jaehyun evinin kapısına ulaştığında doyoung'u kapı ile arasına aldı ve tekrar öpmeye başladı, ondan bir şey istermiş gibi ateşli ve hararetli bir öpücük başlatmıştı.
doyoung karşılık verdikten bir süre sonra jaehyun bir mırıltı bırakarak öpücüğü kesti ve kapıyı açtı.
jaehyun doyoung'u içeri çekti ve kapıyı tekrar kapatıp kilitledi. doyoung'u tekrar öpmek için göğsüne doğru çekerken hiç tereddüt etmiyordu.
ikisi de durmak istemiyordu, jaehyun öpücüğü biraz daha derinleştirip dudaklarını ısırmaya başladığında doyoung onun yanaklarından tuttu. sonrasında doyoung da aynı ısırıklardan jaehyun'a vermeye başladı.
doyoung nefessiz kaldığını hissettiğinde, dilleri tekrar bir araya gelmeden önce derin bir nefes aldı.
doyoung'un ne kadar muhtaç olduğu jaehyun ile utanmadan dillerini birbirlerine sürtmeleri ve sesli öpücüklerinden belliydi. jaehyun'dan güçlü bir alkol tadı alıyordu ve sarhoşken öpüşmenin ne kadar iyi hissettirdiğini düşünüyordu.
odaya girdikleri anda çaresiz bir şekilde kıyafetlerini çıkarmak istiyorlardı. jaehyun doyoung'un kemerini tutup kot pantolonunu çıkardı. daha sonra onu yatağa atmadan önce ceketini çıkarmasına izin verdi.
"bunun böyle olacağını düşünmemiştim," jaehyun yatağa ve bacaklarının arasına girip tekrar dudaklarına uzanmadan önce söylemişti bunu doyoung.
jaehyun ellerini doyoung'un uyluklarına koydu ve çenesinden aşağıya, köprücük kemiklerine doğru tüy kadar hafif öpücükler kondurmaya başladı. bu sırada elleri yavaş yavaş doyoung'un yanlarında hareket ediyordu.
yatak odasının dışında yaptıkları gibi birkaç öpücük daha verdiler birbirlerine. tek fark, jaehyun doyoung'un dudaklarını ısırırken doyoung'un gittikçe yükselen mırıldanmalarıydı.
birkaç dakika sonra, jaehyun son olarak doyoung'un çenesini öptü ve kıkırdadı.
aceleyle doyoung'un gömleğinin düğmelerini açmak için bir elini doyoung'un vücudunda aşağı doğru kaydırdı ve ardından köprücük kemiğine bir ısırık izi bıraktı.
diğer elini ise gömleğin arkasına götürdü ve parmaklarını zarif bir şekilde diğerinin kavisli omurgası boyunca kaydırdı.
doyoung bu dokunuşla titredi ve inleyerek diğerinin giysilerini çıkarmasına yardım etti.
---------
ahh. kafam. midem. bok gibi hissediyorum...
doyoung uyandığında hissettiği ilk şey, başına giren şiddetli ağrı oldu. sonrasında baş ağrısının yanına bir de midesindeki rahatsızlık eklenmişti.
daha sonra, yattığı bu yumuşak yatağın kendisininki olmadığını fark etti. olamaz.
gözlerini çok parlak bir yatak odasında açtı ve baş ağrısı şiddetlendi. birkaç dakika gözlerinin aydınlığa alışmasını bekledikten sonra yatakta doğruldu ve odayı inceledi. ani hareketleri mide bulantısını tekrar hissettiriyordu.
odayı incelemeye devam ederken geniş yatakta yanında birisinin daha yattığını fark etti.
"siktir. siktir. siktir! hayır, hayır, hayır, hayır, hayır!" diye küçük çığlıklar atmaya başladı...
çünkü yanında seul'un en zengin ve en güçlü bekarlarından biri yatıyordu, aynı zamanda doyoung'un üniversitesinin en popüler çocuğuydu.
doyoung derin bir nefes aldı, gözlerini kapattı ve odaklanmaya çalıştı: buradan çıkmak zorundayım.
birden jaehyun yatakta döndü ve kolunu doyoung'un üstüne atarak onu çıplak göğsüne çekti. zaten yatağın kenarındalardı ve bu küçük hareket jaehyun'u yataktan yere, halının üzerine düşürmüştü.
doyoung çıplak vücudunu örtmek için önüne bir yastık aldı ve yere düşen partnerinin onu fark etmesini bekledi. birkaç dakika geçtikten ve doyoung sadece odayı dolduran yumuşak bir horlama sesi duyduğunda buradan ayrılma vaktinin geldiğini anlamıştı.
dizlerinin üstüne çöküp etrafa dağılmış kıyafetlerine bakmaya başladı. pantolonunu ve ayakkabılarını bulmayı başarmıştı fakat gömleği ortalıkta gözükmüyordu. sandalyenin üstünde gri bir kapüşonlu gördü, jaehyun fark etmeden tek bir hamlede onu alabilirdi.
doyoung tam jaehyun'un kapüşonlusunu çekerken onu görmüştü. hemen sağ tarafında, kalça kemiğinin üzerinde bir işaret vardı.
daha yakından baktığında, doyoung bunun küçük bir zarf olduğunu fark etti.
bir oyun kartından daha büyük değildi, ama oradaydı. ve önceki gece taeil ve ten ile dışarı çıkmaya hazırlanırken orada değildi.
"siktir."
bir daha asla -bir milyon yıl bile olsa- içki içmeyeceğim.
doyoung ruh eşini istememenin sonuçlarını düşünmeden güzelce döşenmiş daireden ayrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lavender::dojae
Fanfictionruh eşini inkar ettiğin zaman ilişkileriniz zarar görür. ve bu çok acıtır. all rights belong to @thefuckno