bölüm 27

744 41 14
                                    

bölümde yine yetişkin içerik bulunuyor, isterseniz bölümü atlayabilirsiniz.

jaehyun birçok kelimeyle tanımlanabilirdi, ama kimse onu doyoung'dan daha iyi tanımıyordu.

doyoung sevgilisini kibar, dikkatli, esprili, zeki ve her şeyden önce, düşünceli olarak nitelendirirdi.

özellikle de yatakta.

doyoung'un vücudundaki her bir hücreyi ateşe vermeyi, zevk ve mutluluktan ağlayana kadar ona prenses gibi davranmayı iyi biliyordu.

ancak doyoung, jaehyun'un doğum günü için, her zaman diğerinin verdiği sevgiyi bu sefer ona göstermek istiyordu.

"doğum günün için jaehyun, seni ne kadar sevdiğimi sana göstereceğim."

jaehyun yavaşça doyoung'u öperken parmaklarını onun bileğinde dolaştırıyordu. "neler planlıyorsun, tavşanım?"

"seni emeceğim," doyoung bunu istekli bir sesle söylemişti. "bunu sen boşalana kadar yapacağım. sonra, beni yavaşça becereceksin. ondan sonra ikimiz de enerjimizi tekrar kazandığımızda, ki bu uzun sürmeyecek, seni istediğim gibi süreceğim ve ne kadar iyi hissettiğimi anlamanı sağlayacağım."

jaehyun'un gözbebekleri koyulaşırken başını salladı, ardından bedenlerini biraz daha birbirine yaklaştırdı ve fısıldadı. "işte şimdi, iyi ki doğdum."

doyoung kıkırdadı ve tişörtünü çıkarıp bir kenara fırlattı, jaehyun sevgilisinin açığa çıkan beyaz tenine baktı. kendisinde bulunan altın kolyenin gümüş olanından sevgilisinde de vardı.

---------------

jaehyun'un parmakları sevgilisinin kalçalarında iken, gözleri birbirine girmiş lavanta renkli buklelerde ve pembe yanaklarda gezdiriyordu. kucağındaki sevgilisi kiraz kırmızısı dudaklarını ısırarak ve inleyerek kendisini ona sürtüyordu.

jaehyun göğüs uçlarından birisini öncekilerden daha sert emerken doyoung göğsünü ona daha fazla itti, sırtı yay gibi gerilmişti. jaehyun'un tatlı noktasına vurduğunu hissettiğinde yüksek sesle inleyerek jaehyun'un kucağında biraz daha sıçramıştı, sevgilisinin bacaklarına tutunarak dengesini sağlamaya çalışıyordu.

jaehyun doyoung'un içinde hareket etmeye devam ederken zevk dalgası bütün vücudunu ele geçiriyordu. doyoung sık nefesler alırken avcunu genç olanın göğsüne yaslayarak ondan destek alıyordu.

boğazından bir hırıldama çıkarken  tırnakladını jaehyun'un sırtına geçirdi doyoung; deliği jaehyun'un aletini sıkıca sarıyordu, ardından jaehyun da inledi.

doyoung nefes almaya çalışırken kalçalarını hâlâ yavaş bir şekilde hareket ettiriyordu.

doyoung jaehyun'un kucağında zıplayarak onu tekrar tekrar içine alıyordu, yorulana kadar bunu tekrar etti. jaehyun kalçasından tutup aşağı yukarı kaldırarak bunu yapmasında ona yardım ediyordu.

doyoung'un aleti, jaehyun'un karnına her çarptığında zonkluyordu; ama kafasını eğip jaehyun'la ateşli bir şekilde öpüşürken kendisine dokunmayı reddediyordu. dilleri birbirine sürterken jaehyun'un tadını almaya çalışıyordu.

jaehyun aniden oturur pozisyona geldi ve sevgilisinin dağılmış buklelerinden tuttu, onları geriye doğru çekti ve boynunda önceden bırakmış olduğu morumsu lekeleri tekrar öperek emmeye başladı.

doyoung kalçasındaki acıyı unuttu ve jaehyun'un dokunuşları altında titredi. doyoung, jaehyun dişleri arasındaki deriyi ısırmadan önce onun sırıtmasını hissedebiliyordu.

"ah, siktir, bu çok i-" diye fısıldadı doyoung, ama cümlesi jaehyun'un onu yana çevirmesiyle kesilmişti. bu hareketiyle beraber doyoung yatağa uzanmıştı, bacakları açılmıştı  ve aleti şimdiden sızdırmaya başlamıştı.

jaehyun üzerinde yavaş yavaş gidip geliyordu, ellerini yatağa yaslamıştı ve dudaklarında şehvetli bir sırıtış vardı; doyoung'un alt dudağını dişleri arasına alıp çekmeye başladı, bununla birlikte doyoung'un nefesi kesilmişti.

"benim seni sürmem gerekiyordu," diye sızlandı doyoung.

"böylesi daha güzel." jaehyun, doyoung'un dediğini görmezden geldi; sevgilisinin dizlerini omuzlarına kadar kaldırdı ve aletinin başını tekrar doyoung'un deliğine yasladı, deliği kendisini sıkıca sararken doyoung'un duvarlarına sert vuruşlar yapmaya başlamıştı bile.

"uzun sürmeyecek, bebeğim," jaehyun duvarlarına her çarptığında doyoung derin bir nefes alıyordu, göğsü inip kalkıyordu ve verdiği nefesler boğazından hırıltılı şekilde çıkıyordu.

jaehyun yavaşlamadı, her bir itişi diğerinden daha hızlı ve sert oluyordu. elleriyle doyoung'un bacaklarını tutarken, sevgilisinin bacaklarının titremeye başladığını hissedebiliyordu. doyoung'un tatlı noktasına ulaşabilmek için pozisyonlarını değiştirdi, böylece doyoung'un tatlı noktasına sert vuruşlarını yapmaya başladı.

"ah, ah, tanrım," jaehyun'un yaptığı vuruşlar boyunca kısa olan gittikçe yükselen sesiyle inliyordu.

jaehyun öne doğru eğildi, kafasını sevgilisinin boynuna gömdü. doyoung'un vücuduna küçük öpücüklerinden konduruyordu.

doyoung ağzından kaçan bir iniltiyle beraber boşaldı, vücudu titriyordu ve beyni hiçbir şey düşünemiyordu.

jaehyun da son bir vuruş yaparak doyoung'un içine boşaldı. şimdi doyoung'un sıcak boynunda dinleniyordu, saçları doyoung'un yüzünü gıdıklıyordu. çenesini doyoung'un cildine sürttüğünde sevgilisinin çıkardığı kıkırdamaları duyabiliyordu.

jaehyun onu kucakladı ve kendi yanına çekti, doyoung'un belinin üzerinde küçük daireler çiziyordu.

"iyi misin, tavşanım?" diye sordu jaehyun birkaç dakika sonra, doyoung başını salladı ve birkaç küçük mırıltı çıkardı.

jaehyun yavaşça doyoung'tan ayrılırken sızlanmalarını duyunca kollarını tekrar ona sardı ve onu öpmeye başladı. sevgi dolu bir şekilde erkek arkadaşına bakıyordu, doyoung bakışlarından utanarak elleriyle yüzünü kapattı.

"biliyorsun, seni seviyorum."

"ben de seni seviyorum, doyoung," jaehyun, doyoung'un göğsünde olan çenesiyle gamzelerini gösterecek şekilde gülümsedi.

jaehyun farkında olmadan elini doyoung'un gümüş kolyesine uzattı ve onunla oynamaya başladı.

"mutlu yıllar, bebeğim..."

lavender::dojaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin