(YN : Size dinlemeniz için altyazılı şarkı bıraktım. Umarım beğenirsiniz çünkü sözleri bu kitap için yazılmış gibi... İyi okumalar 💜)
Not : Bölümde rahatsız olabileceğiniz sahneler vardır. Kan ve şiddet içerir.
Kaç saat öylece kaldık bilmiyordum. Kaç saat Taehyung'un kokusuyla mest olduğumu, Lee Seon Ah'ın bizim için 'Wrapped up un Silence' söylediğini, birbirimize sarılmış bir vaziyette öylece kaldığımızı... Bilmiyordum fakat umursamadım da. Kimse bize karışmamıştı. Buraya geldiğimden beri yaşadığım en huzurlu anı yaşıyordum ve kimse bozmak için bir hamle yapmamıştı. Ruhum kendisini Taehyung'a bağlayıp kördüğüm yaparken, rahatsız edilmemiştik bile.
"Korkma sakın."
Ben tam neyden korkmamam gerektiğini soracakken Taehyung, daha da sıkı sardı beni. Sonra aşağı attı ikimizi de. Suyun içine daldığımızda ona sıkıca tutunmuştum. Soğuk su, tüm vücuduma işlerken hemen çıktık suyun yüzeyine. Su yuttuğum için Taehyung'un boynuna sarılıp birkaç kez öksürdüm. Taehyung'un benim bu halime hafifçe gülümsediğini fark ettiğimde bende gülümsedim.
"Bu ne içindi?" dediğimde Taehyung belimdeki ellerini kalçalarıma indirdi. Kalçalarımı hafifçe sıktıktan sonra dudaklarıma yaklaştı. Dudakları, tam dudaklarıma değecekken durdu. Islak burunlarımız birbirine sürtünürken, nefeslerimiz karışıyordu.
"Seni ıslak görmek içindi." diye fısıldadıktan sonra yapıştırdı dudaklarını dudaklarıma. Ben, beni öpeceğini düşünürken o bunu yapmadı. Islak dudaklarımı yavaşça dudaklarının arasına aldı. Onları yavaşça somurduğunda dudaklarım istekle açıldı. Taehyung dudaklarımı hafifçe dişlerken, aynı anda kalçalarımı sertçe sıktı. Uyarı tüm vücudumda gezinirken kasıldım.
Taehyung sonra ilerledi suda. Beni iskelenin kolonuna yasladıktan sonra bacaklarımı araladı. Bacaklarımın arasında bir yer bulduğunda kendini oraya sabitledi. Islak vücutlarımızı birleştirdiğinde erkekliklerimiz sürtündü. Nefes alışverişlerim artarken dilim istekle dışarı çıktı. Taehyung bunu fark eder etmez dudaklarını dilime bastırdı. O dilimi somururken ellerim omuzlarındaydı. Ondan destek alırken bile düşecek gibi hissediyordum.
Taehyung dilimi bırakıp dudaklarıma yöneldi. Fakat öpmedi beni. Tüm ağzımı kapatacak şekilde dudaklarını bastırırken, bir anda aşağı çekti beni. Suyun dibine doğru indirirken bizi, ikimizin de gözleri sonuna kadar açıktı. Gözlerimiz asla ayrılmazken Taehyung elimi tuttu sıkıca. Sonra ayırdı vücutlarımızı. Ellerimiz birlikteyken, suyun altında süzülen vücudumu izledi bir süre.
Elimi tutan elini çekti. Vücudum suyun altında ona çekilirken sardı kollarını vücuduma. Dudaklarını tekrar dudaklarıma bastırdı. Tuttuğu nefesini ağzımın içine verdiğinde dudaklarım titredi. Onu tuttum sıkıca. Nefessiz kalmaması için zorla yukarı çekiştirdim. Tüm nefesini bana vermişken, o nasıl nefes alacaktı ki?
"Taehyung..." dedim sessizce. İkimiz de nefes nefese kalmıştık ve bu yüzden konuşamıyordum. Fakat gözlerimden anlayabileceğini ummuştum. Ağzımın söyleyemediğini gözlerim bağırıyordu. Onun sesini Taehyung'un duymasını istedim. Onu sevdiğimi söyletmese de, anlamasını istedim. Yaptığı her hareketin benim içimde bir kasırga etkisi yarattığını bilmesini istedim.
Taehyung arkasını döndü. Gözlerimin içine bakmayı reddediyor gibiydi. Ona bağırmamı duymak istemiyordu. Üzülmemden korktuğunu söylese de, içimdeki o minik ses aslında kendisinin üzülmesinden korktuğunu söylüyordu. Ona güvenip güvenmemem gerektiğini düşünürken Taehyung'a doğru yüzdüm. Konuyu değiştirmem gerektiğini fark edip hafifçe gülümsedim.