Uyanalı birkaç saat olmuştu fakat ben hala tavanı izliyordum. Aşağıdan kahvaltı yaptıklarını duysam da, kalkmadım bir türlü. Taehyung'un yanağımı yalamasından sonra onun yüzüne bakmamak için hızla odama kaçmış, hala da çıkmamıştım buradan.
Gözlerimi sıkıp kafamı iki yana salladım. O an aklıma gelip duruyordu. Her istediğini yapması oldukça sinir bozucuydu. Bu yüzden ondan kurtulmak için çalışmalara asılmaya karar verdim. Daha çok çalışacak, daha çok güçlenecektim.
Ayağa kalktım. Yavaşça kapıya ilerleyip kapıyı açtım. Etrafa bakındıktan sonra sessizce merdivenlerden indim. Amacım bodrum katına inip biraz çalışmaktı. Tam bodrum katındaki merdivenlere varmıştım ki, bir ses beni durdurdu.
"Hyung?"
Eğilerek ilerlediğim için hızla doğruldum ve hemen surat ifademi düzelttim.
"Efendim?"
Jimin kafasını kaşıyarak bana baktı.
"Taehyung kendi çalışacağını söylemişti ama birlikte mi çalışacaktınız?" dediğinde kaşlarım çatıldı.
"Yani..." dedim anlamaya çalışırcasına. "Taehyung spor odasında mı?"
Jimin kafasını sallarken sırıttım. Neredeyse ondan kaçarken ona yakalanacaktım. Elimi Jimin'in sırtına yerleştirip güldüm.
"Sağol, bro." dedikten sonra merdivenlerden uzaklaşıyordum ki, bir başka ses durdurdu beni bu sefer.
"Benden mi kaçıyorsun?"
O tanıdık boğuk ses duyulduğunda yutkunup yavaşça ona döndüm. Taehyung, bodrum katına inen merdivenlerin sonunda durmuş bana bakıyordu.
"H-hayır..." dediğim sırada umursamazca omuzlarını silkti. Merdivenlerden çıkarken bana bir an bile bakmamıştı. Yanımdan geçip giderken onun arkasından baktım. Taehyung salona girdiğinde Jimin omzuna vurdu.
"Gel de kahvaltı yap."
Jimin mutfağa ilerlerken onun peşinden ilerledim. Jimin bana sandviç uzatırken Jungkook eline çerez almış, durduğu yerde yiyordu. Ben de sandviçi ısırırken hazır Taehyung da yokken bir şeyler öğrenirim umuduyla soru sormaya başladım.
"Neden kimse Taehyung'a karışmıyor?" dedim sesimi meraklı çıkarmamaya çalışarak. "Size de karışmıyorlar. Fakat o bir ayrı."
Jungkook çerezlerin birkaçını da ağzına attıktan sonra konuştu.
"Buradaki herkesi o eğitti. Herkese yaşamak için nasıl hayatta kalınacağını öğretti. Öğretemediklerine de diğerleri öğretti. Şu an onlar hayattaysa Taehyung sayesinde."
Kafamı salladım. Bunu Taehyung söylemişti zaten.
"Peki siz?" dedim yavaşça. "Taehyung'la nasıl bu kadar yakınsınız? Yoksa buraya gelmeden önce tanışıyor muydunuz?"
Jimin kafasını salladığında şaşkınlıkla ona döndüm. Bunu beklemiyordum.
"Biz Taehyung'la aynı okula gitmiştik. Çok yakındık önceden. Fakat sonra konuşmayı kestik. Buraya geldiğimde onu görünce hem çok şaşırmış, hem çok sevinmiştim."
Gözlerimi Jungkook'a çevirdiğimde Jungkook kafasını iki yana salladı.
"Bana bakma! Ben burada tanıştım."
Jimin güldükten sonra bana dönüp anlatmaya devam etti.
"Ben geldiğimde, Taehyung çoktan Jungkook'la arkadaştı. Ben en son katıldım aralarına. Taehyung bizi eğitirken ben Jungkook'la sevgili oldum. Ve sonra bir baktık ki, birlikte kalmışız. Üçümüz devam ettik sonra bu yola."