bölüm 40

609 48 19
                                    

1 şubat

"doğum günün kutlu olsun, doyoung," jaehyun yatak odalarının kapısını açar açmaz bağırdı.

doyoung'un kahvaltısını ve hediyelerini hazırlamak için her zamankinden erken kalkmıştı, onu şaşırtmak istiyordu.

ama doyoung ona cevap vermedi.

"doyoung, uyan haydi."

doyoung yine hareket etmedi, hâlâ uyuyordu. jaehyun'a göre, doyoung uykucunun tekiydi. doğum gününde bile uyuyordu.

"doyoung." jaehyun yavaşça yatağın kenarına oturdu.

"hayır, uyuyorum."

"kalk artık!" jaehyun, hiç de nazik olmayan bir şekilde uyanması için doyoung'u sarstı.

"mmm, ne var?"

"bugün senin doğum günün, bunu kutlamayacak mıyız?"

"jaehyun, daha çok erken. uykuna geri dön," diyerek yorganı biraz daha üzerine çekti.

"erken değil. sadece sen yaşlısın."

işte bu, doyoung'un dikkatini çekmişti.

kaşlarını çatarak kalktı ve jaehyun'a döndü. "hey, seninle aramızda fazla yaş yok!"

"evet ama benden yaşlısın. ve bu arada, sana çay getirdim," diyerek konuyu değiştirmeye çalıştı jaehyun.

"harika, teşekkürler bebeğim."

"ve, sana kahvaltı için bir şeyler hazırladım."

jaehyun, sabah fırından bir kek almıştı. kapüşonunun cebinden bir çakmak çıkardı -doyoung, gözlerini kısmış bir şekilde onun ne yaptığını anlamaya çalışıyordu- ve kekin üzerindeki tek mumu yakarak onu doyoung'a uzattı.

"doğum günün kutlu olsun."

"jaehyun, hayatım, kek gerçek bir kahvaltı olmuyor," güldü. "yine de, bunu düşünmen çok güzel, teşekkür ederim."

"kekten kahvaltı olup olmayacağını daha sonra tartışırız. şimdi bir dilek tut!"

"istediğim her şeye sahibim," jaehyun'un yanağını öptü. "başka ne isteyebilirim ki?"

jaehyun utanmıştı. "o zaman sadece mumu üfle seni salak."

doyoung gözlerini kapattı, yanaklarını şişirdi ve mumlara üfleyerek onları söndürdü. "peki, şimdi ne yapacağız?"

jaehyun, yatağın yanına koyduğu hediye paketini aldı. "senin için başka bir şeyim daha var."

"ah, hediyeler." doyoung, hediyenin etrafındaki desenli kağıdı yırtarak içindeki küçük, kitapçık gibi görünen şeyi çıkardı. "bu da ne?"

"bu... şey, bir çeşit kupon kitabı. senin için."

"kuponlar mı?" doyoung meraklı bir şekilde küçük kitapçığı incelemeye başladı. el yapımı olan kitabın kapağını açtı, ilk sayfayı gördüğünde gülmeye başladı.

"bir gün! bir gün boyunca kuponu elinde bulunduran kişi, kupon sahibinin istediği her şeye 'evet' diyecek, bu istek ne kadar çılgınca olursa olsun! yani bu, ben gucci dükkanına gitsem ve senden oradaki en pahalı şeyi almanı istesem 'evet' demek zorunda olduğun anlamına mı geliyor?"

"bunu kuponlar olmadan da yapabilirim, sana bir şeyler almayı seviyorum." doyoung başını salladı ve diğer sayfaya geçti.

"hmm, bunlar oldukça hoş şeyler. bedava masaj, kendi ellerinle hazırlayacağın bir akşam yemeği ve... çilekli sıcak süt mü?"

lavender::dojaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin