29. Part 1

3.3K 492 43
                                    

keyifli okumalar!!

****

Uzun beyaz renk koridordan ilerlerken ortamın sessizliği gerilmesine neden oluyordu. Derin bir nefes alırken adım seslerinin bile duyulmadığı bu yolda elinden sadece dua etmekten başka bir şey gelmiyordu. Yoğun bakımın önüne geldiğinde kısa bir duraksama yaşarken sessizliği bozan doktor olmuştu.

"Şuanda yanına giremezsiniz ancak pencere arkasından görebilirsiniz." Orhan başını olumlu anlamda sallarken gergindi. Bölüm kapısından içeriye girip özel olarak ayrılan pencereli odaların kapısının önünden geçerken sonunda doktorun durması ile cesaretini toplayarak pencereden içeriye bakmıştı. Bedeni kablolarla dolu olan kişiye baktığında içi yeniden acımıştı. Yıllardır bir umut beklediği kişi karşısında gözleri kapalı bir şekilde yatarken istem dışı yanağından aşağıya akıttığı yaşı hızla silmişti. Gözleri ağır bir şekilde aralanan gözlerle karşılaştığında ise çocuk gibi ağlamak istemişti. Eli pencereye dayanırken kendisine korku dolu gözlerle bakan kişiye hafif gülümsemişti.

"Yenge!" genç adam sessizce fısıldarken doktor bir elini onun omzuna koyarak destek amaçlı sıkmıştı.

"Merak etme, bunca yıldır pes etmedi, bundan sonrası daha kolay olacak." Orhan başını sallarken doktor camın ardında yatan hastasına bakmıştı.

"Peki ne zaman tam olarak iyileşir?"

"Bunun için konuşmak erken, ama yıllar sonra bir tepki verdi. Bizi anlayabiliyor."

"Bu durum şimdilik aramızda kalsın. Bir şey olursa beni arayın." Doktor genç adamı onaylarken Orhan tekrar gözlerini kapayan yengesine bakarak yoğun bakım ünitesinden ayrılmıştı. İçi uzun zaman sonra ilk kez rahatlamıştı. Hastaneden dışarıya çıkarken yüzünde hafif bir gülümseme vardı.

***

Hüzün otel odasında dosyalarına gömülmüş bir şekilde çalışırken çalan telefonu ile duraksamıştı. Saat epey geç olmuştu ve o saatte gelen bir telefonun hayırlı olma olasılığını düşünemiyordu. Dosyalarını kapatarak eline aldığı telefonla arayan kişiye baktı. Arayan kişiyi görünce derin bir iç çekerek meşgule vermişti. Gece gece kimseyi çekecek durumda değildi. Birkaç dakika sonra telefona gelen mesaj sesi ile gerilmişti.

Annem: Telefonu aç, önemli.

Hüzün okuduğu mesajla annesini arayarak telefonu elinde odasının penceresine doğru ilerlemişti. Cadde üzerinde olan otelin dışında vızır vızır arabalar geçerken içeriye ses girmemesi müşteriler için büyük rahatlıktı. Çalan telefonun açılması ile genç kız gerilmişti.

"Bu saatte önemli olan ne anne?"

"Kızım konuşmamız gerek."

"Seni dinliyorum." Karşıdan gelen birkaç tıkırtı sesi ile annesinin kısılan sesi genç kızı şüphelendirmişti.

"Yarın seni bekliyorum, mutlaka gelmelisin!" diyerek telefonu kapatmıştı. Hüzün kulağından uzaklaştırdığı telefona bakarken babasının yine bir şeyler çevirdiğini düşündü. Annesi bunca yıldır kendisini düşünmezken birden bu şekilde kendisine ulaşmaya çalışmasının ardında ister istemez bir şeyler arıyordu. Yorgun olan beyni tam olarak düşünemiyordu. Odanın banyosuna girerek işlerini halledip yatağına girerken hala aklında annesinin kısık sesle konuşmasını düşünüyordu. Bir süre sonra gözleri kapanırken hala aklında ertesi gün olabilecekler vardı.

Genç kız odasının kapısının sert bir şekilde çalınması ile gözlerini aralamıştı. Kalın perdelerden içeriye süzülen gün ışığı sabah olduğunu belli ederken alacaklı gibi çalan kapıya yönelerek kim olduğunu görmek için kapıyı açtı. Kendisini iterek içeriye giren annesi ile şaşırırken kapıdan dışarıya uzanarak başka kimsenin gelip gelmediğini anlamaya çalışıyordu.

İNTİKAM "Tamamlandı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin