Yirminci

371 43 0
                                    

Merhaba ponçiklerim 😍😍 Bu aralar bölüm konusunda sizleri fazla çok beklettiğimi biliyorum. Ama yapacak bir şeyim yok. Elimden bir şey gelmiyor. Yani bir tek wattpad kullanmıyorum sonuçta. Hem de wattpade girsem bile bir tek bu hikeyem yok. Farklı kitaplar da yazıyorum ve en önemlisi OKUYORUM! Biliyorsunuz sadece okumak veya yazmak için kullanmıyorum wattpadi. Sizden istediğim tek şey vote vermeniz. Emeğime karşı. Sizleri seviyorum keyifli okumalar ;)

20. BÖLÜM

Ben şaşkınlıkla ona bakarken şunu yaptığıma şaşırıyorum; benim aklıma, bir anda beni 2 gün önce terk ettiği geldi. Ve ben de bir şey olmamış gibi yapıp bakışlarımı Hollina'ya çevirdim. Benden biraz uzak olduğu için bizi görmemişti. Şükrederek önüme döndüm ve yürümeye başladım. "Hollina bence gitmeliyiz. Kırmızı mantarlar bu bölge de değil." O burada olduğu için konuyu değiştirmiştim. Bilmemesi anlamaması gerekiyordu. Hollina şaşırmış şekilde bana bakıyordu. Anlamamıştı. Zaten anlamasını beklemiyordum. "Tamam öyleyse. Gidelim" onu görmemesi için uzak yerlerden götürüyordum.

* * *

En sonunda eve vardığımızda ışıkların yanık olduğunu gördüm. Dedem zaten evde bir süreliğine hasta olduğu için yatıyordu. Annem ve babam işi olduğu dolayısıyla evde değillerdi. Işıklar yanıktı. Kim gelmiş olabilir? Tereddüt ile eve yaklaşmaya başladım. Kapının kilidini açıp içeriye doğru sessiz biçimde adım attım. Hollinada peşimden geliyordu sessizce. Gülümsedim. Odama geçince...

Olaaaaaaamazz! Foris, Deatlhy, Jessica ve SAM! Gelmişlerdi. Burdaydılarrr. Sevinçten delirecektim ya. Bunlar bizim burada olduğumuzu nerden biliyorlardı?  Şaşırdığım diğer bir durum ise, Hollina'nın şaşırmamış olmasıydı. Yoksaaaa...

Bu işte bir parmağı olabilir miydi? Kesinlikle! "Hollina sen biliyor muydun?" Yine her soruşumdaki gibi gülümsedi. Ve aynı  cevabı verdi"Evet. Onlarla telefon da konuştum. Ve herhangi bir zarar vermeyeceğimi söyledim. Seve seve kabul ettiler. Ben de onlara hemen adresi verdim. Kötüyaptım?" Bu dediğiyle gülümsemem soldu. "Tabi ki iyi yaptın." Dememden sonra hızla onların yanına koştum ve sıkı sıkı sarıldım. Tabi ki Sam? Umurumda değildi. Arkadaş değildim artık onla. Konuşmak ve yüzüne bakmak dahi istemiyordum. Bana ne! "Sizleri seviyorum. İyiki döndünüz!"  Sevinçten ne diyeceğimi gerçekten bilmiyordum. Bilemiyordum. Sam ise bana bakıyordu. Bu bakışta biraz kırgınlık, kızgınlık, dargınlık, hoşlantı... Hepsi vardı resmen.

"Ne isterseniz? Yani yemek olarak." Diyince suratlarına ciddi birer ifade yerleştirmişlerdi. Az önceki gülümsemelerinden eser kalmamıştı. Konuşmaya başladılar "biz kan istiyoruz." Adeta donmuştum. Vampir miydiler? İyi de nasıl?.. Tanrım!

Olamaz!

Tanrım...

Bunu duyacağıma ölmeyi tercih ederdim...

Şimdi benide zorlu bir hayat, daha zorlu bir görev bekliyor...

VAMPİR KASABASI [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin