(YN : Bölümde rahatsız olabileceğiniz +18 sahneler olabilir. İsteyenler o kısımlara gelince atlayabilir. İyi okumalar.)
Taehyung çekiştirdi beni sertçe. Hala beni herkese seks oyuncağı olarak tanıtmasının şaşkınlığını atamadan sürükleniyordum peşinden. Bileğimi tutuşu sertti ve canım acıyordu fakat umursamadım. Ne kadar kırıldığımı anlatmak istedim ona. Sonra ufak dokunuşları geldi aklıma. Üstümü çıkarttığı, arkamda yerini bulduğu ve beni öptüğü o dokunuşlar... Beni oyuncak olarak gördüğü için miydi?Ondan duygusal olarak bir şey beklemiyordum fakat bunu duymak kalbimi paramparça yapmıştı. Sonra beni tuttuğu eline baktım. Gururum yok muydu benim? Hala sürükleyip duruyordu beni.
"Bırak beni!" diye bağırdıktan sonra bileğimi kurtardım ondan. Taehyung bana dönerken ben ağlamamak için kendimi sıkıyordum.
"Gel şuraya." deyip beni tutacağı sırada geri çekildim. Elleri beni bulamadan havada kaldı. Taehyung bana sinirle bakmaya devam ederken kaçırmadım gözlerimi.
"Seni öldürmek isteyen binlerce ruh varken, aptallık yapma da gir eve!"
Kafamı iki yana salladım. Ne bekliyordu ki? Onun seks oyuncağı olduğumu kabul etmemi ve sessizce buna devam etmemi mi?
"Şerefsizin tekisin!" diye bağırdım kırgınlıkla. Sesim biraz olsun sinirli çıkmamıştı çünkü paramparça olmuş kalbimin acılarını yansıtıyordu.
"Nasıl onlara senin seks oyuncağım olduğunu söylersin?"
Taehyung sinirle dilini gezdirdi dudaklarında. Saçlarını geriye atıp çenesini oynattı. Sakinleşmeye çalışıyor gibi görünüyordu fakat umursamadım. Şu zamana kadar hep ben sakinleşmeye çalışmış, o istediğini yapmıştı.
"Tekrar etrafımıza toplanıyorlar. Bağırmayı kes ve eve gir."
Tekrar beni tutmak için hamle yaptığında tekrar kaçtım ondan. Dediği gibi etrafımıza toplanmaya başlamışlardı fakat onlara bakmadım bile. Zaten her zaman etrafıma toplanıp beni dövmeye çalışan bu tipler şu an umurumda değildi.
"Hoseok beni yanına davet etti." dediğimde bir anda bana baktı Taehyung. Gözlerinin içinden geçen karanlığı fark ettiğimde yutkundum. "Onunla kalacağım." diye de ekledim.
Taehyung'un bakışları değişti. Dilini sinirlendiğinde yaptığı gibi dişlerinin arkasına getirdikten sonra ateş çıkan gözlerini dikti gözlerime. Yumruklarını sıkıp hızla yürümeye başladı üzerime doğru. Bu sefer kaçamadım ondan. Beni sertçe tutarken eskisinden daha da hızlı sürüklemeye başladı. Ondan kurtulmaya çalışsam da beceremedim. Taehyung eve getirdi beni zorla. O kadar sinirli görünüyordu ki, yiyeceğim dayağın hesabını şimdiden yapmaya başlamıştım.
Taehyung eve girer girmez beni yere attı. O sırada odaların kapıları açıldı ve herkes çıktı odadan. İlk önce Jimin ve Jungkook görünürken minik ayaklar gördüm yüzümün dibinde. Yerde olsam da gülümsedim. Woo Bin evi bulmuştu.
"Jin Hyung, düştün mü?" derken minik elleriyle kalkmama yardım etti. Sonra bana dönüp kocaman gülümsedi.
"Hyung, ben evi bulamadım. Sonra Taehyung hyung gelip beni buldu. Kucağına aldıktan sonra eve bıraktı. Ona senin kötü adamlarla birlikte olduğunu söylediğimde hemen koştu. O kahraman gibi, değil mi?"
Gözlerimi kaçırdım. Kurtarırken öldüren bir kahraman...
"Gerçekten m-" diyecekken Taehyung'un sinirli sesi kesti cümlemi.