bölüm 26

680 44 19
                                    

jaehyun gözlerini kapatmış, ofisindeki kanepede uzanıyordu. günün bir an önce bitmesini istiyordu.

doyoung'un hediyesi mark'ın yanındaki sehpada duruyordu. mark'ın yanına gitti ve küçük kutuyu eline aldı.

kutuyu açarken kendisini kötü hissediyordu.

"sonunda!"

jaehyun tekrar yumuşak yastıkların üzerine oturdu. kardeşi gülümseyerek ona bakıyordu.

"henüz bitmedi... bu projenin üzerinde biraz daha çalışmam lazım."

"evet, ama yatakta ve o aptal bilgisayarının başında kalmadığın sürece, en zoru bitmiş demektir!"

"ve doyoung arkadaşlarıyla sinemaya gitti," dedi mark gülümseyerek.

jaehyun başını salladı ve kısık sesle kardeşine sordu. "açmalı mıyım?"

"kesinlikle."

"kendimi bok gibi hissettirecek mi?"

"bunu garanti edebilirim..."

jaehyun derin bir nefes aldı ve mavi kurdeleyi çözdü, bununla birlikte yere küçük bir not düşmüştü. küçük kutuyu açtı ve içinden bir kolye çıktı. zarf şeklinde ince ve altın bir kolyeydi. zarfın üzerinde ise küçük bir tavşan figürü vardı.

"bu bizim işaretimiz... bir zarf," jaehyun kendi kendine fısıldadı.

"eğer dikkatli bakarsan, zarfın üzerinde küçük bir tavşan da var," dedi ve omuz silkti mark. 

jaehyun büyülenmiş ve sessiz bir şekilde elindeki güzel kolyeye bakıyordu. "bu çok... ince düşünülmüş."

"doyoung onu kendisi tasarladı."

jaehyun gözlerini mark'ın yüzüne çıkardı. "o... ne yaptı?"

"doyoung onu kendisi tasarladı. o şey için günlerini harcadı."

"bu kesinlikle çok güzel. doyoung'un mücevher tasarlayıp yapabildiğini bilmiyordum... yani, hiç bundan bahsetmemişti..."

"o doyoung. sen sormadığın sürece yeteneklerinden bahsetmez."

jaehyun boş bir şekilde elindeki kolyeye bakıyordu. doyoung ona hediyesini getirdiği gün, kutuyu itip neredeyse yere düşürüyordu.

"jaehyun, yanında bir de not var. onu yere düşürdün," mark kurdeleyle beraber yere düşen lavanta renkli kağıdı işaret etti.

"oh..."

bir eliyle kolyeyi tutarken, diğer eliyle de yerdeki notu aldı ve okumaya başladı.

sevgili jaehyun-ie,

geçen sene, doğum gününe kadar ruh eşi düşüncesinden nefret ediyordum, bu yüzden işaretimi aldığımda ne kadar utandığımı ve paniklediğimi hayal edebilirsin. tek bir kişiye bağlanma ve annem gibi olma fikrinden gerçekten nefret ediyordum.

ama ben hasta olsam da, bir hata yapsam da, sinirlensem de sen hep beni sevdin. beni her gün gülümsetiyorsun ve bilmeni isterim ki, senin için aynısını yapma sırası bende.
 
benim güzel, cömert, sevgi dolu ruh eşim sayesinde işaretimden korkmuyorum, artık onu benimsedim. bu yüzden sana bu el yapımı kolyeyi hediye ediyorum; çünkü sen, benim her şeyimsin.

bunu her zaman gösteremiyorum, ama seni tüm kalbimle seviyorum ve sonsuza dek böyle sürmesini diliyorum.

mutlu yıllar bebeğim!

lavender::dojaeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin