26. Bölüm

4.3K 552 91
                                    

Okuyan ve sabırla bekleyen herkese çok teşekkür ederim! 

****

Genç kız yatağa uzandığında uzun zamandır bu akşamki kadar huzurlu olmadığını düşünüyordu. Orhan amcası ve eşinin atışmaları, Sude'nin şen sesi kendisine iyi gelmişti. Yorgun bedeni sanki dinlenmiş gibiydi. Erem çok konuşmasa da bakışlarında ki dinginlik genç kıza yetmişti. Yastığını havalandırıp sağına dönerken düşüncelere daldı. Bundan sonra ne olacaktı. Hayatı karmakarışıktı. Gözlerini kapattığında yüzünde hafif bir gülümseme oluştu. Sabah erken kalkması ve önce işe oradan da tadilatı kontrol etmek için eve gidecekti. Birkaç dakika sonra odasının kapısının açıldığını duyunca gözlerini aralayarak gelen kişiye baktı. Kapıda kucağında küçük bir peluşla Sude belirmişti.

"Hayatım?"

"Hüzün abla, seninle uyuyabilir miyim?" Hüzün hafif gülümseyerek örtüsünün kenarını açarken Sude gülümseyerek hızla yanına girmişti. Küçük kız yastığa başını koyar koymaz hemen Hüzün'e döndü.

"Hüzün abla, artık hep burada mı kalacağız?"

"Henüz değil canım, ilerde belki kalırsınız." Sude başını hafif kaldırarak genç kıza üsten bakmaya başlamıştı.

"Sen bizimle kalmayacak mısın?" Hüzün bakışlarını kaçırarak küçük kızı kollarının arasına çekti.

"Benim yeni bir evim var canım. Yakında sende beni ziyarete gelirsin. Ama ben burada kalamam."

"Neden? Amcam yüzünden mi?" Sude gözleri dolu bir şekilde genç kıza bakarken Hüzün derin bir nefes çekti.

"Sude, senin abinle kalman gerekiyor. Belki ilerde birlikte yaşayabiliriz. Bunun için işleri yoluna koymamız gerekiyor." Hüzün içinden sözlerinin doğru olması için dua ederken küçük kızı daha çok kendisine çekmişti. İkili gözlerini kapatıp uykuya daldıklarında diğer odada düşünceleri yüzünden huzursuz olan Erem ne yapması gerektiğine karar vermeye çalışıyordu. Hüzün'ün bundan sonra ne yapacağını kestirmeye çalışsa da başaramıyordu. Genç adam onun yanında olmak istese de amcası yüzünden yapamazdı. En azından adalet yerini bulana kadar yapamazdı. Sıkıntıyla odasına dolanıp durdu. Bir süre sonra dayanamayarak odasından çıkıp genç kızın kaldığı odanın kapısına ulaştığında içeriden gelen fısıltıları dinlemeye başlamıştı. Kardeşinin neşeli sesini duydukça içi acıyordu. Daha fazla duymaya dayanamayarak hızla kapının yanından uzaklaşıp evin bahçesine çıkmıştı. Henüz temizletmeye fırsat bulamadığı havuz kenarında ki eski ahşap sandalyeye otururken başını geriye yaslayarak gözlerini kapattı. Düşünmekten başı çatlayacak gibi ağrırken derin bir iç çekti.

Son baharın verdiği serin rüzgar ile ürperirken yüzüne düşen gölgenin sahibini görmese de artık tanıyordu. Ne ara uyumuş ve ne ara sabah olmuştu anlamasa da gözlerini aralamadan konuştu.

"Burada olmaman gerekiyordu."

"Neden? Herkes burada bir ben yokum." Genç kız sitemle konuşurken evin içinden dışarıya çıkan ikilinin gülerek konuşması ile daha da yüzünü asmıştı. Hüzün ve Özlem kahvaltıyı hazırlamak için bahçedeki masayı düzenlemeye bahçeye çıktıklarında genç kız Özlem'in söylediği bir şeye istem dışı gülümsemişti. Özlem karşısında kendisine kaşları çatılı bir şekilde bakan kızını görünce aynı tepkiyle o da kaşlarını atarak kızına baktı.

"Özge senin burada ne işin var?"

"Burada olmamdan bu kadar rahatsız olduğunu belli etme anne. Ben tek başıma bir köşede dururken sizin toplanarak eğlenmeniz haksızlık." Yüzü iyice asılan genç kız Hüzün'e bakışlarını çevirdiğinde duraksamıştı. Hüzün'ün boş bakışları nedense içini sıkmıştı.

İNTİKAM "Tamamlandı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin