkmak istedi ama Serkan geri yatmasını söylemişti...

Serkan : neden kendine dikkat etmiyorsun? Zayıflamak mı derdin?

Eylül : hayır tabii ki..

Serkan : o zaman düzgünce ye yemeğini.. sen böyle yaparsan ben Ankara'dayken aklım sürekli sende kalacak

Eylül : boğazıma düşkün olduğumu biliyorsun, sadece bugün öyle heyecanlıydım, midem düğümlendi sanki... gidemez miyiz? Konakta ne varsa hepsini yerim...

Serkan : doktor çıkabilirsin diyene kadar çıkmak yok.

Eylül gözlerini devirdi...

Eylül : bir dakika, kermes ne oldu?

Serkan : Güney, Songül'ün işlediği örtüyü aldı... senin öyle bayıldığını görünce herşeyi unuttum, senin derdine düştüm, gitti örtü...

Eylül : Serkan, örtünün kime gittiğinin önemi var mı? Önemli olan parasıydı, onu da kim verirse versin... haksız mıyım?

Serkan : evet ama ne bileyim işte, o herif bizden ne kadar uzak olursa o kadar iyi...

Eylül güldü...

Eylül : yakında akraba olsanız bile mi?

Serkan : ah Selim ah.. hep onun yüzünden oluyor bunlar zaten. Aşık olunacak başka kız mı yoktu sanki? Niye bir Eroğlu?

Eylül : ee gönül bu... söz dinlemiyor ki

Serkan : ah işte bunu en iyi ben bilirim... tabii o kızın Eroğlu olduğunu bilmeden tutuldu kıza, bilseydi olmazdı...

Eylül : olmaz mıydı?

Serkan : olmazdı tabii, bizim ne işimiz olur o aileyle?

Eylül : yani eğer ben bir Eroğlu olsaydım beni sevmez miydin?

Serkan : o başka...

Eylül : başka mı?

Serkan : sen kim olursan ol, seni bulup yine alırdım... kim olduğunun önemi olmaz benim için...

Eylül bir şey diyecekken Serkan'ın telefonu çaldı ve dışarı çıktı, o çıkar çıkmaz Songül geldi...

Songül : iyisin değil mi? Çok korkuttun..

Eylül : aslında iyiyim ama kimseye anlatamıyorum belli ki...

Doktor da gelmişti...

Songül : sorun nedir doktor? Kötü bir şey yok inşallah

Doktor : yoo, hayır hiçbir sorun yok, çıkabilirsiniz...

Eylül : bak, demiştim sana...

Serkan : eh iyi o zaman, içimiz rahat etmiş oldu...yeter ki bir şeyin olmasın..

Doktor : aslında bir şey var ama kötü bir şey değil, güzel bir şey...

Eylül : anlamadım..

Doktor : gebesiniz..

Eylül & Songül : ne?!

Doktor : tebrik ederim.. ben sizi kadın doğum uzmanımıza yönlendiricem, orda detaylı şekilde muayene olursunuz...

Eylül : bir dakika, bir dakika... ama bu imkansız.. testler karışmış falan olamaz mı?

Doktor : hayır, şuan acildeki tek hasta sizsiniz, dolayısıyla bu imkansız..

Eylül : ama ben ilaç kullanıyorum, yani bu imkansız...

Doktor : aksatmış olabilirsiniz...

Eylül : hayır.. her gün aldım, eminim

Doktor : aslında o zaman genel olarak koruması lazım ama... çok çok minik ihtimallerde korumama durumu olabiliyor, kısır olmadığınız sürece hiçbir ilacın etkisi %100 olmuyor, minik de olsa etkisiz olma ihtimali var... Sonuçta bir bebeğin oluşumu uygun koşulların bir araya gelmesiyle oluşan bir mucize... her bebek bir mucizenin eseri, bunu da öyle değerlendirebilirsiniz

Eylül şok olmuştu, Songül de ondan farksızdı. Doktordan çıktıklarında Eylül hala şaşkınlığını atamamıştı...

Eylül : inanamıyorum...

Songül : bu harika bir haber, hemen ağamı çağırayım söyle...

Eylül : dur Songül, çağırma.. biraz düşünmeye ihtiyacım var

Songül : neyi düşüneceksin kız? Hani tamam biliyorum sen biraz beklemek istiyordun ama sonuçta artık hamilesin, düşünülecek ne var ki?

Eylül : ben Serkan'a söylerim, sen şimdi bir şey deme tamam mı?

Songül : tamam ama...

Eylül : lütfen Songül... ben söylemek istiyorum

Songül : tamam..sen söylersin...

İkisi de odadan çıkarken Serkan aceleyle yanlarına geldi...

Serkan : hemen çıkmam gerekiyor ama şimdi yanınıza geliyordum, ne olmuş? Doktorun girdiğini gördüm, ne dedi?

Eylül : iyiymişim, çıkabilirsin dedi.

Serkan : Songül, doğru mu?

Songül : doğru tabii, yoksa çıkmasına izin verir miydim ağam?

Serkan : tamam.. siz şimdi konağa gidin, Eylül sen de dinlen, bir şeyler de ye.

Eylül : peki sen?

Serkan : acil olmasa gitmezdim ama gitmem lazım, iki güne dönerim...

Eylül : Ankara'ya mı?

Serkan : evet.. uçakla gidip hemen dönerim, söz veriyorum.

Eylül : Ama...

Serkan : ama ne?

Eylül : özlerim.. çabuk gel

Serkan gülümseyip, Eylül'ün saçlarından öperek hemen hastaneden çıktı...

Hazan ZamanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin