bölüm 31

560 47 9
                                    

noel sabahı hava aydınlıktı.

ya da, o fazla erken kalkmıştı. doyoung, jaehyun'un çok heyecanlı olduğu ve noel baba'yı beklemek için erken kalktığını söyleyip onunla dalga geçeceğini sanıyordu.

sonra doyoung gözlerini örten bir şey olduğunu fark etti. onu çıkartmaya çalıştı ama jaehyun onu durdurdu.

"hayır, onu çıkarma. sana bir sürprizim var."

doyoung tekrar yumuşak yorganın üzerine yattı ve jaehyun'un sürprizini beklemeye başladı.

"kalk."

"ne?"

"sürprizin. yatak odasında değil."

doyoung tekrar gözlerindeki kumaşı çözmeye çalıştı ama jaehyun onun eline vurdu.

"hayır! daha açamazsın. hadi, gel."

jaehyun onun yataktan kalkmasına yardım etti, ardından kapıya doğru götürdü. doyoung kapıya giderken ayak parmağını masaya çarptı ve jaehyun'a küfretti. bu sürpriz her neyse, umarım güzeldir diye düşündü.

"eğer düşüp boynumu kırarsam, geri döner ve sana musallat olurum!" jaehyun'un kıkırdadığını ve onu biraz daha sıkı tuttuğunu hissetti.

"nereye gidiyoruz?"

gözleri kapalı bir şekilde evin içinde gezmek farklı bir duyguydu. her yeri iyi biliyordu, fakat şu an kullanamadığı duyusuyla her şey ona farklıymış gibi geliyordu.

doyoung tarçın, portakal ve jaehyun'un annesinin kurumuş çiçeklerinin kokusunu alabiliyordu. bu, dairenin tam bir noel gecesi gibi kokmasına neden olmuştu.

"oturma odasına gidiyoruz," dedi jaehyun.

"hey, noel baba içeride hediyelerle bekliyor mu? onun kucağına oturabilir miyim?"

jaehyun'un gözlerini devirdiğini hissedebiliyordu.

"hayır... ama istersen daha sonra benimkine oturabilirsin!"

doyoung sırıttı. "her zaman isterim!" sonra jaehyun'un güldüğünü duydu. bu gülüşü seviyordu, güzel ve içten.

"tamam, burada dur. gözlerini açıp önüne bakabilirsin."

doyoung çam ağacının yanında olduklarını biliyordu, çam kokusunu alıyordu.

gözlerindeki kumaşı açtı, ama pencereden giren kış güneşiyle gözlerini tekrar kapattı. biraz bekledikten sonra tekrar açtı.

"oh."

jaehyun çam ağacının yanında elinde bir gitarla oturuyordu.

ve sonra şarkı söylemeye başladı.

"ne zaman konuşmaya başlasak, biliyorsun, kullanmaktan hoşlandığın bir kelimeyi not ederim, böylece ayrılırken, seni hâlâ hatırlayabilirim, seni hatırlayabilirim, biliyorsun~"

jaehyun şarkıyı söylemeyi kesti ve yavaşça ayağa kalktı.

"istemesem de, her zaman aklımdasın. her zaman benimlesin~ her şey bana seni hatırlatıyor, tek istediğim şey sensin..."

şarkı tekrar başladı, ama doyoung'un odaklanabildiği tek şey jaehyun'du. ve doyoung, jaehyun'u ne kadar sevdiğini düşünerek ağlamaya başladı.

"sen ve ben, ooh! şu andaki gibi kalalım! bebeğim, bana dokun, böylece sana yakın kalabileyim~"

şarkı uzun veya mükemmel değildi, ama doyoung, şarkıyı jaehyun söylediği için şarkının sözlerini göz ardı edebilirdi. 

"sen benim için mükemmel tek kişisin~ sen benim gün ışığımsın... bebeğim, şimdi bana dokun, korkacak bir şey yok, endişelenme~"

şarkı nakarat kısmına geri döndü, jaehyun şarkı söylerken gözyaşlarının yanaklarından aktığını hissedebiliyordu.

jaehyun şarkıyı yavaşça bitirdi, jaehyun'un sesi gitarın sesinden önce kaybolmuştu. 

jaehyun gitarı yere bıraktı, doyoung'un yanaklarından düşen yaşları sildi ve titreyen parmaklarını doyoung'un parmakları ile kenetledi.

"bu müzik, nasıl kalbime dokunabildi?" doyoung sonunda kendine gelip sorabildi.

jaehyun gülümsedi ve alınlarını birbirine yaslamak için eğildi, gözlerinin sevgiden ışıldadığını görebiliyordu doyoung.

"hep aklımda olduğundan bunu yapmak çok zor olmadı," diye cevap verdi, bu berbat bir cevaptı ama doyoung yine de buna gülmüştü.

ve jaehyun ona sıkıca sarılarak öpmeye başladığında, doyoung bunun şimdiye kadar geçirdiği en iyi noel olacağını biliyordu.

lavender::dojaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin