33. Bölüm

3.8K 485 38
                                    

"Yorumlarınıza geri dönüş yapamıyorum. Neden bilmiyorum ama yanıtla tuşu bende aktif değil. Ama yorumları okuduğumu söylemek isterim. Siz okurken keyif alırken bende yorumları okurken keyif alıyorum. Bıkmadan pamuk parmaklarını hareket ettiren okuyuculara çok teşekkür ederim. Ama hala okuyucu ile vote yapanların sayısı arasında uçurumlar kadar fark var! :( 

Keyifli okumalar...

***

Genç kız Erem'in sözleri karşısında şok olurken Erem onun duraksamasından fırsat bularak hızla evden ayrılmıştı. Bir yandan arabasına binerken diğer yandan evine girenlerin araştırılması için polis arkadaşını arayan genç adam delirmiş gibi arabayı çalıştırarak hızla oradan uzaklaşmıştı. Aklı karma karışıktı. Ekrem ile oyunun sonuna gelmişti. Gece olmasına aldırmadan amcasını aradığında ise bir süre sonra kulağına yankılanan uykulu sesle nasıl fevri davrandığını anlamıştı. Hüzün onun tüm sakinliğini alıp götürmüştü.

"Erem?"

"Amca, biri evime girdi." Kulağına yankılanan sesle amcasının yataktan kalktığını anlayan Erem arabasını yolun kenarına çekerek konuşmasına devam etmişti. Ekrem'i yakalamanın tek yolu onu kendi üzerine çekmek olacaktı. Amcasına planından bahsederken Orhan öfkeyle buna karşı çıkmış ama Erem'i fikrinden vazgeçirememişti.

Hüzün dağınık evde daha fazla kalamayacağı için geldiği gibi geri dönerken aklında hala Erem'in sözleri vardı. Onu dul bırakmakla tehdit etmişti. Yüzü bu düşünde ile uzun zaman sonra ilk kez gülümsemişti. Başını iki yana sallayarak evden ayrılırken Erem'in daha neler yapacağını görmek için sabırsızlanıyordu. Her zaman kontrollü olan Erem'in son zamanlarda kontrolü elinden bırakması onu hem şaşırtıyor hem de buna sebep olduğu için mutlu oluyordu. Artık robotik davranmayı bırakan genç adam için mutlu olmamasına imkan yoktu. İlerde ne olacağı bilinmezdi ama Erem'in eskisi gibi normal tepkiler vermesi onu mutlu etmişti.

***

Sabahın ilk ışıkları ile uyanan genç kız gözüne gelen güneş ışınlarını engellemek için elini gözünün üzerine siper etmişti. Gerinerek yatağında doğrulup kısa bir süre gözleri kapalı olarak yatağın başlığına dayalı oturmuştu. Kalkması gerekiyordu! Annesi ve babasının yanında olmasını dileyerek yataktan kalkıp her sabah yaptığı gibi önce ısıtıcıya su koyup sonra banyoya yönelmişti. Elini yüzünü yıkayıp işlerini tamamlayana kadar ısıtıcıdaki suyun kaynayan sesini duyarak pratik olduğunu düşündüğü ama hiç sevmediği sallama çayını fincanına alarak masanın üzerine koymuştu. İçebileceği sıcaklığa gelmesini beklerken bir yandan da kendisine sandviç yapıyordu. Oldu olası çayını çok sıcak içemiyordu.

Masaya geçtiğinde kahvaltı niyetine sandviçini yiyip çayını içtikten sonra hazırlanıp evden ayrılmıştı. Dış kapıdan çıktığında her zamanki gibi babasına mesaj atarak "Günaydın, ben çıktım, asayiş berkemal," diye yazarak sevimli resimler göndererek yola koyulmuştu. Halletmesi gereken konular vardı. Özellikle Hüzün ve Koray beyin nişanı konusunda bir şeyler yapacaktı. Erem'in bir şey yapmaya niyeti olmasa da o duramayacaktı.

Yarım saat sonra şirketin dönen kapısından içeriye girerek kartını okutup içeri geçerken kendisine doğru dönen bakışlara aldırış etmemeye çalışıyordu.

"Patronun derdi milleti gerdi anlaşılan..." Söylene söylene asansöre binerken arkasından gelen genç adamın farkında değildi. Başını iki yana sallayarak kendi kendine konuşmaya devam ediyordu. Onu merakla dinleyen adam ise sessizliğini koruyordu.

"Bundan bana ne? Neden her şeyi bilmem gerekiyormuş gibi davranıyorlar ki? Neyse ki fazla kalıcı değilim..." Son sözleri ile yanında duran adamın sözleri ile kendisine gelmişti.

İNTİKAM "Tamamlandı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin