Geçmiş

272 21 37
                                    

Selim : Varsa yoksa sen, hayattayken varsa yoksa Serhat ağabeyim... ben kendimi bildim bileli hep geri plandaydım, bilmez misin? Anam beni sevmez, ben bunu görmüyor muyum sanıyorsun? Şimdi benle tüm bağını koparsa üzülür mü sanıyorsun? Sen yapsan kıyamet kopar ama...

Sultan : aynen öyle... çünkü sen benim oğlumsun ama canım, kanım değilsin... sen bir Karahanlısın, babanın kıymetlisinin oğlusun, benim değil... Serkan da Serhat da benim kanımdan ama sen değilsin. Seni ben doğurmadım ama bunca sene o nefret ettiğim kadının dölüne analık ettim.

Selim şok olup kalmıştı...

Selim : ne?!

Sultan : Seni kendi çocuklarımdan ayırmadım, onlara ne yedirdiysem sana da yedirdim, onlara ne aldıysam sana da aldım, sana oğlum dedim ben, sen bunca zaman gerçeği göremedin bile. Ağabeylerin de her şeyin farkındaydı ama sana bir gün olsun bunu hissettirmediler bile! O nefret ettiğim kadının çocuğuna bakmak ne kadar zordu biliyor musun sen? Seni oğlum bildim, bebekliğinden beri ben büyüttüm, bağrıma astım ama kendi oğullarım gibi sevmemi bekleme benden...

Selim öylece donmuş kalmıştı... duyduklarıyla oldukça sarsılmıştı...

Selim : ağabey... doğru mu bunlar? Tüm bunlar...

Serkan: evet, doğru... sen Emine ananın oğlusun...

Selim : Emine... baksana, daha anamın adını bile yeni öğrendim... peki ne oldu ona? Nerede?

Sultan : ne olacak, geberdi gitti!

Serkan: ana! Yapma ne olur...

Mehmet : siz dışarıda konuşun... burası yeri değil.

Serkan kafasını sallayıp Selim'i alıp odadan çıktı. Kader odada kalmakla peşlerinden gitmek arasında kalmıştı...

Eylül: sen de ayakta kaldım, otursana Kader... gel, yanıma otur canım

Kader oturmuştu ama Sultan'dan dolayı hala tedirgindi...

Songül : ana, biz de konağa dönelim mi? Cemre ile Gül'ü ne kadar az yalnız bıraksak o kadar iyi.. Ağam haklı, o hala iyileşmiş değil...

Sultan bir şey demedi...

Mehmet : Sultan hanım, bu yaptığınız hiç hoş olmadı... keşke söylemeseydiniz, hiç uygun bir zaman değildi...

Sultan : ama gerçekler... madem bilmek istiyordu, söyledim gitti işte. O da bilsin...

Mehmet : ama bu şekilde hiç de doğru değildi... bunca zaman saklayıp şimdi en olmayacak zamanda, böyle bağırıp çağırarak söylemek...

Songül : hadi ana... hadi konağa dönelim..

Sultan ayağa kalktı, Eylül'ün kucağındaki torununa baktı...

Songül : yine geliriz ana, ortalık çok karıştı, biz şimdi gitsek iyi olur...

Mehmet : ben sizi geçireyim... istediğin bir şey var mı kızım?

Eylül: yok baba, sağol...

Onlar odadan çıkınca Eylül Kader'e gülümseyip oğlunu emzirmeye başladı...

Kader : kusura bakma Eylül... böyle bir günde bunların olmasını istemezdim...

Eylül: ne kusuru Kader... ben gelmenize çok sevindim. Tüm bunlar bir gün olacaktı, bugün olması şanssızlık oldu...

Kader : Selim konağa dönmek istemiyordu, bu duyduklarından sonra asla da dönmez.

Eylül: evet... tahmin edebiliyorum

Kader : Umarım ağabeyi ile arası açılmaz... Selim onu çok seviyor, çok saygı duyuyor

Eylül: Serkan da onu çok seviyor, hem de çok.

Kader : biliyorum...

Selim yaşadığı şokla ağlamaya başladı...

Serkan : Selim... kardeşim...

Selim : anlat bana... her şeyi anlat ağabey, anlat ki bileyim...

Serkan: Emine ana çok güzel bir kadındı, belki anamdan bile güzel. Babam, babamız onu severdi, anamla pek ilgilenmezdi... Emine ana bize bir gün olsun kötü davranmadı, hep sevdi, ilgilendi, çok iyi bir kadındı, yani hatırladığım kadarıyla, o zamanlar ben de çok büyük değildim. Ama Emine ana seni doğururken öldü. Ardından da çok geçmeden babamız öldü, hasretinden dayanamadı dediler...

Selim : bunca zaman... nasıl anlamam? Ben bunu nasıl farketmem?

Serkan: çünkü kimse sana bunları anlatmadı... kimse... ben de ağabeyim de seni çok sevdik...

Selim : biliyorum... siz hiç ayırmadınız beni...

Serkan : değişen bir şey yok Selim... asla yok.

Selim : ama madem o benim anam değil, ne yaptığıma karışamaz. Ben Kader'i seviyorum, evlendim ve bitti. İster kabul etsin, ister etmesin... belki bu bahaneyle benden kurtulmuş olur. Nefret ettiği kadının dölüyüm ne de olsa...

Serkan : yapma ne olur...

Selim : bitti... bitti... benim anam öldü, benim için bundan sonra böyle

Serkan : peki ben...

Selim : sen benim ağabeyimsin. Bu değişmedi benim için, sen istemediğin sürece de değişmeyecek

Serkan, Selim'e sarıldı sıkıca...

Hazan ZamanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin