"Ben geldim!"
Hepimiz bir anda kafamızı sesin geldiği yere doğru çevirdik. Elinde valizi, yüzünde güzel gülümsemesiyle o ayakta duruyordu. Her zamanki gibi yakışıklılığını koruyordu. Ona askeri formanın hiç bu kadar yakıştığını fark etmemiştim.
"Nasıl?" dedi annem ağlayarak. Yavaşça babama doğru koşmaya başladığında benim de gözlerim doldu. Annem babama sarılıp ağlamaya başladığında göz yaslarımı tutamadım bende.
"Neden haber bile vermedin?"
Babam da anneme ağlayarak sarıldığında koştum hemen yanlarına. Bende onların ikisine birden kollarımı açıp sarıldım. Mutluluk göz yaşlarımız evde yankılanırken babam ağlaya ağlaya konuştu.
"Süpriz yapmak istedim."
Ben asker çocuğuydum. Annemle babam büyük bir aşkla evlenmişti. Birbirleri için her şeyden vaz geçmişlerdi. Annem ailesinden, babam işinden...
Annem bana hamile kaldığında babam artık düzgün bir iş bulması gerektiğini anlamış, asker olmuştu. Ve o günden sonra annemle babam sadece yılda birkaç kez görüşmeye başlamışlardı.
Sırf aşkı için ailesini bırakan annemin kocasını yılda birkaç kez görmesi kadar kötü bir şey var mıydı hayatta?
"Sen yokken oğluma baktım. Baktıkça seni daha çok özledim. Daha çok sevdim."
Gülümsedim.
Annem eğer ben olmasaydım, şimdiye çoktan yalnızlıktan delireceğini söylemişti bana defalarca kez.
Hepimiz salona geçtiğimizde, annem ve babam sarılmaya devam etti. Ben ise onların fotoğraflarını çektim defalarca. Zaten birlikte birkaç fotoğrafımız vardı bizim.
"Yemek hazırlayayım sana ben!" dedi annem telaşla. Fakat babam ona kocaman güldü ve elini tutup yanına oturttu.
"Ben siz bana hizmet edin diye gelmedim. Dışardan söyleyeyim ve ben hem oğluna hem karıma uzun uzun bakayım."
Yumruğumu havaya kaldırdım.
"Pizza!"
Babam da yumruğunu havaya kaldırıp beni taklit etti.
"Pizza!"
***
Pizzayı yedikten sonra babamla ben oyun konsolundan birkaç oyun oynadık. İlk defa babamla birlikte oyun oynadığımı fark edince gülümsedim. İnsanın babasıyla oyun oynamasının ne kadar güzel olduğunu fark etmiştim.
Annem de uzaktan bizi izlerken telefonum çaldı. Hemen oyunu bırakıp telefona koştuğumda babam güldü.
"Görüyor musun, sevgilim?" dedi anneme dönüp. "Yıllardır yokum ama bir kızın araması bile yetiyor beni bırakmasına."
Telefonu açmadan önce kafamı eğip güldüm.
"Öyle değil, baba."
Annem de kıkırdayarak konuştu.
"Arayan kişi erkek de olabilir ama. Biliyorsun, bizim çocuğumuz için nefes alan herkes sevgili potansiyelinde."
Babam, annemin dediği şeyle kahkaha atarken telefonu açıp o ortamdan uzaklaştım. Her an bir şey söyleyip beni rezil edebilirlerdi.
"Alo, Ha Eun?"
"Sevgilim, ne yapıyorsun?"
Ha Eun'ın sesini duyunca gülümsedim.
"Babam geldi, oturuyoruz." dediğimde Ha Eun heyecanla konuştu.
"Baban geldi mi? Ah, çok mutlu olmalısın!"