Bir insan mıydı o?
Ben ona vampirim dediğimde herhangi bir tepki vermemişti.
Tabii ya, vampir Avcısı o. Çünkü biliyordu. Herneyse."Sen bir vampir a-avcısı mısın?!'' Titreme gelmişti üstüme. Titreyerek konuşuyordum.
"Lütfen yanlış anlama! Ben sadece kötü.." sözünü kestim. Konuşmasını istemiyordum. Hemen orayı terketmeye koyuldum.
"Sakın benle bir daha muhatap olma! Yüzünü görmek istemiyorum, tamam mı?!" Dedim öfkemi kusarcasına. Elindeki herşeyi yere fırlattı ve bana baktı gözlerime.
"Beni terk mi ediyorsun? Monica, lütfen yapma bunu bana. Biz arkadaşız. Arkadaşlar böyle yapmaz değil mi?" Şaşırdım. Çünkü sebebi, bu olayı yaşamış saymıyorum çünkü beni arkadaş olarak görüyormuş. Yazıklar olsun.. O kadar iltifat nereye gitmişti?!
"Git. Bir daha karşıma çıkma!" Dedim. Donmuş kalmış bakıyordu.
Annem de bir şey demiyordu. Babam da. Susuyorlardı. James atlamıştı. Beni korumak istiyordu kuzenimdi."Ne oluyor lan?! Sen kimsin! Monica nereden tanıyor seni bu?!" En ufak kıskançlık -her konuda- dayanılmaz geliyordu bana.
"Asıl sen kimsin? Monica sevgilin mi bu senin? Hani yoktu" bir şey demeden çıktım ordan. Annem peşimden gelmeye başladı. Babam Ed'le konuşuyordu sakince. Ben de onları orada bırakıp, buraya geldim. Ed bir vampir Avcısı olduğu halde onlara zarar vermeyeceğini biliyordum.
James yanıma geldi. Koştuğu belliydi. Derin nefesler alıp veriyordu.
"Kim bu? Sana nasıl karışır?" Dedi. Ağlıyorum. Çünkü ilk kez sevdiğim birisi vampir Avcısı çıkmıştı. Belki de ailemi öldürecekti. Asla affetmezdim. Asla! Yüzüne bakmamaya çalışıyordum onun. Gözlerim doluydu çünkü.
"Ed. Benim arkadaşım. İyi anlaşırız. Ondan böyle bir şey beklemezdim." Dedim hayal kırıklığı ile.
"Ed mi? Bir şeyler hissediyor olmasın ona karşı?" Dedi soruyormuşçasına.
Önce ne cevap vereceğimi bilemedim. Sonra iç sesimin yoğun ısrarları üzerine Hayır dedim.1 saat olmuştu. Ne bir çağıran vardı ne bir ses? Ed gitmiş miydi onu bile bilmiyordum. Öğrenmenin tek yolu gidip görmektir.
Kapıyı yavaşça ittim. Oluşan sesten dolayı kulaklarımı tıkadım
Ed görünmüyordu. Onun dışında James uyuyakalmıştı koltukta. Onu uyandırıp uyandırmama konusunda çok ikilemde kaldım. En son uyandırmamaya karar verdim.
"Bana hâlâ kızgın mısın?" Sesim geldiği yöne bakmadım. Hiçbir cevap vermiyordum. Bunu diyen tabiiki Ed'di.
"Beni de öldürecektin. Planlıyordun değil mi?" Dedim göz yaşlarımı silerek. Hayatımda birini sevmiştim. O da kuyumu kazmıştı.
"Asla! Kendimi öldürür yine bir şey yapmazdım." Dedi. Ama unursamıyordum. Bu onu nasıl hissettiyordu bilmiyordum. Çok bir şey dememeye çalışıyordum çünkü eğer konuşursam ilk cümlemde kalbini istemeyerek kırabilirdim. Yalnızca sustum. Hiçbir şey demedim.
Aslında diyecek pek çok şeyim varmış gibi hissediyordum. Fakat sanki kelimeler boğazımda düğümleniyor gibiydi. Konuşacak şey gelmiyordu aklıma. O yüzden sadece yüzüne bakmadan dakikalarca sustum. Hiçbir sorusuna tek cevap vermedim. Belki anlayabilirdi ona karşı olan hislerimi. Ben hiçbir zaman onu sevmiyorumdur. Dememiştim. Kabul etmiştim ona aşık olduğumu.
Boğazım kurumuş olmalıydı. Masanın üstünden bir bardak su alacaktım ki.. Başımın dönüp göz kapaklarımın yavaşça kapandığını hissettim. Son sözüm de ne olabilirdi bilmiyordum."Seni seviyorum..." galiba yavaş yavaş gözlerimi sonsuzluğa kapatıyordum...
Merhabalar. Bu bölüm biraz heyecanlı olabilir, ne dersiniz? Eğer anlamadıysanız bölümü ya da hikayeyi baştan başlayarak tekrar okuyabilirsiniz. Bitirine kadar yeni bölümler de yayımlamış olurum hem. Sağlıcakla kalın emi ;))) :)))
-Bitti-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPİR KASABASI [TAMAMLANDI]
Mystery / ThrillerKendi vatanına geldiği zaman başlamıştı Maceraları. İyi kötü tüm maceralardan bahsediyorum. Öncelikle en sevdiği dostunu kaybetti Monica. O vampirdi. Fakat vampir olduğu halde güçlü olduğunu kimseye gösteremiyordu. Arkadaşları tek tek ne olduğunu an...